23 Eylül 2025 Salı
SON DAKİKA
GAZİMAĞUSA

DAÜ de istifa krizi

Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin (DAÜ) bazı Senato üyeleri, “Senato ve Yönetim Kurulu’nun işlevsizleştirildiği” gerekçesiyle görevlerinden istifa etti.
Yayınlama: 26.09.2012 03:00 Güncellendi: 22.09.2025 02:22 868 okuma
DAÜ de istifa krizi

DAÜ-SEN Başkanı Ulaş Gökçe ile seçilmiş senatörler Profesör Temsilcisi Prof. Dr. Hüseyin Özkaramanlı, Doçent Temsilcisi Doç. Dr. Sami Fethi, Yardımcı Doçent Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Ercan Hoşkara ve Öğretim Görevlisi Temsilcisi Dr. Hasan Altıok tarafından yapılan ortak yazılı açıklamada, “Alternatif hiçbir düşüncenin yaşam bulma olasılığının kalmadığı, demokratik temsiliyet özelliğini yitirmiş ve bu nedenle işlevsiz hale gelmiş olan Senato’da yapılabilecek bir şey artık kalmamıştır” denildi.

 


1984 yılından beri özerk ve demokratik üniversite mücadelesi veren sendikanın temel amaçları arasında, akademik camianın kendi kendini yöneteceği bir üniversite sisteminin hayata geçirilmesi bulunduğu; geçen dönemde bu yönde oldukça olumlu adımlar atıldığı belirtilen açıklamada, bu bağlamda DAÜ’de bölüm başkanı, dekan, rektör gibi tüm yöneticilerin seçimle işbaşına gelmelerinin sağlandığı; seçilmiş senatörlerden ve dekanlardan oluşan Senato ile Üniversite Yönetim Kurulu (ÜYK)’nın bağımsız karar alma yetkinliğine sahip olduğu hatırlatıldı.

 


Seçimle işbaşına gelen Prof. Dr. Abdullah Öztoprak’ın, bölüm başkanlığı ve dekan seçimlerini süreç içerisinde ortadan kaldırdığı ve birçok birimin yöneticisinin atamalarını birimlerde seçim gerçekleştirmeden yaptığı ileri sürülen açıklamada, tüm bu şartlar altında DAÜ Senato ve ÜYK’nın neredeyse tamamen atanmış kişilerden oluşur duruma geldiği savunuldu.

 


Açıklamada, ayrıca, Senato ve ÜYK’ya başkanlık eden Prof. Dr. Abdullah Öztoprak’ın bu kurulları diktatörce yönetmeye başladığı, kendisine itiraz edenlere kişisel olarak saldırmayı ve aşağılamayı tercih ettiği iddia edilerek, şunlar öne sürüldü:

 


“En önemli meselelerden bir tanesi de Rektör Öztoprak, hukuken Senato ve ÜYK’nın yetkisinde olan tüm yetkileri tek başına, atanmışlardan da oluşsa bu kurula hiç sormayarak, kullanmaya başlamıştır. Öztoprak tüm bunlara da ‘Evet, hukuk dışıysa; hukuk dışıdır. Ben yaptım oldu. Beğenmeyen mahkemeye gitsin’ demiştir. Böylesi bir anlayış doğal olarak çalışma hayatını düzenleyen belgeleri de hiçe saymakta ve Sendikanın onayını almadan çalışanların özlük haklarını tek taraflı değiştirme yetkisine sahip olduğunu düşünmekte ve baskı ve tehditle çalışanların aleyhine gayrı yasal her türlü uygulamayı yapmaya kendini yetkili görebilmektedir.”

 


Açıklamada istifa gerekçeleri şöyle sıralandı:

 


“Bu şartlar altında yürütmekte olduğumuz seçilmiş senatörlük görevlerimizi sürdürmemizin anlamı kalmamıştır. Alternatif hiçbir düşüncenin yaşam bulma olasılığının kalmadığı, demokratik temsiliyet özelliğini yitirmiş ve bu nedenle işlevsiz hale gelmiş olan Senato’da yapılabilecek bir şey artık kalmamıştır. Aynı zamanda bu Senatoda Toplu İş Sözleşmesinde (TİS) yer alan konuların Sendikayı süreç dışında tutarak değişikliğe gidilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir. Bu bağlamda,


1. Üyesi bulunduğumuz DAÜ Senatosundan istifa ediyoruz ve Prof. Dr. Abdullah Öztoprak’ın başkanlığını yaptığı bu işlevsiz kurullara, Abdullah Öztoprak anlayışı hakim olduğu sürece bir daha aday olmayacağız.

 


2. 5 yıldan beridir DAÜ-SEN adına gözlemci olarak temsilci gönderdiğimiz Senato ve ÜYK toplantılarına, durum değişmediği sürece artık katılmayacağız.

 


Bundan böyle, çalışanların sendikal haklarına saygı gösterilmesi gerektiğine inanan ve aşağıda imza sahibi olan meslektaşlarımız tarafından seçilmiş Senato üyeleri olarak bizler; demokratik temsiliyet özelliğini yitirmiş olan bu Senatonun, sendikal hakları ve TİS maddelerini yok sayan kararlarının parçası olmayacağız. DAÜ-SEN ve vicdan sahibi tüm akademisyenler adil, halktan yana, hesap verebilir ve hesap soran bir ülke ve Üniversite yönetimi gelene kadar mücadele etmeye kararlıyız.”