2016-2018 dönemini kapsayacak TC-KKTC Ekonomik Protokolüne ilişkin olarak Başbakan Ömer Kalyoncu’dan BRT’yeaçıklama geldi…
Protokol ile ilgili basında bazı haberler yer aldığını belirten Başbakan, protokolün sadece mali konuları değil bunun ötesinde bir yapısal dönüşüm içerdiğini açıkladı.
“Bu protokol bir yapısal dönüşüm programıdır. Sadece mali konuları içeren bir protokol değil. Dolayısı ile Türkiye bize yargı da bunun içerisinde olmalı dedi. Devletin kimi organlarının yapısal dönüşümü konusunda program yapılması istendi. Bu birinci istekti. İkincisi de geçmiş protokollerde ne yapıldıysa bu protokolde yer almalıdır gibi bir taleple karşılaştık. Bu protokol de bu çerçevede hazırlanmış bir protokoldür. Tabii bu protokolün müzakeresi de yapıldı. Sürekli müzakere halinde olundu. En son gelinen noktada karşılıklı problemin olduğu ortaya çıktı. Bunlardan biri KIB TEK ile ilgiliydi. Diğeri de yargı konusuydu. Biz en sonunda hem KIB TEK’le ilgili ki ilk günden beri ne talep ettiysek onu gönderdik tekrar. Bir de, yargı toplanıp bir metin hazırladı ve biz bunu Türkiye’ye gönderdik. Yargı ‘konu bu protokolde yer almamalı. Yine de yer alacaksa böyle yer almalıdır’ biçiminde bir belge gönderdi. Biz de bu belgeyi Türkiye’ye gönderdik. Tabii bunlar kabul görmedi”
Başbakan Ömer Kalyoncu Devlet Planlama Örgütü ile ilgili olarak da şöyle konuştu:
“DPÖ dört daireden oluşmaktadır. İstatistik, planlama, koordinasyon ile izleme daireleri. İstatistik Bölümünün zaten DPÖ’den çıkarılacağı hükümet programında yer alan bir konu. Ayrı bir kurum haline getirileceği belirtilmişti. Geriye kalan kısımları da bir yapısal dönüşüme tabii olacak, planlamadan hiçbir zaman vaz geçilmeyecek. Zaten protokole de bakınca planlamadan vazgeçilmediği görülebilir. Böyle bir değişiklik yapılacak. Bu konuda yapılan haberler ise biraz da muhtemel yeni hükümetin bunu kolaylıkla imzalamasına yönelik bulanık bir hava yaratmak için diye düşünüyorum. Bize sorulsa bu konuda bilgi alınabilirdi. Sanki başka şey söyleniyor ama başka şey yapılamaya çalışılıyor izlenimi yaratıldı ki bu doğru birşey değil.
CTP’nin planlamadan vazgeçtiği yönünde hava yaratılmaya çalışılıyor. Oysa bunun aksine protokolde daha sağlıklı bir planlamanın yapılabilmesi açısından gerekli tedbirlerin alınması yer alıyor” .