Hüseyin Ekmekçi

Sayıştay Başkanı Osman Korahan, cesur bir genelgeye imza attı. Bu genelge ile kamudaki ciddi bir aksaklık da giderilmiş olacak.

Bu genelgenin uygulanmasının da takipçisi olacağız.

Diyor ki genelge: Kamuda istihdamlar var. Ama bu istihdamların yapması gereken görevi, siz sözleşmeler imzalayarak başkalarına yaptırıyorsunuz. Kamuda kimin ne iş yapacağı beli. Kimse bu görevlerin üzerine aynı işi yaptırmak için sözleşme imzalamasın.

Bakanlar bilmiyor mu?

Şimdi, aylardır bunların tartışmasını yaptığımız muhakkak.

Mesela size bir örnek vereyim,

Devletin hukukçusu yok mu? Var. Kamuda istihdam edilen hukukçular yok mu? Var.

Ama bazı dairelere,hizmet alımı,diyerek yakınlarımızdan hizmet satın almaya başladık.

Başka örnek isterseniz, Başbakanlık'a bakalım,

Sendikalarla devletin arasını yapması için, partililere, Başbakanlık'ta üstün görevler verdik.

Turizm ve Tanıtma Dairesi var mı devletin?

Var tabii, olmaz mı?

Ama biz bu daireyi atlatarak, medyaya, gazetecilere turizmi tanıttıkları gerekçesi ile büyük paralar verdik.

Devam ediyor

Gün geçmiyor ki, sözleşmelerle bakanlıklara hizmet alımı yapılmasın.

Bu ne bolluktur?

Ne tuhaflıktır?

Düşünsenize, kamuya istihdam yaptığınız insanların verimi dururken, siz ,Diğer Hizmet Alımları, adı altında onlarca kişi ile sözleşme imzalıyorsunuz.

Tamam anladık, yasada boşluk var ama bu kadar da hoyratça kullanılamaz ki,

Vasıfsız vasıfsız insanlara, gözümüzün içine baka baka ayda 4 bin TL 6 bin TL maaş ödeniyor.

Ortada da bir icraat olsa, insanın yüreği yanmaz.

Takipçisi olacağız

Sayıştay Başkanlığı sağlam bir adım attı.

Dedi ki, diplomatik bir dille, ya da devlet terbiyesine uyan bir dille, Mali sorumluluk yaratacak bu uygulamaya bir son verin.

Şimdi benim devlet terbiyem yok.

Bunu nasıl anladım biliyor musunuz?

Devletin parası, babanızın parası değil. Öyle yana yandaşa istediğiniz gibi istihdam sağlayamazsınız. Sağlarsanız da, cebinizden ödeyeceksiniz.

Bu devlette istihdam edilmiş, yetişmiş memurumuz var. Onlardan yararlanın. Kamu Çalışanları Yasası, kimin nasıl istihdam edileceğini belirliyor. Kafanıza göre istihdam yapamazsınız.

Ben bu genelgeyi aldım, başucuma astım.

Takipçisi olacağız. Kamu kaynağını pervasızca harcayanlardan, devlet yönetimini örgüt başkanlarının, muhtarların baskılarına teslim edenlerden bu köşede hesap soracağız.

Hizmet veremeden alan, aldığı hizmetin vergisini dahi ödemeyenlerden hesap soracağız.

Sayıştay burada durmamalı

Sayıştay Başkanlığı ve Başsavcılık'ın geçmiş hükümetler döneminde de benzer genelgelerle siyasileri uyardığını, Osman Korahan imzalı genelgen anlıyoruz.

Peki Başsavcılık sadece ve sadece uyarı makamı mı?

Sayıştay Başkanlığı, yasaya rağmen sadece uyarmakla mı görevli?

Elbette değil. Halkın parasını koruyacak güç ve kudret bu iki makamda da vardır.

Siyasiler bir sonraki seçimi düşünebilir

Ama bu ülkede Başsavcılık da, Sayıştay makamı da bir sonraki seçimi değil, gelecek nesilleri düşünmek zorundadır.

Korahan'a inanıyorum

Sayın Osman Korahan'a inanıyorum. Ekibine de...

Kimseden korkmasınlar. Sayın Korahan daha uzun yıllar Sayıştay Başkanı olarak bu ülkeye hizmet verecek

Birileri, attığı imzalardan, yaptığı denetimlerden rahatsızsa, kendisini görevden alacaksa, bundan korkmasın

Bu ülkede artık kendi geleceğini değil, toplumun geleceğini düşünen bürokratlara, devlet yöneticilerine ihtiyaç vardır.

Korahan, milletin vekillerinin arasından sıyrılarak, geniş bir seçmen kitlesinin desteğini alarak (vekiller tarafından seçildiği için) bu makama gelmiştir.

Bundan sonra bunun gereğini yapmak zorundadır. İnanıyorum ve güveniyorum.

Bu genelgede belirttiği gibi, bu istihdamlarla her ay, birçok kişiye devletin milyonlarını verenler, halkın parasını verdiklerini bilmelidir.

Bilmezlerse de, bunun bedelini ödemelidir.

Görev Korahan'ın Bu genelgenin altına imza atan şahıs olarak, gereğini yapacaktır.

///////////

Galiba geri adım

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Yönetim Kurulu'nun, görevden alınma kararı verilmişti.

Sonra ne olduysa oldu, bu karar yürürlüğe girmedi.

Yönettikleri kurumlarda başarısız olanların, o makamları işgal etme hakkı da yoktur.

Düşünüyorum da, para almadan, fahri olarak Elektrik Kurumu'nda yönetim kurulu üyeliği yapan ağabeylerimizi, bu makama sıkı sıkı bağlayan nedir?

Başbakan da, Ekonomi Bakanı da önce istemediklerini beyan ettiler. Hadi Başbakan bu gücünü kullanmadı, Başarısız oldukları ayan beyan ortada olan bu yönetim kurulu üyeleri, neden istifa etmiyor da, ne kadar görevde kalırsak, kardır mantığı güdüyor?

Ben bunu anlamış değilim!

Galiba siyaset bir kez daha geri adım attı. Cesurca söylenen, 'Başarısız olan bürokratlar gidecek' söylemi de, bir kez daha lafta kaldı.