Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Havadis, Fileleftheros ve CyprusWeekly’e Kıbrıs müzakereleriyle ilgili ortak mülakat verdi.
Mevcut sürecin öncekilerden farklı olduğunu her iki liderin de birbirini suçlamaktan kaçınarak, yolu birlikte yürümeye çalıştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, çözüm inancının kaybolmaması için elinden geleni yapacağını söyledi.
Dönüşümlü başkanlığı siyasi eşitliğin bir parçası olarak gördüklerini kaydeden Akıncı, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaşamasını isteyen bazı Rum partilerin, orada veto yetkisine sahip bir Cumhurbaşkan muavini olduğunu unuttuklarını dile getirdi.
Akıncı, “Şimdi biz vetodan bahsetmiyoruz, çünkü biz artık yeni dönemde rakipler olarak değil ortaklar olarak bulunmayı istiyoruz. Ama makul sürelerle bir Kıbrıslı Türkün de federal cumhuriyetin başına gelebilmesini makul karşılanması gereken bir talep olarak görüyoruz. Dönüşümlü başkanlığı kabul ettikleri taktirde ağırlıklı oy yöntemiyle de seçilmesine razıyız. Dönüşümlü başkanlık bir ilke meselesidir. Sürelerini konuşacağız. Makuliyet içinde olacak herşey. Yani hakkımızdan fazlasını arayan ve çözümü zorlaştıran bir tavır içinde değiliz. Ama bu konuda Rum toplumundan anlayış bekliyoruz çünkü Kıbrıslı Türkler bunu içermeyen bir anlaşmaya onay vermeyecekler” dedi.
İki bölgelilik konusundaki sorulara karşılık olarak da Akıncı, bunun
1990’lardan beri BM parametresi olduğuna işaret ederek, “insanlar istediği yere gidip yerleşme hakkını kullanacaklar ama daimi ikamet ve iç vatandaşlık diğer tarafta olacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “buraya gelip yerleşmek isteyecek olanların çok büyük sayıda olamayacağı zaten fiziki koşullardan belli” ifadelerini kullandı.
İnşaatlar konusundaki eleştirileri de yanıtlayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bekleyin çözüm oluyor” deyip hayatın dondurulamayacağını vurguldı.
Mustafa Akıncı, Türkiye’nin garantisinin devam etmesinin Kıbrıslı Türkler için taşıdığı öneme de dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı, “iki açıdan biz bir şekilde Türkiye’nin güvencesini devam ettirmek istiyoruz. Bir, yeni oluşumda kendimizi güvende hissedelim. Bir de, bu statünün garanti edilmesi. Yani 1963’te 60 cumhuriyetinin yıkıldığı gibi bir durumla karşılaşmayalım, gene statüsüz kalmayalım” dedi.
Kıbrıslı Türklerin güvencesinin Rumlar için tehdit algısı olmaması gerektiğine de dikkat çeken Akıncı, bunun için ‘garantiler, noktasına virgülüne kadar değişmeyecek’ demediğini, diğer bütün konular bitince ve ortaya yeni bir durum çıkınca, garantörlerle birlikte oturup bu yeni durumu değerlendireceklerini söyledi.
Akıncı, “Biz ne istiyoruz? İki kesimlilik istiyoruz, siyasi eşitlik istiyoruz, özgürlük istiyoruz, birinin ötekine tahakküm etmeyeceği bir yapı istiyoruz. Bütün bunları her iki toplum için de istiyoruz. Güvenlik, eşitlik, özgürlük. Güvenlik derken, sadece Kıbrıslı Türkler kendilerini güvende hisseder ve diğer toplum tehdit altında hissederse, bu olmaz. Bu bir çözüm değil, kalıcı olmaz ve böyle bir çözüme de onay verilmez” dedi.
Maraş’a da değinen Cumhurbaşkanı Akıncı, seçim kampanyasında Maraş’ın açılması konusunu dile getirirken ortaya koyduğu Ercan ve mağusa limanlarının da eş zamanlı açılması konusunda Rum toplumunun henüz hazır olmadığını gözlemlediğini kaydetti.
“Ben de Ercan’ın gündemde olmayacağı bir durumda sadece kapalı Maraş konusunun gündeme getirilmesine hazır değildim”diyen Akıncı, müzakere sürecinin sonuna gelindiğinde çözümü beklemeksizin Maraş için bir teknik komitenin kurulacağını belirtti.