Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, Ulusal Konsey’in yeni oluşumuna ilişkin önerisini, pazartesi günü parti başkanlarına sunacağı belirtildi.
Rum Lider Anastasiadis, parti başkanlarının, koşullarını kabul ettikten sonra Ulusal Konsey’i toplantıya çağıracağını belirtti.
Gazeteler, Anastasiadis’in açıklamaları ve elde ettiği bilgilere dayanarak, Rum liderin önerisinin üç noktaya dayandığını; bunlardan bir tanesinin “Ulusal Konsey önünde sunulan gizli bilgilerin ve belgelerin yönetilmesindeki gizliliğe ilişkin olarak parti başkanlarının onur protokolü konusunda taahhütte bulunması”, diğerlerinin ise “Ulusal Konsey’e sadece parti başkanlarının katılması” ve “Ulusal Konsey toplantılarının hedeflenen belirli gündemle yapılması” olduğunu yazdı.
Anastasiadis ayrıca parti başkanlarının görüşlerini ya da Ulusal Konsey’de ne görüşüldüğünü değil, temsil ettikleri görüşleri ifade etmede her türlü olanağa sahip olacağını belirtti.
Öte yandan, dünkü liderler görüşmesiyle detaylar da Rum basınına yansıdı.
Rum Basını, mülkiyetin özüne ilişkin kriterler ve özellikle mülkiyette ilk kimin söz hakkına sahip olacağı konusunda anlaşmanın bulunmadığını, bunun da dünkü liderler görüşmesi sırasında da teyit edildiğini savundu.
Mülkiyet için kurulacak komiteye önce yasal hak sahibinin başvurmasının mümkün olacağı konusunda uzlaşma olduğunu savunan gazete, görüşmelerin, mülkiyetin temel unsuru olan “ilk kimin karar vereceği” noktasına “yapışıp kaldığını” yazdı.
Habere göre, Rum tarafı, Türk tarafının kabul etmediği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin mülkiyet konularındaki kararlarına atıfta bulunmakta.
Gazeteler, temel anlaşmazlıklardan birinin, “Olabildiğince fazla Kıbrıslı Rum’un mülkiyetine yeniden sahip olması” olduğunu ve bunun toprak konusunu da etkileyeceğini belirtti.
Rum Basını, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da, anlaşma durumunda Kıbrıs Türk kurucu devleti sınırları içinde yaşayacak Rum sayısını sınırlandırmak istediğini savundu.
Anastasiadis, görüşme sonrası anlaşmazlıkların “öze ilişkin” olduğunu söylemişti
Rum lider, bir soruya yanıtında, “Yasal hak sahibinin ilk söz sahibi olması konusunun netlik kazandığını; sorunların bulunduğu noktaların ise kimlerin hak sahibi olduğu, kimlerin hariç olacağı, kalkınmanın nasıl hesaplanacağı gibi bir diz konu olduğunu” ileri sürdü.