5 Ekim 2025 Pazar
TÜRKİYE

İdam mektupları Amerika dan geldi

Milliyet yazarı Can Dündar bugünkü yazısında ölümlerinin 40. yılında anılan Deniz Gezmiş ve arkaşlarının idam edilişini kaleme aldı. Dündar yazısında idama 4 hafta kala Turgut Özalın yazmış olduğu mektuba yer verdi.
Yayınlama: 06.05.2012 03:00 Güncellendi: 02.10.2025 04:05 805 okuma
İdam mektupları Amerika dan geldi

Özal mektubunda Deniz ve arkadaşları ile ilgili olarak şu ifadelere yer vermişti: "Sözde bir acıma duygusu ile karıştırılan, aslında maksatlı birtakım oyunlara alet olarak Türkiye'yi yıkmak isteyenlere bir şans daha mı vereceğiz?"

 


ABD'DEN GELEN MEKTUP

 

 


Halit Çelenk'in kızı sevgili Serpil Çelenk Güvenç de 40. yıl için benim gibi heyecanla arşive girdi. O dönem dünya ve Türk basınında çıkan yazıları derleyen çok önemli bir kitap çıkardı. ("Darağacına Mektuplar", İmge, 2012)

 

 



Aylar önce önsöz yazmam için kitabın taslağını getirdiklerinde bir sayfaya geldim, çakıldım.



7 Nisan 1972 günü, yani idamlara 4 hafta kala, Tercüman gazetesinin 2. sayfasında Ahmet Kabaklı'nın köşesinde bir mektup yayımlanmıştı.

 

 


Mektubu Amerika'dan yollayan, Turgut Özal'dı.

 

 

 


DPT müsteşarlığından ayrılmış Dünya Bankası'nda danışmanlığa gitmişti.

 


Mektubunda o günlerde Washington Post'ta Boğaz Köprüsü'nü öven bir makalenin yayımlandığından söz ediyor ve köprünün Türkiye'deki solcular tarafından nasıl "tenkitlere maruz kaldığını" hatırlatıyordu.

 


İşte o mektup...


'KOMÜNİST OLMAYACAK!'


Mektubun devamını aynen alıntılayacağım:


"Muhterem Ahmet beyefendi, Teknik Üniversite duvarlarına, bir tarafa köprü karikatürü, diğer tarafa da 6. Filo'yu koyarak 'Köprü ve bekçisi' diyen komünistlerin, aslında neyin peşinde oldukları bugün daha iyi anlaşılmıyor mu?

 

 

 

Bir senelik bir Örfi İdare, bütün melanet ve hıyanetlerini meydana çıkardığı gibi, Türkiye'nin kalkınması için sarf edilen insanüstü gayretlere yapılan insafsız hücumların kasti hüviyetlerini de ortaya çıkarmıştır. Zaman, muhakkak durumu daha iyi gösterecektir.

 

 


Fakat bir endişem var: Tarihten, tecrübeden ders alacak mıyız, yoksa sözde bir acıma duygusu ile karıştırılan, aslında maksatlı birtakım oyunlara alet olarak Türkiye'yi yıkmak isteyenlere bir şans daha mı vereceğiz?

 

 

Türkiye hiçbir zaman komünist olmayacaktır, ama kalkınma yolunda kaybettiğimiz zamanları geri getirmenin mümkün olmamasından korkuyorum."

 

 


BOYUNDA BİR UR


Türkiye Turgut Özal'ın tavsiyesine uydu, "bir şans daha vermedi", "acımadı", astı evlatlarını...


O günden beri boynunda kanlı bir urla yaşıyor. Bunun utancını da o dönem elleri "Evet" diye kalkan, nice sonra demokrasi havariliğine soyunan isimler taşıyor.