Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Soyer, Türkiye gelişmelerini değerlendirdi
10 Şubat 2011 Perşembe Saat 15:08

Soyer, Türkiye gelişmelerini değerlendirdi

Cumhuriyetçi Türk Partisi - Birleşik Güçler (CTP - BG) Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Cemil Çiçek’in, tansiyonun büyük ölçüde akıl yoluyla çözülmesine yönelik girişimlerin arttığı bir

Soyer, “Cemil Çiçek müsaade etsin. Kaldırımın sağından mı solundan mı, ortasından mı yürüyeceğine Kıbrıs Türk halkı kendi karar versin. Bize neyi nasıl konuşacağımızı, neye dönük olarak nasıl bir hareket hattı izleyeceğimizi bir muallim edasıyla kimsenin dikte ettirme hakkı yoktur” dedi.

Ülkede ciddi bir ekonomik kriz olduğunu, bunun aşılması gerektiğini, ama bunun bir kısım “dayatma” paketlerle olamayacağını, bu nedenle ortaya konulan programın derhal durdurulması ve kaldırılması gerektiğini kaydeden Soyer, bunun yerine Kıbrıs Türk halkının bütün kesimlerinin yeni bir programı birlikte şekillendirmesi gerektiğini vurguladı.

CTP - BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer bugün düzenlediği basın toplantısında, son günlerde yaşanan gelişmeler ve Türkiye’yle olan ilişkiler konusunda partisinin görüşlerini açıkladı.

Basın toplantısında CTP - BG Genel Sekreteri Kutlay Erk de hazır bulundu.

Soyer konuşmasının başında, hükümetin son gelişmeler karşısında dün “susma” kararı aldığını savunarak, “Susan kendini yok edendir” dedi.

İkinci önemli noktanın ise, hükümetin halkı rahatsız edici kararları uygulamayacağına ilişkin kararı olduğunu belirten CTP - BG Genel Başkanı Soyer, “Demek ki bu paketin ve uygulanan modelin ülkeyi rahatsız ettiğini fiilen kabul etmiş bulunmaktadırlar. Bu paketi imzalayan, bu iktidar mensuplarıdır. Bütün eleştirilere kulaklarını tıkayan bu iktidar mensuplarıdır. Üstelik bu paketi ters şeyler söyleyip seçildikten sonra imzalayanlar da onlardır” dedi.

Hükümetin; oluşan tepkiler karşısında, “Türkiye bunu istiyor, Türkiye şunu istiyor. Bunu yapmazsak parayı vermeyecek” deyip toplumun bütün kesimlerini kendinden uzaklaştırıp Türkiye’ye yönelten bir siyaset izlediğini ileri süren Soyer, işin en önemli temel gerçeğinin bu olduğunu savundu.

“Hükümetin hataları nedeniyle doğan boşluklar sonucu” Kıbrıs Türk halkının hiç bir zaman hak etmediği ve benimsemediği bir sürece girildiğini kaydeden Soyer, işin özünün bu olduğu görüşünü dile getirdi.

Hükümetin kendi meselelerini halletmemesi nedeniyle Türkiye’deki iktidar çevrelerinin çok yanlış bir üslup ve metotla meselenin tarafı haline geldiğini savunan Ferdi Sabit Soyer, şöyle konuştu:

“Türkiye’deki bir kısım iktidar mensuplarının yaptığı söylemler, Kıbrıs Türk halkını derinden yaralamıştır. Örneğin Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Cemil Çiçek’in, tansiyonun büyük ölçüde akıl yoluyla çözülmesine yönelik girişimlerin arttığı bir dönemde dün gerçekleştirdiği ve Kıbrıs Türk halkı içerisinde suçlamadığı hiçbir insan bırakmayan konuşması, sorunun çözümüne yardımcı değil, çıkmazı derinleştiren bir içerik taşımaktadır.”
Cemil Çiçek’in açıklamasında BRTK’nın mitingi naklen yayınladığını, bunun dışında mitingi Kıbrıs Rumları ile bazı çevrelerin birlikte düzenlediğini söylediğini kaydeden Soyer, BRTK’nın mitingi naklen yayınladığının yanlışlığı kadar, bu söylediği sözün de ne kadar temelsiz olduğunun ortaya çıkmakta olduğu görüşünü dile getirdi.

CTP - BG Genel Başkanı Soyer, BRTK’nın Kıbrıs Türk halkının demokratik taleplerini dünyaya “Bakın Rumlarla beraber neler yapıyorlar?” diye manipülatif ve pervasız haber yapmayı kendine vazife bildiği iddiasını ortaya koydu.

TALAT’IN GİRİŞİMLERİ

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın, “gelişmeler üzerine sorunun aşılmasına yardımcı bir diplomatik misyon üstlenerek”, Ankara’ya gidip Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’le görüştüğünü, ardından Kıbrıs’a gelerek kendisi ve diğer siyasi partiler ve Başbakan İrsen Küçük’le de görüştüğünü anlatan Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ama sayın Cemil Çiçek çıkıp NTV’de ‘Talat geldi, görüştü. Ne ordayken, ne de bu görüşmeden çıktıktan sonra bir açıklama yapmamıştır’ diye demokratik ve diplomatik bütün teamüllerin dışında açıklamalar yapabilmiştir.

Cemil Çiçek müsaade etsin. Kaldırımın sağından mı solundan mı, ortasından mı yürüyeceğine Kıbrıs Türk halkı kendi karar versin. Bize neyi nasıl konuşacağımızı, neye dönük olarak nasıl bir hareket hattı izleyeceğimizi bir muallim edasıyla kimsenin dikte ettirme hakkı yoktur. Öncellikle bunu söylemek istiyorum.”

Bütün dünyada ekonomik krizler nedeniyle eylemler, kaoslar ve çatışmalar yaşanırken Kıbrıs Türk halkının nüfusunun önemli bir bölümünün büyük bir olgunluk içinde olaysız demokratik bir eylem gerçekleştirdiğine dikkati çeken Soyer, bunun “Kıbrıs’ta iki demokrasi var” denildiği noktada Kıbrıs Türk halkının demokrasiyi ne kadar içselleştirdiğini en büyük göstergesi olduğunu belirtti.

“ÇİÇEK PROVOKASYONUN ÜSTÜNE TAM PROVAKASYON EKLEDİ”

“Sayın Cemil Çiçek ve diğerleri bununla övüneceğine, dönüp bir pankart meselesini istismar ederek,  yaratılmak istenen provokasyonun üstüne tam provokasyon ekleyerek, Kıbrıs Türk halkının demokratik güzelliğini ve olgunluğunu göz ardı eden bir davranış biçimi içine girmektedir. Kıbrıs Türk halkı siyasi eşitlik ve bu topraklarda Kıbrıslı Rumlar kadar hak sahibi olma noktasında iken Sayın Cemil Çiçek, bu davranış ve diğer bütün davranışlarıyla bu topraklarda yaşayan insanları bir nevi protektora gibi göstermeye katkı sağlamaktadır” diyen CTP - BG Genel Başkanı Soyer, “Yani Kıbrıs Rum tarafının, ‘Bunlar Türkiye’nin kuklasıdır. Bunlar Türkiye tarafından idare edilen bir alt yönetimdir” yaklaşımına destek olmaktadır. Bu son derece yanlıştır” şeklinde konuştu.

Cemil Çiçek’in, Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetme, bir çözümün eşit tarafı olma, çözümsüzlük şartlarında da kendi kendini yöneten olgun bir halk olduğu gerçeğini gölgeleyecek ve buradaki iradeyi sıfırlayacak tutumlar sergilemekte olduğunu ifade eden Soyer, buna karşın bu tür açıklamaların Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye halkının ortak sevgisini ve çıkarlarını gölgeleyemeyeceğinin altını çizmek istediğini vurguladı.

“Kıbrıs Türk halkının elbette Türkiye’nin de yardımlarıyla 1960’a kadar bu adada varoluş mücadelesi vermemiş olsaydı 1960 anlaşmasıyla Kıbrıs Türk halkı dünyaya eşit bir toplum olarak çıkmaz, dünya siyaset sahnesine girmez, aynı zamanda Türkiye ilk defa Misak-ı Milli sınırları dışında kalan bir coğrafyada Garanti ve İttifak Anlaşmaları ile adanın geleceğinde etkin bir devlet konumuna gelemezdi” diyen Soyer, Türkiye’nin stratejik çıkarlarının Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda var olmasıyla eşdeğer olduğuna dikkati çekti.

Bu ikisinin birbirinin karşısında olmadığını, Türkiye’nin stratejik çıkarlarını Kıbrıs Türk halkının varlığının önüne koymanın stratejik çıkarları zayıflatan bir unsur olduğuna da işaret eden Soyer, “Kıbrıs Türk halkının varlığını Türkiye’nin stratejik çıkarlarından uzak düşünmek ve bağımsız düşünmek de Kıbrıs Türk halkının varlığını sarsan bir temeldir. Bu ikisi bir birinin bütünüdür, ikiz kardeşidir” dedi.

Bu saygı temelini herkesin öncelikle göstermesi ve “Neden Bulgaristan’da, Batı Trakya’da Kıbrıslı Türklerin elde ettiği konum asla elde edilemedi?” sorusunu sorması gerektiğini anlatan Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunu herkesin düşünmesi gerekmektedir. Onun için bu topraklarda yaşayan insanların, ‘Biz bu topraklarda yaşayan bir halkız, varız, varlığız’ demesini saygıyla karşılaması ve bize neyi, nasıl konuşacağımızı, neye nasıl tepki göstereceğimizi tarif etme muallim edasına da asla girmemesi gerekmektedir.”

Ülkede ciddi bir ekonomik kriz olduğunu, bunun aşılması gerektiğini, ama bunun bir kısım “dayatma” paketlerle olamayacağını, bu nedenle ortaya konulan programın derhal durdurulması ve kaldırılması gerektiğini kaydeden Soyer, bunun yerine Kıbrıs Türk halkının bütün kesimlerinin yeni bir programı şekillendirmesi gerektiğini vurguladı.

Soyer, “Türkiye ile ilişkilerimize yeni bir düzenleme gelmelidir. Türkiye, Kıbrıs Türk halkına elbette desteğini verecektir. Bu desteğin miktarı belli olmalıdır. Bunun bütünü ile kullanıcısı Kıbrıs Türk bürokrasisi, siyaseti ve halkı olmalıdır. Bunun doğru kullanılıp kullanılmadığına ilişkin denetleme de elbette ki Türkiye tarafından yapılmalıdır. Ama bugünkü Yardım Heyeti modeli değiştirilmelidir”  diye konuştu.

Türkiye’den gelen yardımların Anadolu insanının vergilerinden alınmış, alın teri kokan para olduğunun bilincinde olduklarına ve buna çok saygı duyduklarına dikkati çeken Soyer, “Ama bunun ikide bir yüzümüze kakılmasından rahatsızız. Elbette ki bu yardımların doğru kullanılması gerekmektedir. Ama bunu halledecek olan siyasetin ve diplomasinin kanallarıdır, bilimin ve ekonominin kesin kurallarıdır” dedi.

Soruları da yanıtlayan CTP - BG Genel Başkanı Soyer, gerginliğin giderilmesine ilişkin olarak, TDP ve DP ile ortak bir açıklama yapmış olmalarına karşın hükümetin diyaloğu reddederek susmayı tercih etmekte olduğunu ileri sürdü.

Bu haber toplam 1636 defa okunmuştur
Soyer, Türkiye gelişmelerini değerlendirdi Haberi

YORUMLAR
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
DİĞER HABER BAŞLIKLARI
KIBRIS GÜNDEMİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2021 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Mail : | Yazılım: Doğru Ajans