Önersem kaç yazar? 01.02.2012

Yayınlanma: 17.09.2025 18:29 · Yazar: Cenk Mutluyakalı

Bir okurun isteğini yerine getirmem gerekiyor. Hani Başbakan, “sıfır” artışla korunan asgari ücretliye dair demişti ya, “1.300 TL’ye geçinmek zor ancak fedakarlık yapmak gerekiyor...” Fikri Irız diyor ki, “Başbakan’a sadece 3 aylığına asgari ücretle geçinmesini önerir misiniz?” Ve ekliyor: “Hiçbir ikram (avanta) da kabul etmeden...”   * * * Elbette öneririm!.. Ama önersem ne olacak ki!.. Biliyorsunuz, böyleleri için “fedakarlık”, kendileri dışındadır her zaman... Önersem kaç yazar... Önermesem ne?     <hr />     Dr. Bedelli   YENİDÜZEN’in dünkü manşeti, özellikle gençliğin gündemiydi: Kuzey Kıbrıs’ta “doktora” yapan öğrencilere bedelli askerlik şansı! Gençler sevindi... Ama yalnızca parası olanlar! “Doktora” için sağlanan olanak tamam da, asıl ihtiyaç “meslek okullarını” teşvik etmek değil mi? Bu ülke “diplomalı işsizler” cenneti oldu; yetmez, şimdi bir de binlerce işsiz doktor olacak... Usta, çırak, kalfayı da “ucuz iş gücü” olarak dışarıdan getireceğiz yine... Ardından da küfredeceğiz birlikte. * * * Sahi, ‘mecburi’ askerlik tümden kalksa, en iyisi değil mi?     <hr />     Cesaret   Barış Çalışmaları Merkezi’nin toplantısının sonunda, bir izleyici, Kıbrıslı Rum usta siyasetçi Papapetru’ya şu soruyu yöneltmişti: “Eğer Hristofyas gider ve yerine, Annan Planı’na EVET diyen DİSİ’nin lideri Anastasiadis gelirse, ne değişecek...” Gülümsemişti Papapetru... “Oyun değişmez” demişti, “Önce, bu sorunu ben çözerim diyecek. Sonra, nasıl çözersin diye üzerine giderlerse, o meşhur cümle devreye girecek: Merak etmeyiniz bir adım geri atmayacağız!..” * * * Daha seçilmeden bunun sinyalini verdi Anastasiadis... “Eğer başkan seçilirsem, müzakereci olmayacağım” dedi, ne demekse!.. Sırf, “Evet” dedi diye, kendinden uzaklaşan “milliyetçi” oyları toplamak için!.. * * * Barış cesaret istiyor... Oysa, ne güneyde, ne de kuzeyde, liderler böylesi bir cesaret gösteremiyor... Toplumlara gelince... Bu liderleri de, bir başkası seçmiyor ki?     <hr />     İki devletli çözümsüzlük   “İki devletli çözümsüzlük” diyor Temel İskit, Taraf’taki yazısında. “Kuzey Kıbrıs'ın mevcudiyetini müstakil bir devlet olarak sürdürmesine karar verilmesi halinde bunun olası sonuçları herhalde hesaplanmıştır” diye endişelerini aktarıyor. Özeti şu:   <ul> <li>“Tanınmayacak.”</li> <li>“BM üyesi olamayacak”</li> <li>“Ambargolardan kurtulmayacak”</li> <li>“Mülkiyet sorunu kalıcı hale gelecek.”</li> <li>“Tazminatlar artacak”</li> <li>“Türkiye için AB üyeliği yolu tamamen kapanacak.”</li> <li>“Kıbrıs kamburu kalıcı olacak.”</li> <li>“Kıbrıslı Türkler giderek kimliklerini kaybedecek”</li> <li>“Türkiye 'den adaya taşınan nüfus artacak”</li> <li>“ilhak talepleri ateşlenecek”</li> </ul>   * * *   Temel İskit’in son sözü: "İki devletli çözüm Türkiye için çözüm değil , sorunun ağırlaşması demek.” Umalım ki, daha fazla aydın, bu gerçeği Türkiye’ye anlatsın.