Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Af Başvuruları Başladı
01 Ekim 2011 Cumartesi Saat 09:37

Af Başvuruları Başladı

Hasipoğlu: Muhaceret affı ve sigorta affı geldi. Af Bakanlar Kurulu’ndan geçti. Muhaceret affı bildiğim kadarıyla Meclis’e götürülmeyecek ve yine bildiğim kadarıyla şu anda başvurular başladı

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri ve Milletvekili Ertuğrul Hasipoğlu ülkede kaçak yaşayanlara bir müjde vererek muhaceret affının geldiğini söyledi. Hasipoğlu, “Muhaceret affı ve sigorta affı geldi. Af, Bakanlar Kurulu’ndan geçti. Muhaceret affı bildiğim kadarıyla Meclis’e götürülmeyecek ve yine bildiğim kadarıyla şu anda başvurular başladı” dedi. Af konusunu ilk kez Star Kıbrıs’a açıklayan Hasipoğlu önemli açıklamalar yaptı. Hasipoğlu, muhalefetin istihdamlar konusunda hükümeti eleştirdiğini ancak hükümetin şu anda CTP’nin işten çıkardığı insanları işe aldığını savundu. Şu ana kadar hiçbir özelleştirme yapmadıklarına da değinen Hasipoğlu, muhalefetin bu konudaki eleştirilerini ‘yersiz bulduğunu’ ifade etti. Son günlerde gündemde olan rüşvet iddialarına da yanıt veren Hasipoğlu ‘ispatlasınlar’ dedi. Hasipoğlu sorularımıza şu şekilde cevaplar verdi;

Star Kıbrıs: Muhalefet sizi sürekli olarak eleştiriyor. Muhalefet ‘söz verip tutmadığınızı’ savunuyor. Siz neler söyleyeceksiniz?

Muhalefet bizi eleştiriyor ancak muhalefetin görevi budur. Biz söz verdik ve ‘Havayollarını falan haledeceğiz” dedik. Verilen söz buydu. Bunun için çalışmalar yapıyoruz. İşe aldığımız insanlara da kızıyorlar. Biz CTP’nin işten attığı ve ekmeğinden ettikleri insanları işe alıyoruz. Bütün dünyada sosyalist ülkeler de dahil olmak üzere özelleştirme yapıyor. devletin sırtında kambur olmuş kurumlar elbette duramaz. Bu tip kurumlar hangisiyse elbette özelleştirilebilir. Ki biz daha hiçbir şeyi özelleştirmedik. Bu konudaki eleştiriler yersiz eleştirilerdi. Elektrik kurumunu özelleştiriyoruz diye bağırıyorlar ancak biz öyle bir şey söylemedik. Kendileri AKSA’dan almıyor muydu? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Belki şimdi bize güneş enerjisinden elektrik üretecek ve şu andaki elektrik fiyatının daha altında elektrik verecek. Biz bundan neden faydalanmayalım ve bunun neresi kötü? Ben vatandaşın elektrik faturasını yarı yarıya düşürürsem bunun neresi kötü? Biz vatandaşın iyiliği için ne gerekiyorsa yapacağız.

UBP’nin bazı vekilleri de hükümeti eleştiriyor. Buna nasıl bakıyorsunuz?

Elbette eleştirecekler, bu demokrasi gereğidir. Ama ben medya önünde partinin eleştirilmesine karşıyım. Bizim yetkili kurumlarımız var. Biz yetkili kurumlarımızda yani evimizde istediğimiz kadar kavga ederiz. Ben de eleştiririm. Benim de sıkıntılarımız var. Eleştirmek de doğru bir yaklaşımdır ve bundan mutlaka doğru bir şeyler çıkarmamız gerekir. Ama bunu kamuoyu önünde yapmamalıyız. Hiçbir arkadaşımız bu partiden ayrılmaz.

Rüşvet iddiaları yöneltiliyor. Bu iddiaların doğruluk payı nedir?

İspatlasınlar. Eğer varsa burası hukuk devletidir ve gereği yapılır. Bizler de bu iddiaları araştırıyoruz. Denetleme kurulunu devreye soktuk. Her şey araştırılır, araştırılacakta.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’yla Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan New York’ta bir anlaşma imzaladılar ancak muhalefet buna tepki gösterdi. Tepki göstermelerini gerektirecek bir neden var mı ve siz doğalgaz konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

CTP kendi hükümeti döneminde Türkiye’yle bir takım protokoller imzaladılar. Ben de sağlık bakanlığım döneminde bir takım protokoller imzaladım ve gidip muhalefete haber vermedim. Protokolü imzalarsınız ve Meclis’e getirirsiniz. Cumhurbaşkanımızla Sayın Türkiye Başbakanı böyle bir protokol imzalamıştır. Bu konu ya oy birliğiyle ya da oy çokluğuyla geçecek. Onlar da zamanında öyle yaptı, prosedür budur. Sıkışık bir dönemdi ve acilen yapıldı. Bekleme zamanımız yoktu. Amacımız bağcı dövmek değil üzüm yemektir. Ama muhalefet bağcı dövme uğraşı içerisindedir. Doğalgaz konusunda bizim ve Türkiye’nin hakkı var. Bu konuda diyalog ve uzlaşı olmalıdır. Olmadığı takdirde herhangi bir işlem yapılamaz. Belki bu konu bir avantaj olur ve çözüme gidilir. Ada’nın etrafında olan doğal rezervler bu ülkenin tümünün malı olmuş olur. Çözüme de ivme kazandırmış olabilir. Konuyu o şekilde değerlendirmek gerekiyor. Bu konuyu her iki halkın çıkarları doğrultunda bir neticeye kavuşturmak gerekir. Olmadığı takdirde o hakkını kullanıyorsa ben de hakkımı kullanacağım. Ve şu anda o noktadayız. O hakkını kullanıyor biz de hakkımızı kullanıyoruz. Bu durum çözüme bir katkı sağlamaz ancak sağlaması gerekir. Ne onlar bizi bu adadan sökebilir ne de biz onları bu adadan sökebiliriz. Bilecekler ki, burada bir çözüm olacaksa iki halkın ve iki devletin ortaklığıyla olacaktır. Bunu yapmazlarsa kendileri zarar görecektir. Kendi aralarında konuşmuşlar ‘beşte birini de Tür tarafına veririz’ demişler. Ama bu şekilde olmaz. Ya bir ortaklık kurulur ya da herkes yoluna gider. Onlar kazarsa biz de kazarız. O zaman da onlar düşünsün çünkü ben de hakkımı arayacağım.

Doğalgaz konusu görüşmeleri nasıl etkiledi?

Tutanaklardan gördüğüm kadarıyla görüşmeler iyi gitmiyor. Bir ilerleme yok. Ama dilerim akıl ve mantık bunu emreder ve doğalgaz konusu vesile olur da bir çözüme kavuşulur. Ama onlar bizi yok sayarsa ben de yok olmadığımı ispatlarım. Devletim var burada ve bunu da devlete şaka olsun diye kurmadık. Bu devlet de kendi hakkını kullanacaktır. Onlar şu anda AB üyesi olmanın vermiş olduğu rahatlığı yaşıyorlar. Ama bilmezler ki sonuç bir gün gelir ve aleyhlerine olur. Güvendikleri AB çatırdamaya başladı ve çatırdamaya devam edecek. Ben AB kurulduğu zaman ‘AB yaşayamaz’ dedim. Çünkü siyaset ve diplomasi çıkarları örtüştürebilme becerisidir. Yirmi yedi ülkenin çıkarını bir yerde buluşturmak mümkün değildir. Sonuç itibariyle öyle oldu ve iflaslar başladı. Rum tarafı patlamadan sonra büyük bir sıkıntıya girdi. Güney Kıbrıs hükümeti doğalgazı kullandı ve gündemi değiştirdi. Bu noktada İzrail’le Türkiye’nin arasının açılmasından da istifade etti. Böyle bir kumar oynamaya kalktı. Kumarda kazanmakta var kaybetmekte… Rum tarafı şimdi kaybetmeye başlıyor. Rum tarafındaki bankalarda parası olan ülkeler paralarını çekmeye başladılar. Bu Rum ekonomisini hızla çökertmeye götürür. Onun için herkes akıllı hareket etmeli ve oturup uzlaşmalı.

Peki şu saatten sonra biz uzlaşı olur mu?

Bana göre doğalgaz konusu uzlaşıyı kolaylaştıracak bir konudur. Ancak ihtirasları akıllarının önüne geçerse kaybedecekler. Bu hep böyle olmuştur. Onlar bu noktada kaybetmeye mahkûmdur.

Halkın kafası bugünlerde fazlasıyla karışık. Halk ne yapmalı?

Rum tarafında kriz yaşandıktan sonra maaşlarda %5 kesinti yapıldı. KDV oranlarını da yükselttiler. Biz yalnız hayat pahalılığını bir süre dondurduk. Bir takım sıkıntılar yaşıyoruz. Bütçe büyüklüğünde bir bütçe aldık. Hükümeti devraldığımızda sadece telekomünikasyonun 25 trilyon borcu vardı. Bütün kurumların borcu vardı. Bütçe büyüklüğü 3 katrilyon borç ise 2.5 katrilyondu. Olamaz böyle bir şey. Biz onlara bıraktığımızda çok iyi yerlerde bıraktık. Ama kullanamadılar ve yanlış yönettiler. Zaten iyi yönetselerdi erken seçime gitmezlerdi. 2008 yılında bizi eksi büyümede dünya birincisi yaptılar. -3.4’le dünya birincisi olduk. Şimdi biz bunu artıya çevirdik, çünkü biz iş yapmasını biliyoruz.

Beyaz-yeşil kimlik ve muhaceret affı konusunda ne gibi gelişmeler var?

Beyaz ve yeşil kimlik çok doğru bir uygulamadır. Özellikle yeşil kimlik olayı çok doğrudur. Burada çok sayıda İngiliz var. Bu insanlar emekli ve buradan ev aldılar. Bu insanların bize bir zararı yok çünkü parayı dışarıdan alıp burada harcarlar. Yeşil kimlik bunlara verilecektir ancak iş kurmamak kaydıyla. Bu ülke için bir devrimdir ve bunun yapılması gerekir. Beyaz kimlikte ise CTP büyük bir yanlış yaptı. 12 sene burada kalana burada kalana beyaz kimlik önerdi. Yasayı değiştirmedi. Yasa da beş sene burada kalıp beş mühürü olana vatandaşlık hakkı veriyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Onlar vatandaşlığı kolaylaştırdı. Biz tersini yapmaya çalışıyoruz. Beyaz kimliği kolaylaştırıp vatandaşlığı daha zorlaştırıyoruz. Bu bir geçiş sürecidir. İnşallah tekrardan gündeme gelecek. İki türlü af çıkarıldı. Bunlardan biri sigorta diğeri ise muhaceret affıdır. Sigorta affında ceza ve faizlerin bir kısmı bağışlanıyor. Eğer peşin ödenirse %90’ı bağışlanıyor. Bu da sigortanın gelirlerini artırıcı bir unsurdur. Bunu CTP de sanırım üç defa yaptı. Kalkıp eleştirmeye hiç hakları yok. Muhaceret affında ise kendi ihmali veya işverenin ihmaliyle kaçak duruma düşmüş insanlar. O insanların burada çocukları var. Kişinin kendisi ise yurtdışında veya burada kaçak durumda gizleniyor. Bunları açığa çıkarıp bilelim. Amaç bu kişileri kayıt altına almaktır. Bu da geçmişte yapıldı biz de şimdi yapıyoruz.

Peki af ne zaman geliyor?

Muhaceret affı ve sigorta affı geldi. Af, Bakanlar Kurulu’ndan geçti. Muhaceret affı bildiğim kadarıyla Meclis’e götürülmeyecek ve yine bildiğim kadarıyla şu anda başvurular başladı. Başvuru yapacaklar ve durumlarına göre kimi bir asgari ücret kimi de yarıma asgari ücret ödeyecek ve kayıt altına girmiş olacak. Sigorta borçları varsa da peşin ödeyecekler. Anapara değil faiz ve ceza. İki ay süre verildi.”


Halka nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

“Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Biz ülkeyi aldığımız noktadan daha iyi bir noktaya getirdik. 2011 onarım yılı olacak ancak 2012 yılı bir atılım yılı olacak. Daha güzel günler bizi bekleyecek. Anavatanımız her şekliyle bize destek. Onu herkesin bilmesinde fayda var. Bu bağlamda anavatanımıza şükranlarımızı sunmayı bir görev addederim. Bu konuyu kimse çıkıp eleştirmesin. Eğer arkamızda böyle bir güç varsa buna şükran duyulur.”

Bu haber toplam 11774 defa okunmuştur
Af Başvuruları Başladı Haberi

YORUMLAR
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
DİĞER HABER BAŞLIKLARI
KIBRIS GÜNDEMİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2021 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Mail : | Yazılım: Doğru Ajans