Batman nüfusuna kayıtlı olan Muş'un Hasköy İlçesi Jandarma Komutanlığı'nda vatani görevini yapan er 21 yaşındaki Abdurrahman Çiftçi ile Ardahan'ın Damal İlçesi'nde vatani görevini yapan 20 yaşındaki Masum Adlığ'ın birliklerinde intihar ettikleri ailelerine bildirildi.
Muş'un Hasköy İlçesi Jandarma Komutanlığı'nda 11 aydır vatani görevini yapan Batmanlı jandarma er Abdurrahman Çiftçi'nin önceki gün öğle saatlerinde karakolu bahçesi dışında silahla çenesine ateş ederek intihar ettiği belirtildi. Cenazesi dün Batman'a getirilen ve düzenlenen askeri törenle toprağa verilen Çiftçi'nin öğretmen olan ağabeyi Eşref, babası Zübeyir Çiftçi ve yakınları, Kürtçe ağıtlar yaktı. Kültür Mahallesi'ndeki Kültür Camisi'nde cenaze namazı kılındıktan sonra İkiztepe Köyü'ndeki mezarlıkta toprağa verilen Çiftçi'nin cenaze törenine Sason Belediye Başkanı Muzaffer Arslan, Yücebağ Belediye Başkanı Atilla Çetinkaya ve yakınları katıldı.
Yücebağ Belde Belediye Başkanı Atilla Çetinkaya, Elazığ-Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde otopsisi yapılan Abdurrahman Çiftçi olayının çok yönlü araştırılması için ailenin Cumhuriyet Savcılığı'na başvuruda bulunduğunu belirterek, "Terhisine 3.5 ay kalan Abdurrahman'ın bir sorunu yoktu. Ailesi de olayın şokunda. Bu olayın çok yönlü araştırmasını istedik" diye konuştu.
"BU ÖLÜMDEN KUŞKU DUYUYORUZ"
Ardahan'ın Damal İlçesi Piyade Tabur Komutanlığı'nda vatani görevini yapan Masum Atlığ'ın da görev yaptığı birlikte intihar ettiği ailesine bildirildi. Batman Huzur Mahallesi'nde oturan 6 çocuk babası Mirza Adlığ, oğlunun intihar haberini alınca fenalık geçirip hastaneye kaldırıldı.
Acemi birliğini Sivas Temeltepe'de piyade er olarak yaptıktan sonra Ardahan Damal İlçesi'ndeki usta birliğine 10 gün önce giden Masum Adlığ'ın amcası Sabahattin Adlığ, olayın çok yönlü soruşturulmasını istediklerini söyledi. Adlığ, "Çünkü ortada kuşkulu bir intihar olayı var. Acemi birliğinden sonra yeğenim 10 günlük iznini kullanmak üzere 23 Şubat'ta Batman'a gelmişti. Sadece acemi birliğinde ayağından menüsküs olduğunu söylemişti. İki gün önce de onunla konuştum. Telefonla sohbet ettik. Morali yerindeydi. 10 günlük bir askere silah ve gerçek merminin verilmesi düşündürücüdür. Bu şüpheli bir ölüm olayıdır diye düşünüyoruz. Nöbet yerinden 20 metre ötede, olayın yaşandığı bilgisini aldık. Adli Tıp'tan henüz bir rapor elimize ulaşmadı. Bu ölümden kuşkuluyuz" dedi.
Mahsum Adlığ'ın çektiği bir hatıra fotoğrafındaki, "Resmimi çizmişler dağlara, hudutçu koymuşlar ismimi. Belki bir gün geri dönemem diye sana göndermişler resmimi" ifadelerinin yer aldığı görüldü.
Masum Adlığ'ın cenazesi otopsi için gönderildiği Trabzon'dan bugün Batman'a getirilerek Asri Mezarlık'ta toprağa verilecek.
BDP'Lİ BALUKEN: İNTİHAR DEĞİL, CİNAYET
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, askeri kışlada intihar olarak rapor edilen pek çok vakanın cinayet olduğu ile ilgili tespitler olduğunu ancak sorumlularla ilgili gerekli işlemler yapılmadığını iddia etti.
Baluken, İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel ve kışlada şüpheli şekilde yaşamını yitiren bazı askerlerin aileleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında son 10 yılda 965 askerin, son 2.5 yılda 200 askerin, son 2 ayda da 11 askerin şüpheli olarak hayatını kaybettiğini söyleyerek, şöyle devam etti:
"Kışlada intihar olarak rapor edilen pek çok vakanın cinayet olduğu ile ilgili tespitler var ancak sorumlularla ilgili gerekli işlemler yapılmamıştır. Devlet bu şüpheli ölümlerle ilgili mağdur ailelerin acılarını yatıştıracak şekilde bir süreç işletilmemiştir. Bu konuya partiler üstü bir anlayışla yaklaşılması doğru olur. Biz kışlada intihar olarak rapor edilen pek çok vakanın cinayet olduğu ile ilgili tespitler olduğunu gördük ve TBMM'de bu ölümlerle ilgili diğer partilere Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını önerdik. Bu konuya partiler üstü bir anlayışla yaklaşılmasının doğru olacağını belirttik.
Ancak diğer siyasi partilerinden destek göremedik. Bu konu ile ilgili AİHM'de Türkiye'yi mahkum etmiştir. Yaşam hakkının önemine değinmiştir. Bu konuya devletin bütün kurumlarının, siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin duyarlı yaklaşması gerektiğine inanıyorum. Biz parti olarak da zorunlu askerliğin kaldırılması gerektiğini savunuyoruz ve vicdanı ret hakkıyla ilgili çalışma yapılması gerektiğini söylüyoruz. BDP olarak biz TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde bir alt komisyon kurulmasını istiyoruz."
BDP'li Baluken bu olaylarla ilgili davaların askeri değil sivil mahkemelerde yürütülmesi gerektiğini de söyledi. Baluken, ailelerin, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı Cemil Çiçek'den randevu talep ettiklerini ancak henüz dönüş olmadığını da sözlerine ekledi. İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel de ailelerin ortak isteğinin hukuk ve adalet arayışı olduğunu söyledi. Ölen askerlerin yakınları ise yaptıkları konuşmalarda çocuklarının intihar sonucu ölmediğini, adalet istediklerini ifade ederek, sorumluların bulunup cezalandırılmasını istediler.