Eroğlu, Anavatanla ilişkiler kopmaz

Karşılıklı olarak her iki tarafı da kırıcı sözler sarf edildiğini belirten Eroğlu, kendisine düşenin bu ortamı yatıştıracak bir davranış olduğunu ve bunu yapmaya çalıştığını ifade etti. Eroğlu, bu tartışmaların müzakere masasında elini zayıflatacağını vurguladı.

Eroğlu, Dış Basın Birliği Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Kabulde, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ da hazır bulundu.

TANPINAR: “DERİNDEN ÜZÜLDÜK”

Dış Basın Birliği Başkanı Fevzi Tanpınar, oldukça hareketli günlerden geçildiğini kaydederek,  birlik üyeleri olarak bu hareketlilik içinde çok önemli bir misyona sahip olduklarını söyledi.

Tanpınar, KKTC’nin dışa açılan penceresi konumunda bulunduklarını ve yıllardır ülkede olup biteni başta Anavatan dünyaya anlatmaya ve bunu yaparken de en objektif şekilde davranmaya çalıştıklarını kaydetti.

Son günlerdeki olayların kendilerini de derinden üzdüğünü ifade eden Tanpınar, birlik üyelerinin çok önemli kurumların temsilcileri olduklarını, Türkiye başta olmak üzere tüm dünyaya buradaki gelişmeleri duyurduklarını ifade etti.

Habercilerin haber yaparken, haberle ilgili bilgi eksikliği veya bilgisizlik varsa bu haberlerin farklı noktalara çekilebildiğini ifade eden Tanpınar, Kıbrıs konusunun başta Anavatan’da olmak üzere daha iyi anlaşılabilir olması gerektiğini kaydetti.

Tanpınar, “belleksizleştirmenin” önüne geçilmesi ve sağlıklı kamuoyu oluşturulması gerektiğini, bu yapıldığı müddetçe verilen haberlerin yansımasının kamuoyunda nasıl anlam ifade ettiğinin daha net ortaya konulmasının önemli olduğunu belirtti.

Anavatan-Yavruvatan ilişkisinin et ve tırnak gibi olduğunu belirterek bu ilişkiyi korumakla mükellef olduklarını söyleyen Tanpınar, diğer yandan hem anavatan hem de KKTC’nin birbirini daha iyi tanımanın yollarını geliştirmek durumunda olduğunu söyledi.

Tanpınar, her zaman yaptıkları görevi bundan sonra da yapmaya hazır olacaklarını belirtti. Cumhurbaşkanının yoğun bir uğraş içinde olduğunu, müzakere sürecinin sürdüğünü kaydeden Tanpınar, Kıbrıs müzakerelerinin de bir noktaya ulaşmasını diledi.

EROĞLU: “SANKİ İLİŞKİNİN KOPMASINI İSTERMİŞ GİBİ BİR DÜŞÜNCEYE GİREN VAR”

Cumhurbaşkanı Eroğlu ise konuşmasında, Anavatan-Yavruvatan ilişkilerinin en sıcak noktada olması gerekirken, bu gibi eylemlerle birdenbire bir soğukluk, karşılıklı beyanatlarla sanki bu ilişkinin kopmasını istermiş gibi bir düşünce içine girenler olduğunu, ancak Anavatan ile ilişkilerin kopmayacağını belirtti.

Hep KKTC ve Anavatan ilişkilerini daha sıcak bir noktaya getirmek için uğraştığını belirten Cumhurbaşkanı, partide olduğu süre içerisinde de gençleri hep bu fikirle yetiştirmeye çalıştığını söyledi.

“Bir anda sanki Kıbrıs Türkü’nün geneli Türkiye’ye karşıymış gibi bir hava oluştuğunu” belirten Eroğlu, bu ortamdan kısa zamanda çıkılması gerektiğini, ancak sendikalar ve bazı siyasi partilerin tepkilerini devam ettirdiğini, bu karşılıklı mesaj teatisinin en kısa zamanda bitmesi gerektiğini vurguladı.

“YÜKSEK TANSİYON KİMSEYE KAZANDIRMAZ”

Böylece herkesin işine dönebileceğini söyleyen Eroğlu, tansiyonun yüksek olmasının kimseye bir şey kazandırmayacağını kaydetti.

Görüşmelerin devam ettiği ve Rum’un uzlaşmazlığını sürdürdüğü bir zamanda KKTC’de birlik ve beraberliğin bozulması, halkın bir kısmının değişik düşünceler içinde hareket etmesinin kendi elini zayıflatacağını ifade eden Cumhurbaşkanı, bunun yansımalarını müzakere masasında ve Rum basınında gördüklerini söyledi.

Bu ortamın değişmesi, Anavatan ile yeniden sıcak ilişkilerin kurulması ve “bu olay geride kalmıştır” düşüncesinde hareket edilmesi gerektiğini ifade eden Eroğlu, 28 Ocak mitinginden sonra hükümetin başının yanıt verdiğini, Cumhurbaşkanı olarak kendisine düşen görevin yangına körükle gitmek olmadığını ifade etti.

“BİR CUMHURBAŞKANININ VERMESİ GEREKEN MESAJI VERDİM”

Kendine düşenin bu ortamı yatıştırıcı bir davranış içine girmek olduğunu, kendisinin bir cumhurbaşkanının vermesi gereken mesajı verdiğini söyleyen Eroğlu, çok detaylı düşünerek bu mesajı verdiklerini, Cumhurbaşkanı’nın KKTC halkını karşısına almasının da başka dezavantajları olabileceğini söyledi.

Eroğlu, halkın bir kısmının da olsa Türkiye’ye hakaret yağdırılmasını hazmetmesinin mümkün olmadığını kaydetti.

Bu karşılıklı mesajların içeriği dikkate alındığı zaman her iki tarafı da kırıcı sözlerin olduğunu belirten Eroğlu, durumu normale döndürecek mesajlar verilmesi gerektiğini, dış basına da bu olayları Türkiye’ye yansıtırken büyük görevler düştüğünü, bugüne kadar bunun gayet bilinçli şekilde yapıldığını ifade etti ve teşekkürlerini sundu.