Kıbrıs Türk halkının ihanete karşı direnmesinin ise TC güvenlik güçlerinin emrindeki polis gücü kullanılarak bastırılmak istendiğini ileri sürerek, “Halkın tüm ulusal değerlerini, TC sermayesine peşkeş çekmeyi sürdüren Hükümet’in, KKTC halkını temsil etmesi mümkün değildir” iddiasında bulundu.
Şeherlioğlu, UBP Hükümeti’nin halkın iradesini Ankara Hükümeti’ne havale ederek, kendisine oy veren, vermeyen KKTC vatandaşlarını temsil etmekten vazgeçtiğini öne sürdü.
Son olarak Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) kreş, ilkokul ve kolejinin sermayeye peşkeş çekilmesine karşı eylem yapan sendika ve sivil toplum örgütleriyle Mağusa halkına karşı polis gücünün uyguladığının “faşist şiddet” olduğunu ileri süren ve bunun kabul edilemez olduğunu belirten Şeherlioğlu, “Hükümet’in ve emniyet güçlerinin halka yabancılaşarak düşman muamelesi yapması, iç barışı tehlikeye sokacak boyutlara ulaşmıştır” dedi.
Erol Şeherlioğlu, Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantör devletlerinden biri olduğunu unutarak, güvenlik güçlerini Kıbrıs Türk halkına karşı kullandığını iddia ederek, Ankara ile hükümetleri kınadı.
Şeherlioğlu, Kıbrıs Türk hekimleri adına, tüm halkı, demokrasi güçleriyle birlikte ülkeye sahip çıkmaya ve “faşizme karşı direnmeye” davet etti.