23 Eylül 2025 Salı
SON DAKİKA
KIBRIS

Musluktan su içmeyin!

Ülke genelinde 41 mahalleden alınan su örneklerinin tahlil sonucu, üzüntü verici
Yayınlama: 19.10.2012 03:00 Güncellendi: 19.09.2025 22:41 679 okuma
Musluktan su içmeyin!

Kıbrıs Türk Tabipler Birliği, ülke genelinde 41 mahalleden alınan su örneklerinin 29’unun mikrobiyolojik açıdan kirli çıktığını açıkladı.

 


Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Yönetim Kurulu üyeleri iki yıllık görev sürelerinin dolmasından dolayı düzenledikleri basın toplantısında, suyla ilgili analiz sonuçlarına da yer verdi.

 


Birliğin çevreden sorumlu yönetim kurulu üyesi Dr. Nurçin Arıkbuka yaptığı açıklamada, ülke genelinde 18 bölgede içme suyu şebekesinden alınan suya yapılan mikrobiyolojik analizde 10 bölgeden alınan suların mikrobiyolojik açıdan kirli olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Ülke genelinde 239 mahalleden en yoğun nüfuslu 41’inden alınan su örneklerinden 12 tanesinin temiz çıktığını da belirten Arıkbuka, bunun sadece yüzde 29’nun temiz çıktığı anlamına geldiğini söyledi.

 


Nurçin Arıkbuka, sudaki mikrobiyolojik kirliliğin kanalizasyon şebekesindeki kaçaklar veya taşmalar ile septik kuyulardan kaynaklandığını vurguladı. Arıkbuka, ayrıca içilebilir su ile kullanılabilir suyun ayni niteliklere sahip olması gerektiğini vurguladı.
Arıkbuka son olarak yerli ürünlerin satışa çıkarılmadan önce pestisit kalıntısı bulunup bulunmadığını ortaya çıkaracak bir denetim sisteminin oluşturulması gerektiğini kaydetti.

 


Sağlığın bütçe payı yüzde 15 olmalı

 


Tabipler Birliği Başkanı Suphi Hüdaoğlu da konuşmasında, bütçeden sağlık sektörüne ayrılan yüzde 5.8’lik payın yüzde 15’e çıkarılması gerektiğini söyledi.

 


Temiz enerji yasasının artık uygulamaya konmasının gerektiğini belirten Hüdaoğlu, Almanya’da elektrik ihtiyacının yüzde 60’ının yenilenebilir kaynaklardan karşılandığını vurguladı. Hüdaoğlu, Teknecik ve Kalecik’teki elektrik santrallerinin halen filtresiz çalıştırılmakta olduğuna da işaret etti.

 


Arabaların neden olduğu hava kirliliğine de dikkat çeken Hüdaoğlu, toplu taşımacılığın geliştirilmesi ve raylı sistemlere geçilmesini önerdi.

 


Müdahale iddiası

 


UBP kurultayı sürecine değinirken de Hüdaoğlu, “Kaşif AKP, Küçük’ün de Cumhurbaşkanı tarafından engellenmeye çalışılması sadece iki adaya değil Kıbrıs Türk ekonomisine müdahale anlamına gelir” dedi.

 


Devlet hastaneleri ile özelde çalışan doktorların maaş ve özlük hakları açsısından 10 farklı statüde olduğun da vurgulayan Hüdaoğlu, en kısa sürede doktorların özlük hak ve maaşlarının artırılması gerektiğini savundu.

 


Hüdaoğlu, hafta sonu yer alacak birliğin genel kurulunda aday olmayacağını ekledi.

 


“Petrol dolum tesisine hayır”

 


Birlik Asbaşkanı Dt. Teksen Köroğlu da, KKTC’ye yapılması öngörülen Petrol Dolum Tesisine atıfta bulunarak, “Felaketten başka hiçbir şey getirmeyecek olan petrol dolum tesisi gibi kirli sanayilerin özellikle girdikleri ülkelere hep amansız yıkımlar yarattığı ispatlanan gerçektir” dedi.

 


Köroğlu, örnek olarak gösterilen Güney Kıbrıs’ta petrol dolum tesisi yapılması kararının da iptal edildiğini söyledi.
Eğitim sorumlusu Dr. Ahmet Ozant da, iki yıllık sürede onlarca konferans ve atölye çalışması düzenlediklerini anlattı.

 


3 bin TL maaş düşük

 


Genel Sekreter Dr. Özdemir Berova ise birlik üyelerinin sorunlarını dile getirdi.

 


“Üyelerin sorunları maalesef artmaya devam etmektedir” diyen Berova, yeni işe giren hekime öngörülen 3 bin TL’lik maaşın çok düşük olduğunu, sağlık merkezlerine dıştan getirilen doktorların ülkedeki doktor sayısına oranının çok yüksek olduğunu belirtti.

 


Mali İşler Sorumlusu Op. Dr. Zerrin Akalın da, sağlık alanındaki en büyük sorunun yasasızlık veya yasaların uygulanmaması olduğunu söyledi.

 


Organ nakli ile ilgili mevzuatın halen yasallaşmamış olmasına rağmen bazı kurumların yasal yetkisi varmış gibi davrandığını kaydeden Akalın, tüp bebek konusunda da yasaların yeterli olmadığını söyledi.

 


Akalın, “Mecburi hizmet kapsamında çalışan hekimler düşük ücrete ve yüksek iş yükü ile çalışıyor” dedi.

 


Zayıflama haplarına dikkat!

 


Dış Örgütlerle İlişkilerden Sorumlu Dr. Şerife Özhuy da, zayıflama haplarının tehlikelerine dikkat çekti.

 

Afrikan Mango ile Altın Çilek isimleri ile satılan zayıflama haplarının içerdiği yüksek oranda kafein ve iştah kesicilerinin insan sağlığı için ciddi sağlık sorunlarına neden olmaya başladığını kaydeden Özhuy, söz konusu hapların ani ölümler, kalp aritmetiğinde bozukluklar ve metabolik hasalıklara yol açtığını ifade etti.

 


Özhuy, ilaca ithal izni veren Türkiye’deki bakanlığın, ürünün sadece içeriğine baktığını, içeriklerin miktarının insana yapacağı zarara bakmadığını söyledi.

 


Dikelya şikayet edildi

 


Şerife Özhuy ayrıca, Kıbrıs Türk doktorlarının yazdığı raporların Dikelya İngiliz Üssü’nde kabul edilmemesi üzerine Avrupa Komisyonu’nda girişim başlattıklarını da kaydetti.

 


Sosyal etkinlikler sorumlusu Dt. Ertuğ Çulluoğlu da, iki yıllık dönemde yanlış olarak değerlendirdikleri pek çok konu ile ilgili pek çok çalışma yaptıklarını ancak uygulayıcı konumunda olmadıklarından dolayı değişimi sağlayamadıklarını söyledi.

 


Mağusa Belediyesi: Sularımız temiz

 


Öte yandan, Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp, Gazimağusa’nın sularının en küçük bir açığa meydan tanımayacak şekilde temiz olduğuna iddia ederek, Tabipler Birliği’nin araştırmalarına cephe açan belediye başkanlarına eklendi.

 


Kayalp, Birliğin, “Gazimağusa’da halka arz edilen kullanım suyu kirlilik içermekte ve kullanıma elverişli olma
niteliği taşımamaktadır” şeklindeki açıklamasına cevap verirken, “Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin hangi kaynaktan alındığı bilinmeyen, muhataplarının nezaret etmediği ve alınırken gerekli koşullara uyulup uyulmadığı belli olmayan numunelerle halkı infiale sevk edecek bir tutum içinde olması öncelikle hekimlik etiği ile çelişmektedir” dedi.

 


“Öncelikle çok açık olarak bilinmelidir ki Gazimağusa Belediyesi, su güvenliğini ve suda kesintisiz kalite teminini her şeyin üzerinde görmektedir. Ülkemizde şebekesinin bütünü çağdaş malzemelerle yenilenmiş ve Avrupa Birliği kriterlerinde güvenli olan ilk büyük kent Gazimağusa’dır” diyen Kayalp, Gazimağusa Belediyesi’nin, suda güvenliğin sürekli kılınması için kalite kontrol faaliyetlerini aralıksız olarak sürdürerek en küçük bir açığa dahi meydan tanımadığını vurguladı.

 


Ülkemizde su kalitesinin hangi değerlere göre ölçüleceğinin, kimlerin bu ölçümü yapmaya resmi olarak yetkili kılındığının ve bu işlem yapılırken ne gibi hususlara dikkat edileceğinin yasalarla belirlendiğini ifade eden Kayalp, araştırmalara karşı çıkan diğer yetkililer gibi, bu konudaki yetkili makamın Devlet Laboratuarı olduğu iddiasını tekrarladı.