Levent Özadam

Hem Türk hem de Müslüman olarak duyarlı insanlarızdır.

Yüreğimiz de yufkadır…

Her ne kadar insanlık ve manevi duygularımız zaman tartışılsa da, yüreğimizin bir yerlerinde bitmeyen insanlık duyguları vardır.

Kimimiz yaptığımız yardımları reklam olsun diye göstere göstere yaparız kimimiz de sessiz sedasız olmayı yeğleriz.

Zaten dini kitaplarda da yapılan iyiliklerin kimse tarafından bilinmemesinin mübah olduğu yazar.

İster Türkiye olsun isterse başka bir ülke, her hangi bir doğal afet oldu mu içimiz parçalanır.

Açılan kampanyalara da canı gönülden katkı koyarız, karınca kararınca…

Bankalarda hesapla açılır, gönlümüzden kopanı yatırır, kimimiz de eşya yardımında bulunuruz.

Bazen de yardımların başını din adamlarımız çeker…

Camilerde fetvalar verilir, yardımların Allah katındaki sevabı anlatılır…

Somali’de açlık çeken insanlar için de Kıbrıs Türkü yardımlarını esirgemedi.

Din İşleri Başkanlığı bütün cami hocalarına Ramazan Bayramı öncesinde duyuruda bulunarak cemaatten Somali için yardım toplanması direktifini verdi.

Cami imamları da bayramdan önceki son Cuma namazı ve bayram namazından sonra verilen direktif neticesinde cemaatten Somali’ye yardım topladılar ve bu paralar bir bankadaki müftülüğün fitre ve zekat hesabına yatırıldı.

Buraya kadar her şey normal ve güzel…

Allah yardım toplayandan da yardım eden de razı olsun…

Ama gelin görün ki, aradan nerdeyse bir ay kadar geçti.

İki ayrı gün toplanan paradan ne ses var ne de seda!

Hal böyle olunca da doğal olarak başta yardım toplayan bazı din adamları olmak üzere, yardımda bulunan vatandaşlar, toplanan paranın ne kadar olduğunu ve ne zaman Somali’ye gönderileceğini merak eder duruma geldiler.

Konuyu dün Din İşleri Dairesi Başkanlığının bağlı olduğu Vakıflar İdaresi yetkililerine de sorduk, onların haberi bile olmadığını öğrendik.

Hiçbir ön yargıda bulunmadan Din İşleri Başkanlığı’ndan bu konuda bir açıklama beklemek sanırız hakkımızdır.

Aradan bir ay geçtiği halde toplanan paralar ne kadardır, Somali’ye ne zaman gönderilecektir…

Vatandaş yaptığı yardımların akıbetini bilsin ki, önümüzdeki günlerde yeniden açılacak kampanyalarda gönül rahatlığıyla bağışlarını yapabilsin.

…

NOT: Bu arada önümüzdeki günlerde Din İşleri Başkanı’nın değişme ihtimali olduğu yönündeki yazımızdan sonra ortalık iyice hareketlendi.

Bugün Bakanlar Kurulu toplantısı sonucu KKTC vatandaşı olması beklenen TC Lefkoşa Elçiliği Din İşleri Müşaviri İbrahim Duman şu anda Ankara’da. Görevden alınması beklenen şimdiki başkan Talip Atalay ise bugün apar topar Ankara’ya gitmeye hazırlanıyor.

Bakan tanıdığın yoksa yandın!

“Levent  Bey, yıllardır devletin çözememiş olduğu iskan sorunu yüzünden, artık bunalıma düşmek üzereyim. Ben ve ailem, 1976 yılından beri Gazimağusa’da yaşamaktayız. Bu ülkeye 4 yaşında geldim ve şu an 39 yaşındayım. 35 yıldır bu ülkede yaşıyoruz. Şimdiye kadar devletten hakkımız olmayan hiçbir şey istemedik.  Ne memurluk, ne havadan maaş, ne arazi. Devlet bizim için şu an kalmış olduğumuz evin tapu sorununu çözsün istiyoruz. 1976 yılında babama şimdi  kalmış olduğu ev tahsis edildi. O gün bugündür babam bu eve tapu alamıyor. Yapmış olduğumuz dilekçeler, gidip gelmelerimiz hep sonuçsuz kaldı. Şehir Planlama Dairesi tapu verilmesini sakıncalı bulmuş. Bu yüzden 20 yıldır babamın iskan dosyasında hiçbir gelişme olmuyor. Sorun uzadıkça, bizlerde geriliyoruz. Benim 3 çocuğum var. Babamın yardımcı evinde kalıyorum. Yatırım yapamıyorum. Zaten yapmaya kalksam, inşaat izni almak için bir ordu daire gezmem gerek ve izin alamayacağım. Erkek kardeşim askerden geldi. Babamın evinin üzerine ev yapmak istiyor. Ama tapu verilmeyecek yere neden ev yapayım diyor.  Haklı. Geçen haftalarda Şehircilik Dairesini aradım, neden tapu almamız sakıncalı diye. Oradaki memur arkadaş bana dedi ki; aşağı yukarı 20 yıl önce biz bu dosyada bir çalışma yaptık ve size ana yola yakın bir yerin arka kısmında yer verilmesini önerdik.  Bu öneri hakkında bize bilgi veren olmadı. Devlet dairelerinde 20 yıl az bir zaman herhalde ki, sorunu çözemediler.  Ya da torpilli birileri bu yerleri çoktan kaptı. Bize de bir şey kalmadı. Levent Bey, bu sorunu çözmek için, illaki bir bakan mı tanımamız lazım. Hakkımız olan bir şeyi, rica minnetle mi elde edeceğiz?

Duyarlı bir gazeteci olduğunuz için bana yardımcı olacağınızı düşünerek, size bu yazıyı gönderiyorum. Saygılarımla…”

(Fahriye ÇETİNKAYA- GAZİMAĞUSA)

…

“Konu ile ilgilenmek isterseniz dosyamız Lefkoşa İskan Rehabilitasyon Dairesi’nde.  611 1384 nolu Telefon’dan Fatma Sargon Hanım bilgi verebilir. Babamın adı Veysel Özata. Dosya numaramız T.M. 15920 Gazimağusa.En son edindiğim bilgiye göre, iskan müsteşarı Sn. Hasan İslamoğlu bu dosya ile ilgilenecekti. Henüz daha netice alamadım.”

MESAJ KUTUSU

Sayın Cafer GÜRCAFER, önce bir avukatın başına silah dayayıp sonra da Güney Kıbrıs’a geçmişsiniz ve şimdi de Mimoza’nın Rum sahibi ile AİHM’de dava açmaya hazırlanıyormuşsunuz. Duyunca kulaklarımıza inanamadık doğrusu…

Sayın Ahmet KAŞİF, Ahmet Karakartal’ın acil serviste başına gelen olaylardan sonra soruşturma başlattığınızı duyduk ve memnun olduk. Ancak soruşturma süresince ilgili kişi ya da kişileri görev yerinden uzaklaştırmayı düşünüp düşünmediğiniz merak ediliyor.

Sayın, Sezai SEZEN, maddi sorunlar nedeniyle belediyen 10’a yakın kişinin durdurulma ihtimali bölgede büyük üzüntü yarattı. Umarız dediğiniz gibi tüm şartları zorlar ve bu işe bir çare üretirsiniz.

Sayın Talip ATALAY, bölgelere kendi kararınızla atadığınız sözle bölge müftülerini toplayıp son gelişmeler konusunda bazı talimatlar vermişsiniz. Sonra da ver elini Ankara. Hepinizin hakkınızda hayırlısı artık…Gazanız mübarek olsun…

Sayın Şerife ÜNVERDİ, Mimoza otel ile ilgili son gelişmeleri değerlendirmek üzere Pazar günü Başbakanlıkta çok özel bir toplantı gerçekleştirmiş sonra da düğmeye basmışsınız. Bu operasyon çok ses getirecek şimdiden hazırlıklı olun.

Sayın Ali Çetin AMCAOĞLU, bu sene ne tüketici gönül rahatlığıyla üzüm yiyebildi ne de üretici doğru dürüst satış yapabildi. Bakalım onların tazminatlarını nasıl ödeyeceksiniz, üretici çok merak ediyor…

Sayın Mustafa KAYMAKAMZADE, Vakıflar çalışanı bayram ödeneklerinin ödenmeğinden şikayet etmeye başladılar. Bu konuda doyurucu bir açıklama yaparsanız iyi olacak, özellikle düşük maaş alanların durumu içler acısı.

Sayın Ahmet ULUBAY, bazı köşe yazarlarını maaşa bağladığınız yönündeki söylentiler özellikle basın camiasında fazlaca konuşulmaya başlandı. Dedikodulara bir son vermek için bir açıklama yapmanız bekleniyor.

Sayın Turgay AVCI, dün Egemen Bağış’la çok özel bir telefon görüşmesi yapmış ve bu görüşme sonrasında derin bir nefes almışsınız. Hayırdır yakında yolculuk mu var yine yoksa siyasette yeni bir operasyon mu?

Sayın Resmiye CANALTAY, pasaport olayından sonra sinirlerinizin alt üst olduğu ve bir çok telefona cevap bile vermediğinizi duyduk. Olur böyle kazalar. Çok yakında unutulur gider, sıkmayın tatlı canınızı…

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, aylığı 4 bin 500 dolara makam aracı kiralayan dış temsilcimiz kim doğrusu çok merak ettim. Biraz cesaret gösterip dış temsilcilikler konusunda ciddi bir operasyon başlatsanız memlekete çok hayırlı bir iş yapmış olacaksınız.

Sayın Alican KABAKÇI, iktidara karşı çiftçiler arasında yine hareketlenmeler başladı. Siz değil miydiniz hükümetle anlaştınız ve yakında sorunlar çözülecektir diyen. Koltuğunuz iyiden iyiye sallanmaya başladı haberiniz bile yok…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Ayhan Arıklı bir kere sizi takmış kafaya hiç de vazgeçeceğe benzemiyor. İşte size bir öneri, gelin bir İsrail gezisi yapıp gelin, Arıklı da rahatlasın, millet de…

Sayın Şahin SAPSIZOĞLU, başkanlıktan sonra artık kendinizi alüminyum işine verdiğiniz ve bu konuda harikalar yarattığınızı duyduk. Hayırlı işler, bol müşteriler dileriz…Kazancınız bol olsun.

Sayın Alihan PEHLİVAN, havuzlu yeni villanız hayırlı ve uğurlu olsun. Kutlama partisine çok sayıda meslektaşını çağırmışsın ama çok önemli bir iki kişiyi unutmuşsun. Umarız alınmamışlardır.

Sayın Uğur KUŞAT, üzüm üreticisi bağ sökme de dahil sizden etkili eylemler bekliyor. Bu dönem üstünüzde büyük sorumluluk var üretici de bir hayli kızgın. Allah yardımcınız olsun…

Sayın Yusu