“Babalarımız gafuriyi yerdi...” 11.07.2011
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong><em>Esentepe’de dün sabah keyifli bir sohbet yaptım. Ülkemizin hemen hemen her köşesine gider, her kesimden insanımızla konuşurum. Dünkü sohbette farklı farklı bulgular elde ettim ki? Hayır elde etmedim. Çok kritik ve zor günlerden geçtiğimizde herkes görüş birliği içinde. Ve mevcut hükümete güven her gün daha da aşağılara kayıyor...</em></strong></span></p>
<p> </p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong> </strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Esentepe, ya da eski ismiyle Aykuruş...</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Temmuz sıcağında güneş yükseldikçe, güneşin sıcağına meydan okumak zorlaşır.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Gün başlarken, gölge daha kısalmadan sabah sohbeti güzeldir. Hele pazar sabahları...</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Dün saat dokuz buçuktan on bir buçuğa kadar böyle bir sohbet paylaştım Esentepe köyünde.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">***</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Uzun yıllar muhtarlık yapan Özkay Nasipoğlu’nun “Özkayın Yeri” diye küçük bir marketi var. Hem market hem kasap... Aynı zamanda köyün içindeki gazete satış noktası.</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Özellikleri pazar sabahları iş yerinin karşı köşesi sohbet buluşma noktası.</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Güneş yükselirken uzun süre orada bulunan ağacın gölgesi sohbete katılanlara yetiyor.</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">***</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Dün sabah sohbete katılırken izlenimleri not edip yazmayı aklıma koymuştum.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Sohbete katılanlar açık fikirli.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Yaşam deneyimlerini samimi olarak paylaşmaları hoşuma gidiyor.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Çoğunluk Güney’den Aynikola köyünden.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Esentepe’nin de konumu güzel ancak köylerini anımsarken derin soluk alışları “Ahhhh!!!” çeker gibidir.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Özkay Nasipoğlu’nun iş yerinin duvarlarını köyünden fotoğraflar süslüyor. Biri babası Şevki Adem, öteki kaynatası İbrahim Bello Hoca’yla... </strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">***</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Peşinen şunun altını çizeyim...</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">İnsanımız yüksek ya da düşük sesle, 1974 sonrasını daha fazla sorgulamaya başladı.</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Yıllarca “Milli Dava” denilerek sürdürülen politikanın neyi ne kadar güvence altına alabildiğini herkes artık görüyor...</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Belirli konuları irdeleyip tepkileri almaya çalışıyorum.</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Kıbrıs Türkü’nün huzursuzluktan öte mutsuzluğunun en önemli kaynağı adaletten yoksun mal-mülk dağıtımı.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>1974 sonrası eş değer dağıtımına yönelik her köy için oluşturulan komisyonların kapalı kapılar ardında ne numaralar çevirdiğini köylü artık çok iyi biliyor.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Sohbetin katılımcılarından biri, “Adamın yedi dönüm kuru tarlasını sulu tarla diye yazıp değerini yükselttiklerini sonradan öğrendik” dedi.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">***</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Tarımsal amaçla verilen arazilerin özellikle Annan Planı referandum sonrası kazandığı değer, eş değer adaletsizliğinin yarasını yeniden kanatmış...</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>1974 sonrası eş değer uygulamasında Güzelyurt’un daha yüksek değerden işlem görmesine karşılık, zaman içinde Güzelyurt’un değer kaybına karşılık Girne sahillerinin değer artışı yaşamasının özündeki adaletsizliğe, kimse farklı görüş ortaya koyamıyor.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>O noktada bir kez daha düşünüyorum... GANİMET PAYLAŞIMINDA ADALET OLMAZ. ÇÜNKÜ GANİMETİN TEMELİNDE ADALET YOK.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">***</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">... Ve oradan Kıbrıs sorununun çözüm girişimlerine kayıyor sohbet.</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Başarısız deneyimler halkın çözüm umudunu temelden sarstığı için sürpriz olabilirliğine bile şans vermekte zorlanılıyor.</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Köylülerden biri bana soruyor. “Yeniden referandum olursa nasıl bir sonuç çıkar?”</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Görüşlerimi samimiyetle aktarıyorum: <strong>“ Bana göre her koşul altında Kıbrıs Türk tarafından EVET çıkar. Neden? Çünkü uluslararası camianın tarif ettiği çözüm yani İKİ BÖLGELİ, İKİ TOPLUMLU, SİYASİ EŞİTLİĞE DAYALI, KURUCU DEVLETLERİ OLACAK FEDERAL ÇÖZÜM kabulümüzdür.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>KKTC sınırları içinde kalacak toprak oranının yüzde yirmi dokuzlarda olması da yaygın kabul görüyor.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Kıbrıs Türk tarafı toprak konusunda esnektir.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Sorun Rum tarafının 1963’ten beri tekelinde tutup tamamen Rum kimlik kazandırdığı Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yönetimini bizlerle paylaşmaya ne kadar hazır olduğu noktasındadır. Bunca gerginlik ve düşmanlık propagandasından sonra Rumların dönüşümlü başkanlıkla bir Kıbrıslı Türkü Cumhurbaşkanı görmeyi hayal edemiyor. Bir Türk’ün bakanlığı da onlar için hala zor kabul edilirdir. Bu nedenle her koşul altında EVET demekte zorlanacak Rum tarafıdır.”</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">***</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Sohbette en uzun zaman kesitini Kuzey Kıbrıs’ta oluşturulan ve sürdürülmesi olası görülmeyen yapıda Türkiye’nin payı...</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>“Türkiye’nin suçu yok. Suç bizimkilerde” diyen bir kişi, “Bu yapıdan Türkiye de sorumludur. Türkiye’nin haberi olmadan buralarda yaprak kımıldamazdı, bugün de kımıldamaz” diyenler ise çoğunlukta.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">***</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Bir de dikkatimi çeken insanların mutluluk için zaman tünelinde yolculuk yapıp yıllar öncesine gitmesi.</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Aynikola’daki yaşamlarının bugünkünden daha zor olduğunu inkar eden yok.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Yaşamlarında konfor yoktu ama mutluydular.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>O zamanki evlerinde konfor yoktu ama mutluluğu besleyen bir sıcaklık vardı. Bunu herkes söylüyor.</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>“O zaman insanlar kabiliyeti olan çocuklarını okutmak için dişinden tırnağından keserdi” dedi köylülerden biri. Orada bulunanlar onayladı. O köylü devam etti: “O zaman çocuk okutmak hiç de kolay değildi. Şimdiki gibi her şey bedava değildi. Gafuriyi yerdi analarımız babalarımız çocuklarını okutmak için.”</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Merak edip sordum, “Nedir bu gafuriyi?”</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Anlattılar. “Sütten önce hellim, sonra nor elde edilir. En son kazanın dibinde gafuriyi dediğimiz ve satılmayan kalıntı kalırdı. Analarımız babalarımız sütten satılmayan son kısmıyla beslenir ama satılabilenleri satıp çocuklarını okuturdu…”</strong></span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">***</span></p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Esentepe’de dün sabah keyifli bir sohbet yaptım. Ülkemizin hemen hemen her köşesine gider, her kesimden insanımızla konuşurum. Dünkü sohbette farklı farklı bulgular elde ettim ki? Hayır elde etmedim. Çok kritik ve zor günlerden geçtiğimizde herkes görüş birliği içinde. Ve mevcut hükümete güven her gün daha da aşağılara kayıyor...</span></p>
<p> </p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Günün sözü:</span></p>
<p> </p>
<p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Huzur ve mutluluk, kaliteli yaşamın vazgeçilmezidir</strong></span></p>