Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
KTTO Ekonomik rekapet raporunu açıkladı
11 Şubat 2011 Cuma Saat 16:06

KTTO Ekonomik rekapet raporunu açıkladı

Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) tarafından son üç yıldan beridir yayımlanan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ekonomisinin dünyayla rekabet edebilirlik sıralamasını gösteren “Kuzey Kıbrıs Ekonomisi Rekabet Edebilirlik Raporunun

Dünya Ekonomik Formu’nun kullandığı metot ve kriterlerle Doç. Dr. Mustafa Besim ve Dr. Yenal Süreç tarafından bu yıl üçüncüsü hazırlanan rapora göre, Kuzey Kıbrıs ekonomisi rekabet edebilirlik dünya sıralamasında 117’nci sırada bulunuyor.

Raporun açıklanması amacıyla bugün KTTO’da düzenlenen “2011 Rekabet Edebilirlik Formu”nun açılışına Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Başbakan İrsen Küçük, bazı bakanlar, milletvekilleri, yabancı misyon şefleri, akademisyenlerle ekonomistler katıldı.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu konuşmasına, “Kıbrıs sorunu” ve “ekonomi” bölümleri olmak üzere iki başlık halinde yapacağını söyleyerek başladı.

Eroğlu, çalışma nedeniyle KTTO’na teşekkür ederek, Türk tarafının Kıbrıs sorununa çözüm bulmak yönündeki samimiyetini her zaman ortaya koyduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile yapılan görüşmede kararlaştırıldığı gibi Cenevre’ye pratik çözüme yönelik plan hazırlayarak gittiklerini, ancak Rum tarafının böyle bir hazırlıkla gelmediğini anlattı.

Eroğlu, Cenevre’deki üçlü görüşmede ortaya konulan perspektifin, Kıbrıs sorununun görüşülmeyen hiçbir yönünün bulunmadığını, bunun Mart sonu veya Nisan başı gibi, Rum tarafının da istekli olması halinde, görüşme sürecinin müspet sonuçlandırılmasını mümkün kıldığını belirtti.

Rum tarafının müzakere sürecine zaman limiti ve aracı konulmasına karşı çıkması; sadece görüşmelere devam edilmesi yönündeki eğilimi nedeniyle Cenevre buluşmasından olumlu bir sonuç çıkmadığını anlatan Eroğlu, liderler düzeyinde yapılan görüşmelerde Ekonomi ve Avrupa Birliği (AB) başlıklarında belirli yakınlaşmalar olduğunu ancak Yönetim ve Güç Paylaşımı’nda böyle bir yakınlaşmasını söz konusu olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Yönetim ve Güç Paylaşımı” konusunda Türk tarafının önerilerinin BM parametreleri içinde olduğunun bizzat BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon tarafından Cenevre’deki toplantıda teyit edildiğini belirterek, Türk tarafı için varılacak anlaşmanın AB birinci hukuku olmasının önemli olduğunu kaydetti.

Eroğlu, Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin konumunun önemli olduğunu ifade ederek, Garantiler başlığı dışında kalan beş başlık üzerinde çözüme ulaşılmasından sonra üç garantör devlet ve Kıbrıs Türk ve Rum tarafının altıncı başlık olarak Garanti Anlaşması’nı görüşebileceğini söylediğini anlattı.

Rum tarafının TC kökenli KKTC vatandaşları konusunu yedinci başlık olarak masaya getirmek istediğini belirten Eroğlu, bu konunun İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat zamanında da “Yönetim ve Güç Paylaşımı” başlığı altında yer aldığını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, görüşmelerin Mart sonu veya Nisan başı anlaşmayla sonuçlandırılmasının Kıbrıs Türk tarafı için önemli olduğunu, bunun başarılamaması halinde görüşme sürecinin 2013 ve sonrasına kalması tehlikesi bulunduğunu söyledi.

Eroğlu, Mayıs ayında Güney Kıbrıs’ta, Haziran’da Türkiye’de seçim yapılacağını, 2012’de Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanı olması nedeniyle yoğunluk yaşayacağını, bunun da görüşme sürecindeki randımanı ekleyeceğini belirterek, tüm bunların görüşme sürecinin 2013 ve sonrasına ertelenmesi sonucunu yaratacağını, Kıbrıs Türk halkının bu kadar uzun süre bekleyemeyeceğini belirtti.

“Kıbrıs Türk halkı bu kadar bekleyemez” diyen Eroğlu, müzakerelerin bir anlaşmayla sonuçlandırılmasını istediklerini vurguladı.

Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının tarihsel süreç içinde hep çözümden yana olduğuna işaret ederek, Rum Yönetimi’nin AB üyesi olarak tuzunun kuru olduğunu ancak, ambargolar altında yaşamak durumunda kalan Kıbrıs Türkleri için zamanın önemli olduğunu belirtti.

Derviş Eroğlu, ambargolar dışında, son üç yıldır global krizin de olumsuz ektisi altında kalınması nedeniyle özellikle 2007’den itibaren ülke sorunlarının daha da arttığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, rekabet araştırmasının KKTC’nin dünyada rekabet edebilirlik sırasını göstermesi bağlamında güzel bir çalışma olduğunu anlatarak, siyasi partilerin seçimlere seçim programlarıyla girdiğini, kazananların seçim programlarını daha sonra hükümet programı haline getirdiğini kaydetti.

Eroğlu, siyasi partilerin seçim bildirgelerinde ortaya koyduğu tahayyülleri yerine getirmesi gerektiğini, ancak bunu yaparken günün koşullarının da dikkate alınmasının şart olduğunu ifade ederek, günün koşullarına uygun değişiklikleri yapmayan hükümetlerin başarısız olduğunu söyledi.

Alınacak her önlem ve atılacak her adımda ekonomik kurum ve kuruluşların düşüncesinin alınmasının önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, ülkede son günlerdeki gerilimin bir süre sonra azalacağını düşündüğünü vurguladı.

KÜÇÜK

Başbakan İrsen Küçük açılıştaki konuşmasında, hükümetin hedefinin, ilk kez 2012 yılına denk bütçeyle girmek olduğunu ve bunun bir ilk olacağını vurguladı.

Küçük, KTTO’nun hazırladığı rekabet edebilirlik raporunun her kesime ülke ekonomisinin durumu hakkında bilgi vereceğini ifade ederek, raporun ortaya koyduğu gerçeklerin hükümet tarafından yaşama getirilmek istenenler olduğunu ifade etti.

Başbakan Küçük, hükümetin uygulamalarıyla hedefin, kamunun ekonomi içindeki payını düşürmek, özel sektörün gelişmesini sağlamak olduğunu ifade ederek, raporun da bunu anlattığını söyledi.

İrsen Küçük, Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan 2011 - 2015 özel sektör kalkındırma programının da aynı düşünceyle hazırlandığına işaret ederek, özel sektörün önünün açılması, rekabet edebilirliğinin artırılması için üretim girdisi olarak ortada duran enerji, su ve ulaşım girdilerinde belirgin bir düşüşün yaratılmasının kaçınılmaz olduğunu kaydetti.

Küçük, amacın; sürdürülebilirliği ve rekabet edebilirliği güçlü bir şekilde ortaya koymak olduğunu anlatarak, tüm dünyada olduğu gibi özel sektör yatırımlarıyla ülke ekonomisinin gelişeceğini söyledi.

Başbakan İrsen Küçük, ülkede AB mevzuatına uyum çalışmalarının devam ettiğini, bunun önemli olduğunu, bu çalışmalarla hedefin ülkedeki ekonomik yapıyı çağdaş yapıya kavuşturmak olduğunu ifade etti.

Ortaya konulan programların hedefinin uzun vadeli ve sürdürülebilir olmasının hükümetin ana hedefi olduğunu anlatan Küçük, ülkedeki yatırım ortamının dış yatırımcılar için cazip hale getirilmesinin gerekliliği üzerinde durdu.

Küçük, bu bağlamda sürdürülebilir bir ekonomi yaratılması için özel sektöre de görev düştüğünü kaydetti.

TATAR

Maliye Bakanı Ersin Tatar ise konuşmasında, bütçenin yüzde 80’inin katı giderler denilen maaş, ücret ödemelerine gittiğini, her ay devletten 62 bin çek çıktığını anlatarak, KKTC ekonomisinin rekabet edebilir olması için buna çare bulunması gerektiğini söyledi.

Tatar, KKTC ekonomisinin dünya rekabet edebilirlik sıralamasında 117’nci sırada olmasının üzüntü verici olduğuna işaret ederek, hükümet olarak ekonomiye bütünsel baktıklarını kaydetti.

Ersin Tatar, AB ülkelerinin içinde bile Almanya ile rekabet edilemediğini, sorun yaşayan ülkelerin kendi paraları olmaması nedeniyle devalüasyon yaparak ekonomilerini rahatlatamadığını, bu nedenle Euro kullanımından vazgeçmenin tartışılmakta olduğunu söyledi.

Maliye Bakanı Tatar, KKTC’de ise güçlü TL kullanımı nedeniyle belirli bir istikrar bulunduğunu ifade ederek, “Sizin kitapta önerdiklerinizi yapmaya kalkınca toplum sokaklarda karşımızda yürüyor” dedi.

Tepkileri demokratik ülkelerin gerektirdiği ve demokratik haklar olarak gördüklerini anlatan Tatar, hükümetin önlemler konusunda doğru yaptığını söyledi.

Ersin Tatar, 2010 yılında öngörülen 1 milyar 700 milyon TL’lik yerel gelirin alınan önlemler sonucu 1 milyar 800 milyon TL olarak gerçekleştiğini anlatarak, kayıt dışı ekonomi konusunda da 2010 yılı için raporda ortaya konan rakamdan daha düşük bir oranı yakaladıklarını bildirdi.

Yeni vergi dairesinin inşaatının süratle tamamlanarak, son sistem bilgisayarlarla daha etkin bir vergi denetimine gideceklerini kaydederek, bunun kayıt dışı ekonominin daha da azalması sonucunu yaratacağına işaret eden Tatar, gelirlerin artmasıyla daha iyi bir noktaya varılacağını belirtti.

Tatar, hükümetin misyon ve vizyonunun raporda öngörülenler olduğunu yineleyerek, “Bu nedenle hükümetimizi desteklemeniz gerekiyor” dedi.

ATUN

Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun da formun açılışındaki konuşmasında, KTTO Başkanı Günay Çerkez’in tespitlerine katıldığını söyledi.

Atun, bugün yaşanan sıkıntıların geçmişte alınan veya alınmayan önlemlerin izdüşümünü taşıdığını anlatarak, bugün alınan önlemlerin ise gelecekteki günlerin nasıl olacağını belirleyeceğini ifade etti.

Ekonomi Bakanı Atun, 2000 - 2001 yılında başlatılan ekonomik önlemlerin kesintisiz sürdürülmüş olması halinde bugünkü olumsuzluklarla karşılaşılmayacağını ifade ederek, tüm dünyada sürdürülebilirlik konusunun tartışılmakta olduğunu belirtti.

Sunat Atun, AB ülkelerinde de kamu açıklarının giderek arttığını, bunun ekonomide sorunlar yarattığını, yapılması gerekenin dış borçlar dengesini sağlamak, dış yatırımcıya olumlu yatırım iklimi yaratmak olduğunu anlattı.

Atun, ülkenin rekabet edilebilir hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, bu alanda üç yıldan beridir yaptığı çalışma nedeniyle KTTO’nı kutladı.

Sunat Atun, rekabet edebilirliğin dikey ve yatay unsurları bulunduğunu ve bu unsurların en iyi noktaya ulaşması durumunda o ekonominin başka ekonomilerle rekabet edebilirliğinin arttığını söyleyerek, tüm kesimlerin zümresel çıkarları bir yana bırakarak birlikte çalışması gerektiğini söyledi.

ÇERKEZ

KTTO Başkanı Günay Çerkez ise açılış konuşmasında, bu raporların üç yıldan beridir Dünya Ekonomi Formu’nun kullandığı metot ve kriterlerle hazırlandığını söyleyerek, ilk yıl 117’nci sıradayken ikinci yıl 99 olan Kuzey Kıbrıs ekonomisinin bu yıl yeniden 117’nci sıraya gerilediğini söyledi.

Çerkez, ekonomik olarak en fazla temasta olunan Türkiye’nin bu yıl 61, Güney Kıbrıs’ın 40, İngiltere’nin ise 12’nci sırada olduğunu belirterek, Dünya Ekonomik Formu tarafından her yıl hazırlanana küresel rekabet edebilirlik endeksinde 140 kadar ekonominin karşılaştırıldığını belirtti.

KTTO Başkanı Çerkez, Kuzey Kıbrıs’ın 117’nci sırada olmasının anlamının, dünyadaki 116 ekonominin kendisinden daha rekabetçi ve verimli olduğu anlamına geldiğini anlatarak, hükümet uygulamalarının ekonomik odaklı olmasını sürekli gündeme getirmelerinin nedeninin bu olduğunu bildirdi.

Çerkez, işletme ve kurumların yeterince verimli olmadığını, altyapının yetersiz olduğunu, bürokrasinin ekonomiyi engeller niteliğinin açık olduğunu gösteren sonucun düzeltilmesi gerekliliği üzerinde durarak, 5 Ekim 2010 tarihinde kurulan ve KTTO’nın da içinde yer aldığı Yatırım Danışma Konseyi’nin çözümlere öncülük edeceğini kaydetti.

Günay Çerkez, bugün gelinen aşamada iş çevreleri, siyaset ve sendikaların birbirinden koptuğunu, bundan en büyük zararı yine ülke ve ülke insanının gördüğünü ileri sürerek, “Bunun içindir ki en son 19 Ağustos 2010 tarihinde toplanan toplumsal diyalog yuvarlak masa toplantıları hiç vakit kaybetmeden başlatılmalıdır” dedi.

“Suçlu aramak için parmağımızla birbirimizi işaret etmeden önce, içinde bulunduğumuz durumun yıllarca ertelediğimiz kronik sorunların ve bozuk yapının kaçınılmaz bir sonucu olduğunun tespitini yapmamız gerekiyor” diyen Çerkez, tarih ve gelişmelerin ortaya koyduğu gerçeğin, dünyayla yarışamayan, kendisini yenilemeyen, verimsiz hiçbir ekonomik, sosyal ve siyasal yapının sürdürülebilir olmadığı gerçeği olduğunu söyledi.

Çerkez, ortadaki tablodan herkesin sorumlu olduğu görüşünü kaydederek, “İçine girdiğimiz sarmaldan çıkabilmek için her kesime çok büyük görev ve mesuliyet düşmekle beraber en önemli görev, siyaset kurumuna düşmektedir, çünkü yürütme olarak tüm yetkiler ondadır. Hiçbir siyasi parti ayrımı yapmadan söylemek isterim ki maalesef siyaset kurumunun güvenilirliği derinden zedelenmiştir” ifadelerine yer verdi.

Çerkez, gelişmiş demokratik ülkelerde siyasetin, halkın taleplerini temsil etmesi yanında liderlik yaparak yol gösterici olduğunu anlatarak, parti programlarının seçimden seçime gündeme gelen “seçim propaganda materyali” olmaması gerektiğini vurgulayarak, çünkü programların partilerin uygulamayı taahhüt ettiği siyasetler olduğunu söyledi.

Bu bağlamda konuşmasına “ne iktidar verdiği sözleri unutmalıdır, ne muhalefet iktidardayken yaptıklarını bir çırpıda silip atmalıdır. Çünkü as olan tutarlılık ve vizyondur” diye devam eden Çerkez şöyle dedi:

“Bizim asıl rekabetimiz birbirimizle değil, dünyadaki diğer ekonomik aktörlerledir. Dünya üzerinde var olabilmek istiyorsak, ekonomimizi dünyayla yarışabilecek bir hale getirmek zorundayız.

Kıbrıs sorununun yarattığı engelleri ve sıkıntıları hepimiz çok iyi biliyoruz. Ancak bu engeller, bir an kalkarsa acaba diğer ekonomilerle ne kadar rekabet edebileceğiz?”

Çerkez, böyle bir durumda diğer ekonomilerle rekabet edilemeyeceği yanıtını vererek devam ettiği konuşmasında, çözümü beklemeden içte yapılması gerekenlerin hiç vakit kaybetmeden yapılmasının kaçınılmaz olduğunu kaydetti.

Günay Çerkez, KKTC ekonomisinin, ekonominin bütün dallarında verimli ve sürdürülebilir şekilde faaliyet gösterebilmesinin kolay, mantıklı ve mümkün olmadığını ifade ederek, bu nedenle görece rekabet gücü daha fazla olan alanlara kaymanın en doğru yaklaşım olacağını söyledi.

Çerkez, bir ada ekonomisi olarak KKTC ekonomisinin hizmet sektörü ağırlıklı olması gerektiğini vurgulayarak, bu nedenle tüm ekonomik yaşamın ülkenin iyi olduğu alanlarda en iyi olmayı yakalamak için kullanması gerektiğini ifade etti.

Ülkenin, ekonominin idaresi değil, bütün kararların belli bir ekonomik strateji üzerinde uygulanabileceği bir “ekonomik yönetişime” ihtiyaç duyduğunu iddia eden Çerkez, “Dünya Bankası’na göre ekonomik yönetişim öncelikle ekonomik ve sosyal kaynakların yönetimce gelişme amaçlı olarak yetkin kullanılması olarak tanımlanmaktadır” dedi.

Günay Çerkez, ülkedeki yargının işleyişindeki problemlerin, hızlı ve sağlıklı sonuç almayı neredeyse imkansız hale getirdiğini iddia ederek, yeniden herkesin adaletinden emin olduğu bir yargı sistemi inşa etmek zorunluluğunun ortada durduğunu öne sürdü.

Çerkez, yapısal bozukluğun ekonominin aktörlerinin birbiriyle olan ilişkisini bozması yanında Kıbrıslı Türklerin “en büyük” destekçisi Türkiye ile olan ilişkileri de yanlış anlamaya ve zaman zaman kırgınlıklara yol açtığını kaydetti.

“Siyasetimizin acilen sorumluluk üstlenmesi, liderlik etmesi, bozuk yapıları düzeltmesi ve bunları yaparken de inandırıcı olması bir gerekliliktir” diye konuşan Çerkez, bugünkü gibi zor dönemlerden geçebilmenin ancak geniş bir toplumsal uzlaşıyla mümkün olduğunu söyledi.

“Aksi halde hepimiz kaybedeceğiz” diyen Çerkez, bu nedenle Kıbrıs sorununun arkasına saklanmadan herkesini kendi ödevini yapması gerektiğini belirtti.

Günay Çerkez, ekonominin her şeyden önce geleceği görebilme ve plan yapabilme bilimi olduğuna işaret ederek, “Belirsizlik artık bu toplumun kaldırabileceği bir öğe değildir” ifadesini kullandı.

Çerkez, KTTO’nın kurulduğu yıldan bugüne kadar toplumun en önemli değerlerinden biri olduğunu da ifade ederek, Oda’nın bu bilinç ve sorumlulukla doğru bildiğini sadece belli kesimlerle değil, toplumun kalkınması için herkesle paylaşmaya devam edeceğini söyledi.

Bu haber toplam 11005 defa okunmuştur
KTTO Ekonomik rekapet raporunu açıkladı Haberi

YORUMLAR
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
DİĞER HABER BAŞLIKLARI
KIBRIS GÜNDEMİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2021 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Mail : | Yazılım: Doğru Ajans