Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın aslında Türk tarafının çözüm iradesini tekrarladığı bir konuşmasının çarpıtılarak, Anavatan Türkiye’nin çözüm karşıtı olarak gösterilmeye çalışılmasının, nafile bir çaba olduğunu ve en hafif tabirle insaf sınırlarını zorladığını vurguladı.
Dışişleri Bakanı Özgürgün, müzakerelerde gelinen kritik aşamada adil ve kalıcı bir anlaşmaya niyeti olmadığı bir kez daha ortaya çıkan Rum tarafının çok iyi bilinen propaganda oyununa KKTC’den bazı çevrelerin de alet olmasının ayrıca düşündürücü ve ibret verici olduğunu ifade etti.
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün yaptığı yazılı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Sözcüsü Stefanos Stefanu’nun Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış için kullanmış olduğu “sinsi ve kendini beğenmiş” şeklindeki seviyesiz sözlerini esefle kınadığını kaydetti.
“MUHATAPLARI BİZİZ”
Rum liderliğinin, Anavatan Türkiye tarafından muhatap alınmak amacıyla yürüttüğü bu ve benzeri girişimler karşısında, Kıbrıs Rum tarafının muhatabının Kıbrıs Türk tarafı olduğunu, Anavatan Türkiye tarafından muhatap alınmasının ise mümkün olmadığını bir kez daha hatırlatmakta fayda gördüğünü vurgulayan Özgürgün şöyle devam etti:
“Nitekim, Sayın Bağış da bahsekonu konuşmasında, Türkiye’nin Rum tarafını muhatap almasının sözkonusu olmadığını bir kez daha vurgulamıştır. Kıbrıs Türk halkının adadaki eşit haklarını ısrarla reddeden ve halkımızı bir azınlık statüsüne indirgemek isteyen Rum liderliğinin, Türkiye’nin adayı işgal ettiği yönündeki propaganda faaliyetleri karşısında halkımızın uyanık olacağına ve bu tür oyunlara itibar etmeyeceğine olan güvenimiz tamdır.
“…DERS VERMEK HADDİ DEĞİLDİR”
Çok iyi bilinmelidir ki, Annan Planı dahil olmak üzere, Birleşmiş Milletler tarafından bugüne kadar hazırlanmış tüm çözüm planlarını reddeden Rum tarafının, adada adil ve kalıcı bir çözüm için samimiyetini birçok kez kanıtlamış olan Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’ye çözüm konusunda ders vermek haddi değildir. Çözüm konusunda samimiyetini sadece sözlerle değil attığı adımlarla da kanıtlaması gereken esasen Rum tarafıdır.
I TEMMUZ’DAN ÖNCE…
Rum tarafının müzakere masasında takınmış olduğu olumsuz tutuma ve müzakereleri sekteye uğratmak için, görüşmelerin içeriğini basına sızdırmak dahil, başvurduğu tüm ayak oyunlarına rağmen, Kıbrıs Türk tarafı, Anavatan Türkiye’nin de tam desteğiyle, 1 Temmuz 2012 tarihinden önce adada yerleşmiş BM parametreleri zemininde adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması için üstüne düşeni yapmakta kararlıdır. Bu nedenle, varolan çözüm fırsatının değerlendirilebilmesi için, adada adil ve kalıcı bir çözümü arzuladıklarını iddia eden iç ve dış çevrelerin, dikkatlerini ve çabalarını Rum tarafının uzlaşmazlığının aşılmasına yoğunlaştırmaları gerekmektedir.”
(ŞEB/SEL)