Bilkent Üniversitesi’nde “liderlik” konulu seminer veren Eczacıbaşı Topluluğu Üst Yöneticisi Erdal Karamercan, duygusal zekayı ''kendimizi ve çevremizi yönetebilmeyi kolaylaştıran, duyguları tanıma, anlama ve etkin biçimde kullanma yeteneği''; IQ'yu da ''öğrenme, anlama, mantık yürütme yeteneği'' olarak tanımladı.
Karamercan, sosyal hayattaki başarının yüzde 20'sinin IQ'ya, yüzde 80'inin ise EQ'ya bağlı olduğunu Vurgulayarak, ''Kişisel zeka, IQ ve EQ'nun belirli oranlardaki karışımından oluşur. IQ sizi okuldan, EQ hayattan mezun eder. EQ'nuz ne kadar yüksekse hayattaki başarı şansınız o kadar artıyor'' dedi.
Kişisel zekanın, IQ ve EQ'nun toplamından oluştuğunu dile getiren Karamercan, IQ'nun büyük ölçüde genetik faktörlere dayandığını ve çok fazla ilerletebilmenin mümkün olmadığını ancak EQ'nun geliştirilebileceğini söyledi.
Karamercan, şöyle konuştu:
''Hayatın yüzde 10'u kontrolümüz dışında başımıza gelen olaylardan oluşur. Uçak rötar yapar, trafik tıkanır, yağmur yağar ve ıslanırsınız…
Yüzde 90'ı ise o kontrol edemeyeceğiniz yüzde 10'luk olaylara verilen tepkilerden oluşur. Olaylara üzülebilirsiniz ama tepki vermeye başladığınızda siz de etrafınız da kaybetmeye başlar. Olaylar karşısında verdiğiniz tepkileriniz hayatınızı belirliyor. İş yaşamındaki sır bu…''
İş hayatında yapılan araştırmalara göre, IQ'su 140 ve üzeri olan çalışanların, IQ'su 100 ve altında olan yöneticilerin altında çalıştığını gösterdiğini aktaran Karamercan, ''Aradaki farkı yaratanın ne olduğu
araştırıldığında bunun duygusal zeka olduğu ortaya çıkıyor.
Duygusal zeka, sadece iş hayatınızdaki sırrı olarak söylemiyorum. Hayatta, sosyal yaşamda, evlilikte, aile, iş ve sosyal çevre ilişkilerinde başarılı olmak istiyorsanız en önemli unsur duygusal zekadır'' dedi.
Başarılı ve başarısız yönetici arasındaki temel farkın da ''EQ'' olduğunu vurgulayan Karamercan, kişisel zekanın kişisel yetkinlikler olan ''özbilinç'', ''duyguları yönetebilme'', ''kendini harekete geçirebilme'' ve sosyal yetkinlikler olan ''başkalarının duygularını anlama'' ve ''ilişkileri yönetebilme'' becerisiyle geliştirilebileceğini vurguladı.
Yöneticiden ya da kurumdan motivasyon beklemenin mağlubiyete giden yolun başlangıcı olduğunu söyleyen Karamercan, ''Kimsenin sizi motive etmekle ilgili bir sorumluluğu yok. Yaşam sizin yaşamınız. Kazanç da sizin, kayıp da... Kendinizi harekete geçirmeyi, kendi başarılarınızdan keyif almayı öğrenin'' diye konuştu.
Karamercan, toplumdaki en önemli sorunlardan birinin de insanların yaptıkları işten keyif almayı öğrenememesi olduğuna işaret ederek, ''İş yapmaktan çok söylenmeyi, şikayet etmeyi seviyoruz'' dedi.
Edison'un ampulü bulabilmek için tam bin deney yaptığına dikkati çeken Karamercan, ''Kendisine, 999 başarısızlığa nasıl dayandığı sorulduğunda (bu kadar deney, beni binincide başarıya götürdü) karşılığını vermiştir. İşte motivasyon budur'' dedi.
Karamercan, başarıyı yakalayabilmek için dış motivasyonları beklemeden ''hedef belirlemek, umut etmek ve sabırla çaba göstermek'' gerektiğini vurguladı.