Rumlar petrol ararsa çözüm imkansız

YUNANİSTAN'DAN AÇIKLAMA
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Grigoris Delavekuras, Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması yapmasının uluslararası hukuka aykırı olacağını iddia etti.

Delavekuras yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, KKTC ile buna benzer yapacağı her türlü anlaşmanın ''geçersiz ve anlamsız'' olacağını ileri sürerek, böyle bir anlaşmanın, ''Kıbrıs Cumhuriye'tinin (Rum) doğal zenginliğini değerlendirmesi konusundaki apaçık egemenlik hakkı uygulamasıyla hiçbir şekilde bağdaştırılamayacağını'' kaydetti.

Kıbrıs Rum Kesimi, yapılan son açıklamaya göre, bu ay sonunda İsrail'le birlikte Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına başlayacak.

Türkiye ve KKTC, bu durum karşısında harekete geçerek bugün, Rum yönetiminin sondaj faaliyetlerine başlaması halinde bir kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması yapılması konusunda Ankara’da anlaşmaya vardı.

Başkent’teki KKTC heyetinin başkanı, KKTC Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Kudret Özersay, NTV’ye anlaşmanın ayrıntılarını ve Ada’da önümüzdeki haftalarda yaşanabilecek olası gelişmeleri değerlendirddi.

Özersay, mutabakatın pratikteki anlamı konusunda, Rum tarafının attığı adımların cevapsız kalmayacağının ortaya konduğunu ve Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’nin kararlılığının gösterildiğini dile getirdi.

"ERTELEME OLABİLİR"
Özersay, atılan adımın Rum yönetimini caydırıp caydırmayacağıyla ilgili, temel hedefin bu olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Türk tarafı olarak cumhurbaşkanımız müzakere masasında Hristofyas’a, müzakerelerin başarısı için bu çalışmaları ertelemesi çağrısı yapmıştır. Türk tarafının tutumu nettir. Rum tarafı bu adımları askıya alırsa, Türk tarafı bugün mutabakata varılan adımları atma konusunda erteleme yoluna gidebilir."

"ORTADOĞU'YU İTHAL ETME GİRİŞİMİ"
Özersay, Rum yönetiminin sondaj çalışmalarına başlamasının Ada’daki görüşme sürecine nasıl yansıyacağı ve Doğu Akdeniz'de bir gerginlik yaşanma ihtimaliyle ilgili de şunları söyledi:

"Çok net biçimde şu görünüyor. Rum tarafı, Ortadoğu ülkeleriyle yaptığı anlaşmalarla, Ortadoğu krizini Kıbrıs sorununun içerisine ithal etme yaklaşımı içerisindedir. Böyle bir risk vardır. Ortadoğu’da fazlasıyla sorunlu aktör zaten var. Bunları alıp Kıbrıs sorununun içerisine entegre eden bir yaklaşımdır bu. Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını ilgilendirdiği için bu adımların izlenmeyeceği 9 Eylül’de açıklanmıştı. Bugün atılan adımlar bunun bir uzantısıdır.

"İKİMİZE DE AİTSE..."
Rum tarafı açıklamalarında, kaynakların hem Rumalar hem Türklere ait olduğunu söylemektedir ama akla şöyle bir soru gelmektedir. Eğer ikimize de aitse nasıl oluyor da bu kaynakların geleceğini başka ülkeler ve uluslararası şirketlerle tek başınıza belirlersiniz. Bunun net yanıtı yoktur ve burada bir haksızlık vardır."

YA PETROL BULUNURSA!
Özersay, Rum yönetimin uluslararası camiadan destek istemesi noktasında da, "Geçmişteki başka krizlerde de Rum tarafı ululslararası camiadan destek isteyerek kendisini mağdur göstermek istemiştir. Yine aynı resim çizilmek isteniyor. Türk tarafı, halkının çıkarlarını korumak da kararlıdır.

Bakın! Burada yapılacak çalışmalarda belirli bir zenginlik ortaya çıkarsa, o zaman geçmişte zaten kapsamlı çözüme sıcak bakmayan Rum yönetimini, karşılılı tavizli çözüme ikna etmek zor olacaktır. Bunun böyle bir riski vardır. Gerilmekte olan bu ortam aslında Kıbrıs’ta karşılıklı kabul edilebilir çözümün ne kadar gerekli olduğunu net şekilde göstermektedir."

BEŞİR ATALAY DA KONUŞTU
Öte yandan KKTC’de temaslarda bulunan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da, mutabakatla ilgili konuştu:

''KKTC yetkilileri ile eş güdüm içinde belirlenen tedbirlerin ilkinin, bugün Ankara'da Dışişleri Bakanlığımızda, Türkiye ve KKTC heyetleri arasında yapılan toplantıda hayata geçirilmesi kararlaştırılmıştır.

Buna göre, Rum yönetimi sondaj faaliyetini, gerçekleştirmesi halinde Türkiye ve KKTC Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması addedeceklerdir. Ayrıca KKTC hükümetinin davetine icabeten, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığımızı Müsteşar Yardımcısı başkanlığında bir heyet de yarın KKTC'ye gelecek ve muhataplarıyla adanın deniz alanlarında petrol, doğalgaz arama konusunda yapılacak işbirliğinin çerçevesini belirlemek maksadıyla temaslarda bulunacaklardır. Burada ciddi çalışmalar yapacaklardır.

Bu adımlar, Rum tarafının hareket tarzına göre alınacak tedbirleri ihtiva eden kapsamlı bir planın unsurlarıdır. Eylem planı, gelişmelerin cereyan tarzına uygun şekilde ve zamanlamayla gerekli görüldüğü ölçüde hayata geçirilecektir. Bu, Türkiye ve KKTC'nin, son gelişmelerle ilgili şu anda durduğu yerdir. Yarın heyet gelecek. Gelişmelere göre değerlendirmeler olacak. Yeni tavırlar belirlenebilecek.''