Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Meclis Genel Kurulu Toplandı (3)
21 Haziran 2016 Salı Saat 10:02

Meclis Genel Kurulu Toplandı (3)

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin (Onay) Yasa Tasarısı ile Hukuk S

MECLİS’TE TC-KKTC İKTİSADİ VE MALİ İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI GÖRÜŞÜLÜYOR

Lefkoşa, 20 Haziran 16 : Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu,  Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin Yasa Tasarısı ile Hukuk Siyasi İşler ve Dış İlişkiler Komitesi’nin tasarıya ilişkin raporunu görüşmeye başladı.

Tasarıyla ilgili ilk söz alan Meclis Başkanı Sibel Siber, Türkiye ve KKTC arasında imzalanan ekonomik ve mali işbirliği protokolünden örnekler vererek, kimseyi eleştirmek istemediğini ancak kurumsallaşmanın önemini dile getirmek istediğini belirtti.

Kurumsallaşmayan devletin otoritesinin sarsıldığını ifade eden Siber, Türkiye ile bugüne kadar imzalanan mali ve ekonomik protokollerin içeriklerinden örnekler verdi.

Teamülün 2003'ten bu yana devam ettiğini ve her 3 yılda bir protokollerin onaya değil, bilgiye sunulduğunu dile getiren Siber, bunun, bugün hala tartışma konusu olmasının nedeninin ise kurumsallaşma eksikliği olduğunu söyledi.

İnsan kaynaklarının harcandığını ve müşavirler ordusu yaratıldığını kaydeden Siber, kendi başbakanlığı dönemindeki protokolün de önceki hükümet tarafından imzalandığını hatırlattı.

Her kurumda hukukçuların olması gerektiğini ifade eden Siber, bu konuşmayı koordinasyon ofisiyle ilgili soru işaretlerinin ortadan kalkması için yaptığını belirtti.

Koordinasyon ofisiyle ilgili uluslararası anlaşmanın 5 yıllık bir süreyi kapsadığını ve bunun TBMM'de de görüşüldüğünü söyleyen Siber, sürecin geçmişini anlattı.

5 yıllık uygulamayla ilgili 1 yıllık anlaşma yapmanın Başsavcılık tarafından da değerlendirildiğini ve uygun bulunmadığını kaydeden Siber, bu konuda daha fazla geç kalmadan meclisin ortak irade göstermesi gerektiğini belirtti.

Siber, bunun sadece koordinasyon ofisi ile ilgili olmadığını, meclise saygı ve itibarın önemli olduğunu, bunun da sadece Meclis Başkanı'nın çabasıyla sağlanamayacağını kaydetti.

Sibel Siber, Meclis çatısı altında herkesin öfke kontrolü yapabilmesi ve kendi kurumlarına saygı göstermesi gerektiğini dile getirdi. Siber, İngiliz İşçi Partisi milletvekili Jo Cox'un öldürülmesini de kınadı.

ÖZGÜR

CTP Milletvekili Birikim Özgür de konuşmasında, konunun artık bütünlüklü bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

2006 yılında sonra bütün dünyayı saran ekonomik krize değinen Özgür, siyasetin de buna göre yeniden şekillendiğini, maliye politikasının yönünün değiştiğini ve geleneksel siyasetin değiştiğini kaydetti.

Ülkede de bu yönde değişikliklerin gündeme geldiğini ifade eden Özgür, ancak bu mesajların anlaşılmak istenmediğini vurguladı.

Türkiye ile yapılan ekonomik protokolün ekinde yer alan yapısal dönüşüm programında, federal çözüme atıfta bulunulduğunu ifade eden Özgür, federal çözümün hızlandırılmasına yönelik planlamalar bulunduğunu kaydetti.

Özgür, karanlığa kurşun sıkarak siyaset yapılması döneminin sona erdirilmesi gerektiğini savunarak,  herkesin kendi siyasi çizgisiyle yapısal değişim programını değerlendirmesini istedi.

Program hazırlanırken, CTP’nin çizgisini aşmadan yapılması için yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını vurgulayan Özgür, ekonomik protokol konusunda, yeni hükümetin makro ekonomik hedeflerden toplumu uzaklaştırdığını savundu.

Protokol sayesinde sağlanacak hibe ve kredilerin halk için çok önemli olduğunu kaydetti.

Mali krizin aşılması için ciddi çaba gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Özgür, ekonomiyi büyütmek adına yapılması gerekenleri özetledi.

Maliye Bakanı Serdar Dektaş’a çok önemli görevler düştüğünü ifade eden Özgür, yapılması gereken en önemli faaliyetlerden birinin, borç ödeme programı çıkarılması olduğunu kaydetti.

Özgür, hükümetin borç ödeme programı olmamasını ve ödemelerin borçlanma metodu ile yapılmasını eleştirdi.

2015 sonu itibarıyla borç oranlarını açıklayan Özgür, kendi bakanlığı döneminde hiçbir borçlanmaya imza atmadığını, hükümetin de bir an önce borç ödeme programı yapması gerektiğini kaydetti.

Şimdiki yapıda bazı bakanların komiteye giderek, ek bütçe pazarlığı yaptığını savunan Özgür, “Maliye de bunlarla cebelleşmek durumunda kalıyor” diye konuştu.

3 yıllık bütçeye geçişle daha planlı bir döneme geçileceğini söyleyen Özgür, böylece kaynakların çok daha etkin ve verimli şekilde kullanılabileceğini dile getirdi.

“Haysiyet meselesi üzerinde biraz daha durmak istiyorum çünkü mali yönden hedeflerden uzaklaştıkça toplumsa haysiyetle de oynuyorsunuz”  diyen Özgür, hükümetin nasıl olur da mali hedeflere tezat yasaları Meclis’e gönderdiğini sordu.

Hükümetin büyük bir yanılgı içerisinde olduğunu savunan Özgür, Türkiye ile olan ilişkilerin rayına oturmamasının bu çelişkilerle ilgili olduğunu ifade etti.

Birikim Özgür, “2 günlük müdür” tartışmalarına da değinerek, bu atamayla, ilgili kişinin emekli maaş ve ikramiyesinin yükseltildiğini savundu.

Gerek ek mesailer gibi konular başta olmak üzere programda yer alan hedeflere bağlı kalınmaya çalışılmasının önemli olduğunu söyleyen Özgür, en düşük sandık prim oranında çalışanları buluşturmaya çalışmanın kötü sonuçlar doğuracağını iddia etti.

Maliye politikasında giderleri kontrol altına almaktan daha önemlisinin gelirleri artırmak olduğunu ifade eden Özgür, bütçe hedeflerine ulaşmak için kemer sıkmak yerine ekonomiyi büyütmek ve dolaysız vergileri artıracak önemler alınması gerektiğini söyledi.

Görevi devraldıklarında yerel gelirlerin giderleri karşılama oranının yüzde 84’lerde olduğunu ve bunu 3 yılda yüzde 90’lara çıkardıklarını ifade eden Özgür, 3 yıl sonunda bu oranı yüzde 95’e çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Bu oranı yükseltmenin kayıt dışılıkla mücadele, e-maliye projesi, vadesiz geçmiş kamu alacakları konusundaki projenin hayata geçmesi gibi adımların atılmasını gerektirdiğini anlatan Özgür, “Hükümette programın uygulanması konusunda bir lakaytlık sezinliyorum. Milletvekillerinden, bazı reformların seçimden sonraya kalır yönünde söylemler duyunca programdaki takvimin ciddiye alınmadığı kanısına kapıldım” dedi.

“İmzaladık ama takvime uymasak da olur yaklaşımı lakayıt bir yaklaşımdır” diyen Özgür, bu hedeflere ulaşılmasını sağlamanın hükümetin boynunun borcu olduğunu, kendilerinin de muhalefet olarak bunu takip edeceklerini ifade etti.

Programda sözleşme birimi kurulması konusuna da yer verildiğini anlatan Özgür, Ercan Havalimanı konusunda yaşanan sorunlar gibi sorunların yaşanmaması için bunun önemli olduğunu dile getirdi.

Suyla ilgili yaşanan sürecin yerel yönetimler reformunun hayata geçirilmesi bakımından bir fırsat olduğunu kaydeden Özgür, böylece mali sürdürülebilirliğin sağlanabileceğini dile getirdi.

Borç batağındaki belediyelerin anlaşmamaları durumunda ödeneklerinden bu paranın kesileceğini anımsatan Özgür, ülkeyi büyük bir kaosun beklediğini, sürecin belediyeleri batırmadan sonlandırılması gerektiğini söyledi.

Özgür şöyle devam etti:

“Hükümet takvime göre hareket ederse, biz sürece katkımızı esirgemeyeceğiz. Ancak üçlü kararnameyle ilgili hususun programda ne şekilde yer aldığını hatırlatmak isterim. Programda siyasi atamaların sayısının birçok ülkeden fazla olduğundan dem vurulmakta. Ama hükümet, iki günlük müdür vakası, eşinin müşavir olduğu görev yerinde görevlendirilmiş yeni müdür gibi konulara imza atmıştır”

Protokolde ön görülen hedeflere odaklanılmasının önemli olduğunu söyleyen Özgür, geçirilmesi gereken yasalar için ek finansman ihtiyacı oluşacağını kaydetti.

“Finansman açığını Türkiye kapatacak” anlayışının doğru olmadığını söyleyen Özgür, Türkiye’nin 27 Mayıs’ta atılan imzalar çerçevesinde kaynak sağlayacağını ama ilave ihtiyaçlar için yapılan taleplerin her zaman olumlu sonuçlanmayabileceğini dile getirdi.

Sosyal güvenlik sistemiyle ilgili, emeklilik yaşı konusunda tartışmalar yaşanacağının açık olduğunu söyleyen Özgür, hükümetin emeklilik yaşını bir dayatmayla mı yükselteceğini, yoksa sendikalarla istişare etme yolunu mu seçeceğini merak ettiklerini söyledi.

Programda finans sektörü ve reel sektör konusundaki eylemlere değinen Özgür, finans sektörünün yapılanması konusunda atılacak adımlara destek vereceklerini anlattı.

Stratejik sektörlerde özelleştirmeye karşı olduklarını anlatan Özgür, kendi hükümetleri döneminde, işletme devri gerçekleştirilecek her alanda kamu gücünü de etkin kılacak biçimde düzenlemelere gidilmesi konusunu hep ön planda tuttuklarını dile getirdi.

Kıb-Tek’in özelleştirilmesine toplumun hazır olmadığını, kendisinin dahi bakanlık yapmış biri olarak Kıb-Tek’in dağıtım kolunun neden özelleştirilmesi gerektiği hususunda kafasında net bir cevap olmadığını dile getiren Özgür, bu konuda topluma gerekli açıklamaların yapılmasını istedi.

Eğitim konusunda öğrenci sayısının arttığını ve artık kalite konusuna yoğunlaşılması gerektiğini dile getiren Özgür, programda eko ve agro turizme önem verilmesinin olumlu olduğunu söyledi.

Telekomünikasyon alanında dijital eşitliğe büyük verdiklerini dile getiren Özgür,  enerji konusunda ataletin en büyük düşman olduğunu kaydetti.

Enerji konusunda “AKSA mı bizi yönetecek yoksa biz arz güvenliği konusunda daha farklı bir noktada mı olacağız, buna odaklanmalıyız” diyen Özgür, enerji konusunda teknik ve hukuki çalışmalar sürdürmeye devam edeceklerini dile getirdi.

Zaman zaman Türkiye ile ilişkilerin, IMF’nin borçlu devletlerle geliştirdiği ilişkilere benzetildiğini, hâlbuki IMF’nin katı tutumunun Türkiye ile olan ilişkilerdeki tutumdan farklı olduğunu söyleyen Özgür, Türkiye’nin sunduğu kaynakların çoğunun hibe olduğunu, borç olan kısım için ise iyi niyetli bir tavır sergilendiğini söyledi. Özgür, “Bizim bunu suiistimal edip etmeyeceğimiz ise bana göre çok büyük önem taşır” dedi.

Hükümetin iyi niyeti suiistimal eder bir görüntü çizdiğini savunan Özgür, bunun hükümeti eleştirmekten çok toplumun saygınlığı açısından yapılan bir yorum olduğunu savundu.

Özgür, bu yorumları nedeniyle “Sen Türkiye’nin avukatı mısın? Türkiye sütten çıkmış ak kaşık mı?” sorularıyla karşılaştığını ifade ederek, “Beni kendi toplumumun yaklaşımları ilgilendiriyor” dedi.

Siyaseti “Türkiyeciler ve Türkiye karşıtları” olarak ikiye ayırmanın hiçbir yarar sağlamayacağını anlatan Özgür, programda yer alan taahhütlerin devlet ciddiyetiyle ele alınması gerektiğini söyledi.

Özgür, sözlerini, Türkiye Cumhuriyeti’ne sağladığı katkılardan dolayı teşekkür ederek tamamladı.

EK VERİLECEK

Haber: Tuğçe Ülkü Aydın-Doğuş Çiftçioğlu 

Bu haber toplam 1283 defa okunmuştur
Meclis Genel Kurulu Toplandı (3) Haberi

YORUMLAR
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
DİĞER HABER BAŞLIKLARI
KIBRIS GÜNDEMİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2021 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Mail : | Yazılım: Doğru Ajans