Türkiye de milli gelir 10 Bin 500 Dolar

Bakan Şimşek, T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve Şahinbey Belediyesi işbirliği ile yapılacak olan 300 toplu konutun temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin başta ekonomi olmak üzere her alanda geliştiğini söyledi.

Türkiye'nin, geçmişte çift haneli, bazen üç haneli enflasyonla yaşadığına, enflasyonun yüzde 125'leri, yüzde 140'ları bulduğu yıllar olduğuna işaret eden Bakan Şimşek, şöyle konuştu:

''Ama bugün Türkiye, Temmuz 1970'den bu yana, en düşük enflasyon oranına sahiptir. Bugün Türkiye, bütçesi sağlam, kamu borç stoku Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin ortalamasının yarısından az olan bir ülkedir. Yani AB'de 27 tane ülke var. Bu ülkelerin borç stokunun milli gelire oranı ile Türkiye'nin borç stokunun milli gelire oranını karşılaştırdığınız zaman, biz onlardan iki kat daha iyiyiz. Şimdi, geçtiğimiz yıl Türkiye, AB ülkelerinin neredeyse 4-5 katı hızla büyüdü, arayı kapatıyoruz.''

Şimşek, vatandaşların zamanında yoksul bırakıldığını, bu dönemlerin şimdi geride kaldığını dile getirerek, ''2002 yılında 3 bin 400 dolar civarında olan kişi başına düşen milli gelirimiz, günümüzde 10 bin 500 dolara çıktı. Son 60 yılın en büyük küresel krizine rağmen, milli gelirimiz tam 3 kart artarak 10 bin 500 dolara çıktı'' diye konuştu.

İNSANİ KALKINMA ENDEKSİ

İnsani Kalkınma Endeksi'nin 3 bileşenden oluştuğuna dikkati çeken Mehmet Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Birincisi kişi başına düşen milli gelirdir. Türkiye'nin kişi başına düşen milli geliri 2002 yılında 3 bin 400 dolar civarındaydı. Şimdi, son 60 yılın en büyük küresel krizine rağmen tam 3 kat artarak, 10 bin 500 dolarlar civarına çıktı. Yani birinci değişkende biz tam 3 kat bir artış sağlamışız. AB ülkeleri ile arayı kapatmışız. 2002 yıllarının başında, Türkiye'nin milli geliri, AB ülkelerindeki milli gelirin yüzde 30'u civarındaydı. Şimdi yüzde 45'lerine çıkmış. AB ülkeleri ile arayı kapatmışız. Bu konuda büyük ilerleme sağlamışız. Yani birinci bileşende 3 kat bir artış sağlamışız.''

İkinci bileşenin de de ortalama yaşam beklentisi olduğunu dile getiren Bakan Şimşek, ''Yani bir ülkenin vatandaşı kaç yıl yaşayabiliyor. Eskiden bebek ölümleri o kadar yüksekti ki ortalama yaşam beklentisi düşüktü. Ama, 2003-2009 döneminde hem kadınlar hem de erkeklerde yaşam 3-4 yıl arttı. Çünkü bebek ölümleri yüzde 25 azaldı. Yani, neredeyse Avrupa seviyesine ulaşmışız. Niye, çünkü bu ülke sağlıkta devrim yapmış'' dedi.

Bakan Şimşek, üçüncü bileşenin de eğitimle ilgili olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle tamamladı:

''Üçüncü bileşen de bir ülkede yaşayan bütün insanların kaç yılı okulda geçirdikleri meselesi. Zamanında hükümetler eğitime yeterince önem vermediği için ne olmuş, 25 yaş üstü nüfusumuzun, ortalama yaşamları boyunca okulda geçirdikleri zaman, 6,5 yıl. Dünyanın çok gerisinde. Ama bu yaşın altındakilerde çok büyük mesafe katetmişiz. Türkiye gerçekten ilerliyor. Biz eğitimde de arayı kapatıyoruz. 2002'de, biz iktidara geldiğimiz zaman ilköğretimde okul çağında olanların okula gitme oranı yüzde 92 idi, şimdi bu oranı yüzde 99'un üzerine çıkardık. 8 yıllık eğitim ve daha önemlisi, üniversitelerde daha ileride, yani master doktora düzeyinde, inanılmaz bir şekilde ilerleme var. Türkiye bu alanda da arayı kapatıyor. Milli eğitime 2002 yılında bütçe olarak 7,53 milyon TL veriyorduk, bugün 35 milyar TL veriyoruz. Üniversitelere 2,5 milyar TL veriliyordu, şimdi 12 milyar TL'ye çıktı. Bizim önceliğimiz insan. Türkiye'nin en önemli değeri tabi ki insandır. Bunun için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Ulaşımda da devrim yaşanıyor. AR-GE'de Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin 8'ini geride bıraktık.''