23 Eylül 2025 Salı
SON DAKİKA
KIBRIS

Akel Genel Sekreteri Kıbrıs’In Bölünmesi Endişesini Yineledi

Kıbrıs sorununa çözüm bulunması yönündeki girişimler çerçevesinde iki liderin New York’ta biraraya gelmesine sayılı günler kala konuyla ilgili görüşler de gündemde yer almaya devam ediyor. AKEL Genel sekreteri Andros Kiprianu adanın k
Yayınlama: 17.09.2018 03:00 Güncellendi: 20.09.2025 06:14 1832 okuma
Akel Genel Sekreteri Kıbrıs’In Bölünmesi Endişesini Yineledi

Kıbrıs sorununa çözüm bulunması yönündeki girişimler çerçevesinde iki liderin New York’ta biraraya gelmesine sayılı günler kala konuyla ilgili görüşler de gündemde yer almaya devam ediyor.

AKEL Genel sekreteri Andros Kiprianu adanın kalıcı bir şekilde bölünmesi endişesini dile getirdi.

Simerini Gazetesi’nde yer alan söyleşisinde Kıbrıs sorunu çözüm sürecine değinen AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, üzerinde anlaşmaya varılan hedefin terk edilmesinin Kıbrıs’ın bölünmesi anlamına geleceğini belirtti.

Andros Kiprianu Kıbrısın bölünmesinin yolun sonu olmayacağını, tam tersine yeni tehlikeli, maceracı serüvenler için başlangıç noktası olacağını savundu.

Kiprianu, bir soru üzerine, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in açıkladığı şekliyle, işlevsel ve yaşayabilir bir çözüm ve enerji perspektiflerinin garanti altına alınmasını sağlamak için iki kesimli, iki toplumlu federal çözümü başarması gerektiğini ifade etti.

Andros Kiprianu, Yunanistan Dışişleri Bakanı NikosKocias’ın, Kıbrıs sorunundaki müzakereden önce iyi ve verimli bir hazırlığın yapılması gerektiğine belirterek, yeni bir konferansın toplanması için bazı önkoşullar ortaya koyduğunun anımsatılması üzerine, garantilerin kaldırılması konusunun ilk kez Hristofyas tarafından ortaya konulduğunu anımsattı.

Çözümün, garantilerin devamlılığını gerektirmediğini savunduklarına işaret eden Kiprianu, çözümden sonra hiç kimsenin, Kıbrıs’ın içine müdahale etme hakkına sahip olmasının mümkün olmadığını ve olmaması gerektiğini savundu.

Kiprianu, yeni bir konferans için zeminin hazırlanması amacıyla gerekli temasların yapılmasının garantör ülkelere bağlı olduğunu da belirtti.