Güney Kıbrıs’ta geçtiğimiz Cuma günü itibariyle başlayan karmaşa ile ilgili hala bir çözüm çıkmazken, ülkenin kurtuluşu için ortaya konulan mevduata vergi şartı reddedildi. Yeni süreçte yeni alternatif arayışlarına girilirken, burada ilk durak Rusya oldu.
Rusya’nın ülkede kara para akladığı gerekçesi ile sert koşullar öne koşulurken, Güney Kıbrıs’ta paçasını kurtarmak için ilk olarak Rusya’nın kapısını çaldı. Üç gündür süren görüşmelerde farklı pazarlıkların yapıldığı noktasında haberler çıkarken özellikle enerji tarafında çeşitli anlaşmaların yapılabileceği bilgisi geldi.
Bu süreçte Rusya’ya sırtını dayamak isteyen Güney Kıbrıs için asıl hedefin Türkiye olması gerektiğine dikkat çekiliyor.
Standart Bank Gelişmekte olan ülkeler baş ekonomisti tim Ash’ın konuya dair yaptığı değerlendirmede, finansal krizin iki ülke arasında tarihi bir fırsat olduğunu belirtti. ÖzellikleTürkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine destek vermesi açısından önemli bir süreç olduğuna dikkat çeken Ash, 2004 yılında gündeme gelen Annan Planı’nı hatırlattı.
Annan Planı, Türk ve Rum kesimleri halinde bölünmüş Kıbrıs Adası'nın bağımsız bir devlet olarak birleştirilmesini öneren Birleşmiş Milletler planıdır. Adını, planı ortaya atan BM eski genel sekreteri Kofi Annan'dan alır.
Plan, Kıbrıs adasının İngiliz üsleri bölgesi haricinde kalan kısımlarının bağımsız ve federal nitelikte bir devlet olacak şekilde birleştirilmesini öngörüyordu. Plan gereğince Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki bakanlıkların en az üçte biri Türklerden oluşacaktı. Devlet başkanlığı ve başbakanlık makamları 10 ayda bir Türkler ve Rumlar arasında el değişecekti.
Nisan 2004'de KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde yapılan referandumlar ile oylamaya sunulan plan, Türk tarafından yüzde 64,91 oranında kabul gördüğü halde Rum oylarının yüzde 75,38'i red şeklinde olduğundan hayata gerilememişti.
Hayata geçirilemeyen bu plan sonrasında iki ülke arasında ikinci bir şans olduğunu kaydeden Ash, özellikle Rusya ve Avrupa Birliği’nin ülkeden daha fazla kar sağlama kaygısı ile yaklaştığını belirtirken, Türkiye tarafından büyük bir savunma harcamalarında önemli bir kalemden tasarruf edebilir. Buna ek olarak da Kuzey Kıbrıs bir Avrupa Birliği fonlarına açılabilir.
1974 yılında Kuzey ve Güney olara ayrılan adada, 2004 yılın da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi AB’ye girerken Türkiye ile müzakerelerinde önü kesilmişti.
Ash, Akdeniz’de enerji aramalarının genişlemesinden önce 7 milyar Türkiye için kısmen küçük denilebilecek bir yardımın önemli getirilerinin olacağına dikkat çekti.