Reşat Akar

Kıbrıs Türk Hava Yolları batırıldı ve kapatıldı...
Yaklaşık 700 çalışan bir anda sokakta kaldı...
Bu insanlar aylardır evlerine ekmek götüremiyor...
Peki bu felaketin sorumlusu, ya da sorumluları kimlerdir?..
Arızalı uçak motorunu Singapur’a götürüp, boş yere 5 milyon dolar harcayanlar mı?..
Uçak kiralayacakları iddiasıyla Honolulu’ya turistik gezi düzenleyen ve on binlerce dolarlık harcama yapanlar mı?..
Ticari bir şirketin yönetimine, havacılıkla veya finansla yakından uzaktan, ilgisi olmayanları atayanlar mı?..
Gelmiş, geçmiş tüm yönetim kurulu üyelerini batacağı son aylara kadar bedava uçuranlar mı?..
Felaketin sorumlularına hesap soranı ve herhangi bir cezanın uygulandığını gören, duyan oldu mu?..
Esas sorumlular meydanlarda dolaşır, devletten maaş çekmeye devam ederken, faturanın sadece çalışanlara kesilmesi insanlık suçu değil midir?..
Geçiyorum DAÜ’ye bağlı okulların ‘yönetim’ veya ‘işletme’ devrine...
İşletme zararları gerekçe gösterilerek, elden çıkarılan bu okulların 99 tane öğretmenine ‘işe son verme’ anlamına gelen birer mektup gönderildi...
Peki bu okulların zarar etmesinin sorumlusu, işten durdurulmaları gündeme gelen öğretmenler mi?..
Yıllardan beri zararları görmezden gelen ve önlem almayanlar nerededir?..
Onlara hesap soramayanların, tüm faturayı 99 öğretmene çıkarması bir insanlık suçu değil midir?..
Bir önemli soru daha...
Ünüversite öncesi kurumlar gibi, DAÜ de büyük borç altında veya zarardadır...
Bir süre sonra DAÜ’nün ‘devredilmesi’ de gündeme gelmeyecek mi?..
O zaman kaç kişinin daha işsiz kalacağını bilen ve bunun yaratacağı sosyal bunalımın boyutlarını hesaplayan var mı?..
Geçiyorum Elektrik Kurumu’na...
Bu kuruma onlarca trilyonluk ‘ihalesiz’ mal alımları yapıldı...
Kurumun çok büyük boyutlarda kazıklandığı yönünde ciddi iddialar ve belgeler var...
Ayrıca, abonelere yönelik faturaların bir kısmı tahsil edilemiyor...
Dolayısıyla kurum zarar ediyor...
Gerekli tahsilatların yapılamamasının sorumlusu kimlerdir?..
Elektrik Kurumu çalışanları mı, çalışanları engelleyenler mi?..
Büyük vaatlerle iktidara gelenlerin ana görevi, yanlışları düzeltmek, hesap sormak ve zor durumdaki kuruluşları düzlüğe çıkarmak suretiyle çalışanların geleceğini garantiye almaktır...
Bunun tersi yapılıyorsa, yönetim biçiminde yanlışlar var demektir...