Talat, Çözüm için militanca çalışmak gerekir

Ofisinden yapılan açıklamaya göre Talat BRT’de katıldığı bir programda, Greentree zirvesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

2. Cumhurbaşkanı Talat, zirvenin başarısız olmasının en önemli nedeninin tarafların isteksizliği olduğunu düşündüğünü söyledi. Türk tarafının bu zirvenin son olmasını istediği yönünde çeşitli açıklamaları bulunduğunu, halbuki temenninin bu değil, çözüme ulaşmak olması gerektiğini kaydeden Talat,. Kıbrıs sorununda “son” olmadığını ve “son”un çözüm olduğu yönündeki görüşünü yineledi.

Talat, Rusya’nın tutumuna da değinerek, Rusya’nın şimdiden militanca bir tavır ortaya koyduğunu hatırlatarak, sadece bu gerçeğin bile, sorunun çözüme kadar bitmeyeceğini gösterdiğini söyledi. 2. Cumhurbaşkanı, bu nedenle çözüm için militanca çalışmak gerektiğini kaydetti.

ZAFİYET

Rum tarafının kibirli tavırlarını da değerlendiren Talat, her şeye karşın çözüm dışında bir seçenek olmadığını, bu durum zafiyet olsa da, bu zafiyetin ortadan kalkması için çözüme odaklanmak gerektiğini belirtti.
Bir başka soru üzerine Talat, Hristofyas ve Eroğlu’nun demeçlerine kim bakarsa baksın, Eroğlu’nun daha barışçı göründüğünü söyleyebileceğini kaydederek, ancak yabancı diplomatların gerçek durumun bu olmadığını iddia ettiklerini, söylenenlere değil yapılanlara bakılması gerektiğini ifade ettiklerini anlattı. Dünyanın Rum tarafına karşı birçok nedenden dolayı sempati duyduğunu anlatan Talat, yaptıkları büyük günahlara rağmen bu sempatinin hâlâ yıkılmadığını, Annan Planı oylamasındaki tutumlarının bile çabucak unutulduğunu söyledi.

2. Cumhurbaşkanı Talat, Papadopulos’u masaya getirmek için çok şey yaptıklarını belirterek, nihayetinde ancak Hristofyas döneminde görüşmelerin başladığını ve birçok mutabakatın ortaya çıktığını söyledi. Bu dönemde hiçbir diplomattan eleştiri almadığını söyleyen Talat, o dönemde Türk tarafının sempati yaratmakta başarılı olduğunu kaydetti. Dolayısıyla şimdiki durumun kendisini çok üzdüğünü belirten 2. Cumhurbaşkanı, neticede iki taraf eşit şekilde suçlansa bile, bundan Türk tarafının zarar göreceğini ifade etti.

“BÜYÜK TEHLİKE ALTINDA”

Talat, Kıbrıs Türk halkının büyük bir tehlike altında olduğunu da belirterek, Kıbrıs Türkünün erozyona uğrama sürecinde bulunduğunu kaydetti ve buna çeşitli örnekler verdi. Talat, bir taraftan Rum tarafından aşağılanan Kıbrıslı Türklerin, bir taraftan da Türkiye'den gelen akımla sandviç gibi arada kalma hissi yaşadığını ve kimlik erozyonuna uğradığını söyledi.

Ankara’nın Kıbrıs sorununa yaklaşımında bir farklılık olup olmadığı yönündeki soru üzerine 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, çeşitli sorunları bulunan Türkiye için Kıbrıs sorununun birinci gündem maddesi olmadığını ifade etti.

ÇAPRAZ OYUN YARARI

Çapraz oy ile ilgili bir soru üzerine Talat, bunun kendilerinin önerisi olmadığını ancak kendilerinin bir paket hazırlayarak çapraz oyu da bunun içine koyduklarını söyledi ve çapraz oyun önemine değindi.

Talat, iki toplumun bir birine rakip olduğunu, hatta husumet duyanların da olduğunu belirterek, "Bu durumda, seçilecek liderlerin her birine eğer seçilecekseniz, seçilmenizde diğer toplumun yüzde 20’sinin de katkısı olacak denilecek. Bu durumda o lider fanatik bile olsa olumsuz duygularını dizginleyecek ve hatta zamanla fanatizminden de sıyrılabilecek" dedi. Talat tüm bunlara dayanarak çapraz oyun, çözümün sürdürülebilirliği konusunda yararlı olduğuna inandığını da ifade etti.

Söz konusu paketi büyük ölçüde bitirmek üzere olduklarını belirten Talat, Hristofyas’ın kendisinin seçimleri kaybetme ihtimalini sezdiğini, bu nedenle de ayak sürmeye başladığını hatırlattı. Talat, Hristofyas’ın kendisinin seçimi kaybetmekle görüşmelerin çökeceğini ve Türk tarafının suçlanacağını zannettiğini anlattı ve böylece paketi sonuçlandıramadıklarını kaydetti. Talat, şimdi yapılması gerekenin, pakete kuvvetle sahip çıkmak olduğunu söyledi.

HRİSTOFYAS’A HAYIR DEMESİ NEDENİYLE KIRGIN

Talat, Hristofyas’a bir kırgınlığının olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine,  sadece Annan Planı’na hayır denmesi nedeni ile kırgın olduğunu çünkü Kıbrıs sorununun çözümüne en çok o dönemde yaklaşıldığını ve AKEL yüzünden çözümün kaçırıldığını anlattı.