Lefkoşa, 22 Kasım 16 : Müzakere sürecinin 48 yıldır olduğu gibi yine sonuca varamadığını belirten Halkın Partisi , “Burada sorumlu aramak ya da karşılıklı suçlama oyununa girmektense çok daha sağlıklı bir genel değerlendirme yapmak kaçınılmazdır. Bunu her iki toplumun siyasi elitleri de, toplumun farklı kesimleri de şapkayı önlerine koyarak yapmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Müzakere sürecini başından beri samimiyetle desteklediğini, sonuç alıcı olduğu sürece desteğin süreceğini vurguladığını belirten HP, yazılı açıklamayla şunları kaydetti:
“ 30 Ağustos’ta ve kısa süre önce adadan ayrılmadan Sayın Cumhurbaşkanı’na iki mektup verdik. Sadece eleştirmedik, gördüğümüz riskler konusunda uyardık ve öneri yaptık… Görünen odur ki, bu süreç son 48 yıldır olduğu gibi yine bir sonuca varamadı. Kuşkusuz bunun tespitini Sayın Cumhurbaşkanı’ndan duymak gerekir.”
Bundan sonrasıyla ilgili Cumhurbaşkanı’nın tek başına karar vermesinin doğru ve sağlıklı olmayacağı, bunun daha farklı bir eşik olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Müzakereler sonucunda başarıya ulaşılmış olsaydı nihayetinde konu bir referandumla halka sorulacaktı. Oysa şimdi bundan sonrasıyla ilgili olarak daha farklı danışma mekanizmalarının devreye konulması gerekiyor. Bize göre Sayın Cumhurbaşkanı bunu herkes ile istişare ederek, toplumsal bir konsensüs sonucunda, ona uygun yürümelidir.
Artık her iki toplumun da bu noktada durup bir durum değerlendirmesi yapması gerekir. Sağlıklı bir tartışma platformuna ihtiyaç vardır. Bize göre artık her iki taraf da bu noktada durup ‘48 yıldır devam eden bu müzakere süreçleri neden başarısız oluyor’ diye sormak zorundadır. Bunun sorulmasını, bunun tartışılmasını istemeyenlerin, her ne olursa olsun müzakereler devam etsin yaklaşımını ortaya koyanların aslında statükonun devamından yana olduklarını, statükonun sorgulanmasını istemedikleri gerçeğini hepimiz görmeliyiz. ‘Nasıl olursa olsun müzakereler devam etsin, sonuç alıcı olmasa da devam etsin’ demek mevcut statükoya yardımcı olmaktır aslında.”
Her iki toplumun büyük bir çoğunluğunun “federasyondan”, “iki-kesimlilikten” , “siyasi eşitlikten”, “al-ver’den” , “ortaklıktan” , hatta “uzlaşıdan” farklı şeyleri anladığı vurgulanan açıklamada, “İki toplumun büyük çoğunluğu ‘çözüm’ denilen şeyden farklı şeyleri anladığı için hem çözümden hem de kendi siyasi liderliklerinden çok farklı beklentiler içerisine giriyor. Bu beklentilerin örtüşmediğini, bağdaştırılmasının ise giderek kemikleşmiş algılar nedeniyle daha da zorlaştığını görmek zor değildir” denildi.
Bununla her iki toplumun da yüzleşmesi gerektiği kaydedilen açıklamada, 48 yıldır her defasında farklı şekillerine tanıklık edilen bu duruma şaşırmanın anlamsız olduğu ifade edildi ve kendi kendini yönetmek ile Türkiye ile sağlıklı ilişki kurabilmek bağlamında yapılması gerekenlerin HP tarafından her aşamada net şekilde ortaya konduğu vurgulandı.
Açıklamada, şu ifadelere de yer verildi:
“Kıbrıs Rum tarafıyla kuracağımız ilişkinin nasıl şekillenmesi ve hangi yöne gitmesi gerektiği, bir yandan toplum olarak kendi içimizdeki süreçlerle, diğer yandan Kıbrıs Rum tarafıyla kurulacak diyalogla şekillendirilmesi en sağlıklı olandır. Halkın Partisi bu süreçleri en kısa sürede başlatmak için üzerine düşeni yapacak ve toplumun tüm kesimleriyle temaslarını ileriye taşıyacaktır.”