Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nicos Anastasiadis , İsviçre’nin Mont Pelerin kasabasında yapılacak müzakere öncesi Ulusa seslendi.
Özel bir televizyon kanalından simültane çeviri ile canlı yayınlanan açıklamada Anastasiadis, müzakere edilen çözümün federasyona değil, konfederasyona götüreceği iddiasının yersiz olduğunu söyledi.
Anastasiadis, bugüne kadar görüşülmüş olan ve yurttaşları endişelendiren ve ilgilendiren 4 başlıkla ilgili hususlara değineceğini açıkladığı toplantıda “1977’den itibaren belirlenen yeni durumda benden önceki tüm görüşmecilerin de müzakere çerçevesini teşkil ettiğini bilmekteyiz. Bu “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin iç devletsel yapısının iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelinde, üniterden federale dönüşümü ile ilgilidir. Müzakere edilen çözümün federasyona değil, konfederasyona götüreceği iddiası yersizdir. Eğer görüşmeler bugüne kadar olduğu gibi iki toplumun liderleri arasında değil de, önceden varolan iki lider arasında yapılsaydı, böylesi bir iddianın zemini olabilirdi” dedi.
Anastasiadis, “Müzakereler göstermektedir ki, uluslararası hukuka göre, devletleri belirleyen 3 temel ilke; tek uluslararası kimlik, tek kimlik, tek vatandaşlık tamamen güvence altına alınacak. Mülkiyet başlığında az bir ilerleme kaydedilmiştir. Kıbrıs sorununu çözmek için zaman zaman yapılan müzakerelerin ilgili hususlarına dahi, Kıbrıs halkı yararına iyileştirmektedir. İşler bir yönetim sisteminin sağlanması hedeflenmektedir. Dış ilişkiler, savunma politikası, kara deniz, hava sınırlarının denetim ve güvenliği gibi konularda yetkiler hakkında anlaşmaya varılmıştır”dedi.
Olumlu sonuç için çözüm isteğinde bulunmanın yeterli olmadığına değinen Anastasiadis, “Kıbrıs sorununda saygın, onurlu ve herkesin kabul edeceği çözüm her iki toplumun yararına olacak. Böylesi bir çözüm Türkiye ve Türk halkının da yararına olacak. Türkiye ve Kıbrıs Türk toplumunun kararlı katkısı belirleyici olacak. Çözümün Kıbrıs halkının beklentilerine yanıt vermesi düşüncesiyle, gerekli iradeyle İsviçre’ye gidiyorum” dedi.
Toprak konusunda izleyeceği çizginin ne olacağı? Ve Güzelyurt konusudaki tutumun ne olacağı konusundaki bir soru üzerine ise Anastasiadis, hedeflerinin, olabildiğince Kıbrıslı Rum’un topraklarına dönmesi olduğuna vurgu yaptı.
Anastasiadis, kriterler aracılığıyla belirlenecek olan şeylerden birinin harita olduğuna dikkat çekerek, toprak düzenlemelerine ilişkin ilerleme olmadan, bu konuda haritada belirlemeler olmadan çok taraflı konferansın gerçekleştirileceği tarihi kabul etmeyeceğinisöyledi.
Mont Pelerin’deki sürecin belirlenip belirlenmediğinin sorulması üzerine ise Anatasiadis, “Derinlemesine olmayan beyin fırtınası diye anılan bir biçimde görüşlerin dile getirildiği bir olgu söz konusu… Açık bir biçimde TV kanallarında müzakereler yapma girişiminde bulunmak diğer tarafın da benzer tutumları ortaya koymasına yol açacaktır ve müzakere sürecini bu zorlaştıracaktır. Bizim görüşlerimiz net olarak bilinmektedir. 100 bin Kıbrıslı Rum, Kıbrıs Rum Yönetimi altında, tarihsel olarak bağlantılı oldukları bölgelere dönebilme olanağına kavuşsunlar. Her bir oluşturucu devletin sahil kıyıları konusundaki öneriler sunuldu.” dedi.
Anastasiadis, kendi önerilerilerinde gerekli olan yerlerde ve sorun yaşanılan yerlerde, sonuç alıcı bir biçimde sorunlara karşı koyabilecek mekanizmaları içeren önerileri sunduklarına değinerek, gerçek güvenliği yurttaşlarda sağlayacak olan şeyin bu mekanizma olacağına değindi.
Güvenlik konusunun, üzerinde anlaşmaya varılacak olanların güvence altına alınması için önem taşıdığına değinen Anastasiadis, “Yeterli güvenlik olması gerekiyor. İlgili tüm taraflar, üstlendikleri taahhütleri yerine getirmelidirler. Çözüm yaratıcı bir uzlaşıyla sağlanabilir. Bizim tarafımız 42 yıldır çözüm çabası içindedir. “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin tüm liderleri, Kıbrıslı Türk ve Rumlar için olabilecek tehlikeleri dikkate alarak, ellerinden gelen tüm çabayı ortaya koyarak, çözüm için çalıştılar”dedi.
Anastasiadi, “Kıbrıs sorununu çözümü tüm Kıbrıs halkı için avantaj… Doğal zenginliklerimizi değerlendirmeliyiz. Ortak yaşam içinde geleceğe yönelik, gerçek perspektife sahip olabiliriz. Çözümü başarmaya bu derece yaklaştıktan sonra, başarısızlık, başkaları üzerine düşen sorumlulukları üstlenmelidir” dedi.
BM Güvenlik Konseyi’nin toprakta yapılacak düzenlemelere ilişkin olarak, Güvenlik Konseyi’nin 7’nci başlık altında bu çalışmayı üstlenebileceğine de değinen Anastasiadis, Güvenlik Konseyi yetkili kurum olduğunu, BM, Barış Gücü’nün himayesi altında olduğunu hatırlattı.