Reşat Akar

Yıllar önce, yerli yatırımcının büyük zorluklarla hizmete koyduğu otellerde sık sık grevler yaşanırdı...
Özellikle de turizmin en yoğun olduğu dönemlerde...
Sabah 08.00’de karar verilir, 09.00’da davullu, zurnalı eylemler başlardı...
Otele gişriş yapmak isteyen turistin karşısına pankart dikerlerdi:
“Bu otelde grev var...”
Neden?..
Daha çok maaş...
Daha kısa süreli çalışma hakkı...
Yerli yatırımcıyı batırana kadar bu akıl almaz eylemler devam etti...
Medyanın büyük bir kısmı da onlara destek verdi...
“Hak verilmez alınır” kardeşlerim...
Dayanın, arkanızdayız...
Turizm emekçilerinin direnişine selam olsun...
Sonunda ne yerli yatırımcı kaldı, ne de yerli çalışan...
Yatıran da, yatırımı batırmak için grev üstüne grev yapanlar da piyasadan yok oldu...
Başardık mı, başardık!..
Bundan dört yıl kadar önce Kıbrıs’ta yabancı sermaye ile faaliyete geçirilen bir otelin basın toplantısını izlemiştim...
Yerli yatırımcıyı batırma eylemlerine destek veren medyanın temsilcileri oradaydı...
Otel sahiplerine ‘KKTC’den ne tür katkı aldıklarını’ soran bir kişi görmedim...
Yolu, elektriği, suyu kim götürmüştü oralara?..
Vergi bağışıklığı ve diğer ayrıcalıklar neydi?..
Soran olmadı...
Binbir övgüler düzüldü otel yöneticilerine...
Hatta “bundan sonraki yatırımlarınız ne olacak?” diye soruldu...
Vay vay vay...
Ne kadar çelişkili bir yaşam sergiliyoruz...
Görkemli davetleri organize edenlere “yeni yatırım ne zaman?” diye sorarken, bunu ihmal edenlere karşı hep birlikte saldırıya geçiyoruz...
Memleket elden gidiyormuş...
Yerli yatırımcı tükenmiş...
Hemen tüm sektörler, yabancılara peşkeş çekiliyormuş...
Pardon, bin kez pardon!..
Eldeki malları, mülkleri, ya da yatırım projelerini yabancılara kimler peşkeş çekti?..
Onlara kimler davetiye çıkardı?..
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Başbakan olduğu günlerde bir yemek düzenlemiş ve ve ülkenin önde gelen 30 işadamına “gelin batmadan, şu havayolu şirketini kurtarın” demişti...
Herkes payına düşeni ortaya koyabilseydi, KTHY yaşatılabilirdi...
Ama kimse yanaşmadı...
Örnekleri çoğaltmak mümkün...
Yatırım yapmak isteyenlerin sayısı parmakla gösterilecek kadar az olduğu gibi, yatırıma yönelenler de, yabancılar kadar teşvik görmedi...
Yerli yatırımcı sosyal yatırımları yerine getirmediği zaman, tüm tesislerine el konuldu...
Şimdi, yabancı yatırımcıların tesislerinde yerli eleman çalıştırılmıyor...
Yasanın emrettiği ‘Yüzde 30 yerli personel’uygulaması yerine getirilmiyor...
Ama hiç kimse bunu görmüyor...
Hiç kimse denetleyemiyor, hesap soramıyor...
Gittikçe tüm sektörlere yayılan ‘yabancı yatırımcı’, bazı kişileri ‘çok geç’ rahatsız etti...
Şimdi “ne olacak halimiz?” diye soruyorlar...
Ne olacağı belli değil mi?..
Kendi eden kendi bulur...