Reşat Akar

Enerjiden sorumlu bakan dertli...
Elektrik Kurumu, en pahalı yakıtla üretim yapıyor ve bu yüzden sürekli zarar ediyor...
“Varsın etsin, devlet olmak kolay değildir” mi diyeceğiz?..
Zamanında fuel oil ile çalışan elektrik santrali alınmasına göz yumanlar...
Üstelik ihaleye çıkmadan bunu yapanlar hesap vermezken, bunun cezasını niye sıradan vatandaş çeksin?..
Bakınız otelciler de artık isyan noktasına geldi...
Elektrik faturalarını ödeyemez duruma gelen çok sayıda otel sahibi, turizmin ağır darbe yiyeceğini belirtiyor ve ekliyor:
“Yakında kapımıza kilit vuracağız...”
Kimin umurunda...
KKTC’nin 28’inci kuruluş yıldönümünü kutlayacaklar diye, sabah, öğle, ikindi ve akşam olmak üzere günde dört fasıl ziyafet çekenlerin umurunda mı bu tür tepkiler...
Bir taraftan ‘turizmin altın yılından’ söz ederler, diğer yandan turizmi yok etmek için karar alırlar...
Olacak şey mi?..
Elektrik Kurumu’nun zararını karşılayabilmek için zamdan başka çarenin olmadığını söylüyorlar...
Kabul edilir olmayan yeni zamların yürürlüğe girmesinden sonra dahi Elektrik Kurumu’nun ayda 6 milyon TL zarar edeceği belirtiliyor...
Öyleyse bir süre sonra yeni zamlara da hazırlanmamız gerekiyor...
Turizm mevsimi yaklaşırken ‘altın yıldan’ söz ederek bir zam daha yapılırsa sürpriz olmayacak...
Gerçekten, freni patlamış bir otomobilde seyahat eder olduk...
Ne zaman, nereye toslayacağı hiç belli değil...
Esnaf günlerdir çadır eylemi yapıyor ve tükenişin mesajını veriyor...
Hükümet; tüm gücüyle bu insanların sorunlarıyla uğraşacağına ve çare üreteceğine, resepsiyondan, yemek davetlerine koşuyor...
Devletin ilanını kutlamak için...
Esnafı çökmüş, turizmcisi kepenk indirme noktasına gelmiş, hayvancısı, narenciyecisi, patates üreticisi, sanayi kesimi can çekişen bir devletin yıldönümü ziyafetlerle mi kutlanır?..
Yoksa tepeden başlayarak, tasarruf politikası mı başlatılır?..
Nerede o cesaret?..
Bugün oldu resmi hizmet araçlarını elden çıkarmadılar...
Devlet dairelerinin bir kısmını kiralık binalarda tutmaya devam ettiler...
Küçülmek ve mevcut binalara sıkışmak yerine, yeni bina inşaatı başlattılar...
Bir avuçluk ülkenin 50 tane milletvekiline bugünkü Meclis binası yetersiz gelmiş diye, yeni inşaat planı hazırlattılar...
“Kaynağı sağladık” diyerek, ölü yatırımlara büyük paralar harcarken, işsiz gençlerin istihdamına yönelik bir proje geliştirmediler...
Ülkenin ne hale geldiğini görmüyor, feryatları duymuyorlar...
Cinayetler, hırsızlık ve soygunlar, uyuşturucu kullanımı patladığı halde, caydırıcı önlem almıyorlar...
Vatan, millet edebiyatı, parti menfaati, koltuğu sağlamlaştırma siyasetiyle ülke mi yönetilir?..
Avrupa ülkelerinde yönetilemez...
Böylesi bir siyaset kültürüne bir saatliğine dahi izin vermezler...
Ne var ki burası KKTC...
Freni patlamış otomobil gibi yoluna devam ediyor...
Sağa, sola toslayarak da olsa bir yerlere gitmesine sevinenler var...
Ama bizler üzgünüz...
Toplumun hemen tüm kesimleri üzgündür...
Peki mutlu olanlar kimlerdir?..
Bu devletin yükünü omuzlayanlar ve cefasını çekenler mi?..
Yoksa vurgun çeteleri mi?..
Sizce kim?..