Reşat Akar

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Reşat Akar

Erdoğan’ın yerinde uyarıları 16.10.2011

16 Ekim 2011 Pazar Saat 11:41

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam’da düzenlenen 18’inci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs konusuna ve AB ilişkilerine önemli yer verdi...   Erdoğan’ın söyledikleri hem AB yetkilikeri, hem de Rum liderliği tarafından ciddiye alınmalı ve önemle değerlendirilmelidir...   Erdoğan’a göre; Kıbrıs meselesi artık AB’nin namus meselesidir...   Gerçekten öyle değil mi?..   Avrupa Birliği, iki toplumlu yeni bir devlet kurulmadan, bölünmüş ülkenin bir kısmını üyeliğe almakla hataların en büyüğünü yaptı...   Halbuki; AB’nin temel kurallarından bir tanesi, üye ülkelerin birlik ve bütünlüğüdür...   Serbest dolaşım, yerleşim ve mülkiyet özgürlüğüdür...   Ne var ki; Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü nedeniyle ada ikiye bölünmüş durumdadır...   Serbest dolaşım özgürlüğü yoktur...   Sadece pasaportla geçişler vardır...   Mülkiyet ve yerleşim özgürlüğü de yoktur...   Yine mevcut durum dolayısıyla, insanlar istedikleri yerde yaşayamıyor, istedikleri yerden mülk alamıyorlar...   Bırakın mülk almasını veya eski mülklerine kavuşmalarını...   Öldükleri zaman, kendi köylerinde gömülme arzuları yerine getirilmiyor...   Öyleyse; tüm bu sorunları ortadan kaldıracak bir çözüm sağlanmalı ve Kıbrıs bir bütün olarak AB’ye alınmalıydı...   Kıbrıslı Türkler; 2004 yılındaki referandumda kapsamlı çözüm planına “evet” dedikleri halde, AB’ye giren taraf Rumlar oldu...   Kıbrıslı Türkleri mükafatlandırma vaadleri havada kaldı...   Ve Kıbrıslı Rumları çözüme ikna edemeyen AB, şimdi de onlara dönem başkanlığını hediye etmeye hazırlanıyor...   Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan ise “Eğer 2012’nin ilk yarısında Kıbrıs sorunu çözülmez ve Rum tarafı yılın ikinci yarısında AB dönem başkanı olursa biz onlarla müzakere masasına oturmayız, ilişkilerimizi de 6 ay süreyle dondururuz” diyor...   Böylesi bir gelişmenin, AB açısından yararlı olacağı iddia edilemez...   Türkiye’nin AB üyeliğine ihtiyacı olduğu kadar Avrupa’nın da Türkiye’ye ihtiyacı vardır...   Türkiye ile ilişkilerin gerilmesi, müzakere sürecinin darbelenmesi demektir...   Ayrıca Kıbrıs sorunuyla ilgili yeni adımların atılmasını teşvik edicidir...   Yeni adımlar derken, adanın Türkiye tarafından ilhak edilmesinden söz etmiyoruz...   Fakat; ayrılığın pekişmesi yönünde adımlar atılabilir..   Hatta lideler arasındaki müzakerelerin sonlandırılması gündeme gelebilir...   Anımsatmakta yarar vardır...   Güvenlik Konseyi’nin, Kıbrıslı Türkleri dışlayan kararları sonrasında KKTC ilan edildi...   Şimdi de AB’nin tavrı yüzünden, Türkiye’ye yakın ülkelerle gayrı resmi ve doğrudan ilişkilere girişilebilir...   Siyasette alternatifler birden fazladır...   İşte o nedenle, Sayın Erdoğan’ın dediği gibi Avrupa Birliği ‘namus meselesini’ çözmek zorundadır...   Kıbrıslı Türkler; çözüme dünden razı olduğuna göre, ikna edilmesi gereken taraf güneydir...   Önümüzdeki 8 ay içinde çözüm olursa olur...   Olmazsa herkes kendi yoluna devam eder...

Bu yazı toplam 13429 defa okunmuştur
YORUMLAR
Bu Makaleye Yorum Yapılmamış.
KIBRIS GÜNDEMİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2021 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Mail : | Yazılım: Doğru Ajans