Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Türkiye’yle imzalanan “2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı” konusunda içinin rahat olduğunu; yapılması öngörülenlerle ilgili ülke yararına, kararlı bir yürüyüşleri olacağını söyledi.
TAK muhabirinin “2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı” konusunda sorularını yanıtlayan Denktaş, programın Bakanlar Kurulu’nun dünkü toplantısında onaylandığını açıkladı.
Denktaş, Türkiye ile imzalanan programı niye kamuoyuna açıklamakta geciktikleri ve neden imza töreni düzenlenmediği ve teati yoluyla imzalandığı sorularına karşılık bu programın imzalanması gereken tarihin geçen yıl Aralık ayı olduğunu ve 2016’nın ortasında imza töreni yapmanın hoş olmadığını belirterek esas utanılacak olanın 2015 Aralığında imzalanması gereken bir protokolün imzalanmamış olması ve bu tarihe uzatılması olduğunu söyledi.
Bu tür anlaşmaların teati usulüyle imzalanmasının olağan yöntemlerden biri olduğunu ifade eden Denktaş, iki-ikibuçuk hafta önce taslak üzerindeki çalışmayı tamamladıklarında Türkiye’deki hükümet krizinin ortaya çıktığını ve konunun yeni hükümete bırakılması yaklaşımının hakim olduğunu anlattı.
Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Denktaş, Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ın ziyareti sırasında bir törenin ise, imzayı atan TC Başbakan Yardımcısı olduğu için uygun bulunmadığını ancak programın Bakanlar Kurulu’nda da onaylandığını söyledi.
Hem ekonomik hem de mali protokolün teati yöntemiyle imzalandığını kaydeden Denktaş, içerikteki hedeflerde her zamanki gibi tarihler bulunduğunu ifade etti.
Serdar Denktaş, imzalanan metinde bir önceki hükümetin vardığı mutabakatın devamını getirdiklerini, A’dan Z’ye tümünü müzakere etmediklerini; bir önceki hükümetin mutabık olduğu konulara hiç dokunmadıklarını, aynen kaldığını açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Denktaş, “DPÖ, yargı, telekomünikasyon, elektrik ve limanlar” olmak üzere 5 konu üzerine odaklandıklarını söyledi.
Bu konularda kendi görüşlerini ortaya koyup gerekli değişiklikleri yaptıktan sonra imzalama aşamasına geldiklerini ifade eden Serdar Denktaş, programı, Başbakan Hüseyin Özgürgün ile Türkiye Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in teati yoluyla imzaladığını anlattı.
Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ın “Türkiye’de ne varsa, KKTC’de de olacak” sözleriyle ilgili eleştirel yorumların hatırlatılması üzerine Denktaş, “Türkiye’nin her söylediğini negatif almak isteyen etkin bir kesim bulunduğunu”, oysa Yıldırım’ın bu sözü son derece iyi niyetle söylediğini belirtti.
Serdar Denktaş, “e-maliye”nin sonuçlandırılması çalışmalarını salı günü başlatacaklarını ve 4 ay sonra, tüm beyanların, vergilerin, ödemelerin, takiplerin, denetlemelerin elektronik ortamdan yapılabileceğini açıkladı.
Denktaş, Birikim Özgür’ün döneminde sonuç aşamasına getirilen Mali Disiplin Yasa Tasarısı’nın önümüzdeki
günlerde Bakanlar Kurulu’nda görüşüleceğini belirterek uygulama için birçok başka yasanın değişmesi, düzenleme yapılması gerektiğini söyledi.
Özelleştirmeler konusundaki sorular üzerine de Denktaş, yaklaşımlarının var olan sistemin devlette kalacak şekilde iyileştirilmesi ve kâr ortaklığı şekline dönüştürülerek kamu-özel işbirliğinin yürürlüğe konması olduğunu açıkladı.
Denktaş, bunun ülkede denenmiş bir uygulama olduğunu da belirterek GSM operatörlerin ilk zamanlar kamu-özel işbirliğiyle çalıştığını; sonra CTP hükümeti döneminde özelleştirildiğini hatırlattı.
Sendikalarla da konuşarak ve uzlaşarak telefon ve elektrik konusunda adımlar atacaklarını ayrıca limanların özelleştirme değil liberalleşmeye ihtiyacı bulunduğunu kaydeden Denktaş, şu anda Mağusa Limanı’nın özelleştirilmesinin gündeme gelmemesi gerektiğini savunduklarını çünkü kısıtlamalar altındaki bir limanı özelleştirmenin “fındık fıstık parasına devretmek anlamına geleceğini” söyledi.
Serdar Denktaş, kamuda çalışma saatlerinde öngörülen değişiklik konusunda, geçmişteki uygulamalara da değinerek, şu andaki mesai saatlerinde bir düzenlemenin gerektiğini, bunun herkesin beklentisi olduğunu anlattı.
Türkiye’yle imzalanan “Gençlik ve Spor Bakanlığı Koordinasyon Ofisi Anlaşması” ile ilgili olarak ise Denktaş, ofisin Türkiye’deki Spor Fonu’nun ülke gençliği için kullanılmasına olanak sağlayacağını, başkanının Türkiye’den atanacağını çünkü Türkiye kaynağının kullanılacağını ancak personelin KKTC vatandaşı olacağını anlattı.
Serdar Denktaş, Koordinasyon Ofisi’nin Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun KKTC’deki yurtlarının koordinasyonunu da sağlayacağını, bu yurtların idaresinin zaten kurumca yapıldığını belirtti.
Serdar Denktaş, “2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı”nın bir yandan disiplinli bir mali politika uygulanmasını öngörürken, bir yandan da halkı esenlendirici, hayatı kolaylaştırıcı ve hayat kalitesini yükseltici bir takım sosyal politikalara ihtiyaç olduğunu ve bunları 2017’ye yönelik özel bir protokolle gündeme getireceklerini ifade etti.
Yapısal dönüşüm programında yer alması gereken ancak yer almayan bazı konular daha bulunduğunu kaydeden Denktaş, Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ın ziyaretinde, sosyal politikalar konusunda bir ek protokole ihtiyaç duyacaklarını ifade ettiğini ve içeriğini de biraz tartıştıklarını açıkladı.
Denktaş, bu konuda Türkiye Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’le bir çalışma başlatacaklarını ifade etti.
Seyrüsefer ücretlerinin akaryakıta aktarılması konusunda ise Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Denktaş, konuyla ilgili 20’nin üzerinde yasal düzeleme gerektiğini ancak konunun aşağı yukarı netleşiğini söyledi.
Denktaş, “rakam telaffuz etmek istemediğini; bu çalışmanın sadece kayıt dışı seyrüseferi kaldırmak için değil, birçok konuyu kayıt altına almayı ve vergilendirmede iyi noktaya gelinmesini sağlayacak, çağdaş ve son derece büyük bir yenilik olarak yakında açıklanacağını” söyledi.
Serdar Denktaş, yapılan tartışmalardan ve eleştirilerden yararlandıklarını, son derece güzel öneriler de bulunduğunu, bazı kesimlerin eleştirilerini ise gülümseyerek izlediğini belirtti.
Denktaş, Tarım sektörünün çekinceleri olmaması gerektiğini de söyleyerek, “Hiç kimsenin çekincesi olmasına gerek yok. Öyle bir sistem kuruyoruz ki herkes bundan yararlanacak. Ancak şunu söyleyeyim, kimse muafiyet var diye, muafiyetle, sübvansiyonla aldığı mazotu veya benzini bir başka maksat için de kullanamayacak. Artık o dönem de sona erecek çünkü hepsi kontrol altında olacak” dedi.
Serdar Denktaş, Türkiye’den gelen suyun dağıtımıyla ilgili sorun konusunda ise “Vana konusu çözülür, sorun değil. Esas mesele, hangi belediyeler bu suyu alacak bunun ortaya çıkması lazım. Bazı belediyelerden gelen bilgiler var, onları toparlayıp gözden geçiriyoruz. Ama artık belediyeler bu suyun kendilerine mal oluşunun 2.30 TL olduğunu kabul etmesi, vatandaşa bu suyu geçiş sürecinde nasıl ve ne kadara yansıtacaklarının kararını üretmesi ve süratle çalışmanın başlatılması lazım. Sıcaklar bastırıyor. Bu sıcak havalarda tarımda da, evlerimizde de suya büyük ihtiyaç var. Mağusa bir aydır doğru düzgün su almıyor. Gönyeli 4 günde bir su alıyor. Bu gereksiz tartışmalardan kurulup bir an önce işimize bakalım…” diye konuştu.