Hristofyas bir kez daha tahrif etti

Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın “işgalden kurtulmak için mücadele edildiği” ve “müzakere sürecine ilişkin olarak  Türkiye’nin kabul edilmez bir tavır sergilediği” söylemleriyle adanın tarihi gerçekleriyle müzakere sürecinin olgularını bir kez daha tahrif ettiğini vurguladı.

Özgürgün, Dışişleri Bakanlığı Basın Merkezi aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada, Hristofyas’ın söylemleriyle Kıbrıs sorununun çıkışı ve devam etmesinde yegane sorumlunun Rum tarafı olduğu gerçeğini gizlemeye çalıştığını kaydetti.

Dışişleri Bakanı Özgürgün, Hristofyas başta olmak üzere, Rum siyasilerin adanın tarihi gerçeklerini ve müzakere sürecinin olgularını çarpıtarak Kıbrıs’ta devam eden çözümsüzlüğün sorumluluğunu Kıbrıs Türk liderliğine ve Anavatan Türkiye’ye yüklemeye yönelik açıklamalarının dikkatle takip edilmekte olduğunu belirtti.

“Hristofyas, Kıbrıs sorununun ortaklık devletinin Rum ortak tarafından silah zoruyla yıkılarak gasp edilmesi ve Kıbrıs Türk halkının varlığına kastedilmesi nedeniyle ortaya çıktığını ve bilahare Rum tarafının müzakere sürecinde takınmış olduğu olumsuz tutum nedeniyle kırk yılı aşkın bir süredir çözümsüz kaldığını, deneyimli bir politikacı olarak gayet iyi bilmektedir” diyen Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Türkiye’nin Kıbrıslı Türkleri yok olmaktan kurtarmak; adaya barış getirmek amacıyla Garanti Anlaşması’ndan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri çerçevesinde adaya müdahale etmek durumunda kaldığını bir kez daha hatırlatmakta fayda gördüğüne dikkat çekti.

Dimitris Hristofyas’ın bir yandan müzakere sürecinde yaşanan sıkıntıları Türkiye’ye mal etmeye çalışırken, aslında bahse konu konuşmasının bir başka bölümünde çözümsüzlüğün esas sorumlusunun Rum tarafı olduğu konusunda kendisini ele verdiğine işaret eden Özgürgün şöyle dedi:

“Bu bağlamda Hristofyas, ‘Güney Kıbrıs’ın AB üyeliğini ve Türkiye’nin üyelik sürecini değerlendirdiklerini’ ifade etmekte ve bu konuda ‘sonuçlar aldıklarını’ iddia etmektedir. Hristofyas devamla, ‘Türkiye’nin üyelik sürecinin kanserleşmiş olması nedeniyle Türkiye’nin kendisini sıkışmış hissettiğini ve önemli baskı gördüğünü’ iddia etmekten de geri kalmamaktadır.”

“RUMLARIN KIBRIS POLİTİKASI ŞANTAJ ÜZERİNE KURULU…”

Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Hristofyas’ın bu sözlerinin Rum tarafının şantaj üzerine kurulmuş olan Kıbrıs sorunu politikasının açık bir şekilde ifşa edilmesi olduğuna dikkat çekerek, Rum tarafının Türkiye’ye şantaj yaparak tek taraflı tavizler koparabileceği yönündeki nafile beklentisinin, bugüne kadar müzakereler yoluyla adada adil ve kalıcı bir anlaşmaya varılamamış olmasının esas nedeni olduğunu vurguladı.

Hristofyas’ın, Türkiye’ye saldırırken, onunla koordineli bir şekilde hareket eden ve açıklamalarda bulunan geçmişte liderliğini yaptığı AKEL yetkililerinin de, Kıbrıs Türk liderliğini hedef almasının bir rastlantı olmadığını vurgulayan Özgürgün, “Nitekim, AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, aynı günlerde verdiği demeçlerde, Anavatan Türkiye’ye saldırmanın yanı sıra Kıbrıs Türk liderliğine de sorumluluk yüklemeye çalışmaktadır” ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Rum tarafının adanın tarihi gerçekleriyle halen devam eden müzakere sürecinin olgularını çarpıtmaya yönelik söylemlerinin müzakere sürecine zarar vermekten başka bir sonuca yol açmadığını vurgulayarak, Rum liderliğinin bu tutumu değişmediği sürece, müzakere sürecinde samimi ve ciddi bir şekilde yer alan Kıbrıs Türk tarafının bu uyarıyı yapmaya devam edeceğini kaydetti.

Özgürgün, uluslararası camianın da Rum tarafına bu yönde gerekli uyarıları yapması gerektiğine işaret ederek, Rum tarafının çözüm konusunda daha samimi bir noktaya gelmesi durumunda, çözüm müzakerelerinde ilerleme sağlamanın mümkün olacağını vurguladı.