Yürekten üzüldüm... 12.07.2011

Yayınlanma: 17.09.2025 18:29 · Yazar: Hasan Hastürer

Evangelos Florakis Deniz Üssü’nde meydana gelen patlama beni çok derinden üzmüştür. Yaşamını yitirenlerin acısını yürekten paylaşır, ailelerine, sevenlerine ve dostlarına sabır dilerim. Bu ve benzeri felaketler adamızda bir kez daha yaşanmasın.     Kendimi bildim bileli yüreğimde asla düşmanlığa yer vermedim. Düşmanlığın bir kirlilik yaratacağına inandım hep. Savaş ortamında bile barışı özledim... Topraklarımızı ve insanlarımızı savundum ama öldürmek için içimde zerre kadar arzu olmadı. Ünlü “Kin” şiiri var, “Bin gavur kellesi bir kin ödemez” diye mısrası olan şiir. O şiiri hiç bir zaman okumadım, okuyanları da asla alkışlamadım. *** Dün Güney Kıbrıs çok büyük bir felaket yaşadı. Evangelos Florakis Deniz Üssü’nde meydana gelen patlamada aralarında üssün komutanının da bulunduğu 12 kişi hayatını kaybetti. KKTC 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la dün sohbetimiz vardı. Bir grup gazeteci arkadaşla sohbet daveti yapmıştı Talat. Olayı oraya giderken öğrendim. Sohbetin girişinde de konuyu değerlendirdik. Talat’la yaptığımız sohbet gazetecilik açısından verimliydi. Çok ilginç yorum ve bilgiler aldık Talat’tan. Güney’deki patlama olmasa bugün sizlere Talat’la yaptığımız sohbeti yazacaktım. Ancak Güney üç günlük yas ilan edilecek şiddette üzüntü depremi yaşarken o acıya ortak olmamak insani değerlerime asla sığmaz. *** Ortada ciddi bir ihmalin olduğu kesin. Üç yıldır o patlayıcı maddeler orada. Muhafaza koşulları güvenilir değil. Üs komutanı belli ki defalarca uyardı. Duyan olmadı. Ya da duyanları işin ciddiyetini kavrayıp gerekli önlemleri almadı. Sonuçta Kıbrıs tarihinin en büyük patlaması yaşandı. 1974 Savaşı’nda bile bombardıman cephanelikleri de hedef almasına rağmen bu şiddette bir patlama ve patlamaya bağlı can kaybı olmamıştır. Belli ki Güney’deki askeri disiplin fazla esnek. Dün akşam ART’deki Geniş Açı programında da söyledim, ciddi bir askeri disiplinin olduğu yerde böylesi bir ihmal asla olmazdı. O patlayıcı maddeler kurallara uygun muhafaza ya da imha edilirdi. *** Yaşanan patlama çok ciddi. Kayıplar zaten bunu gösteriyor. Kuzey Kıbrıs’tan “Yardıma hazırız” mesajı verildi. Bu mesajın verilmesini olumlu buluyorum. Bu satırların yazarı olarak kampanyalara katılmadan, sessiz sedasız, yılda en az üç kez gönüllü kan bağışında bulunurum. İki ay önce yine verdim. Üç aydan önce yeniden kan veremiyormuş insan. Yoksa seve seve Güney’e geçip kan bağışında bulunurdum. Eğer kan gereksinimi varsa, Kuzey’deki Kan Bankamız kan iletmeyi önermeli. Elde yoksa bağış için insanımıza da çağrı yapılmalıdır. *** Felaketler insani dayanışmayı zorunlu kılar. Siyasi ya da askeri gerekçelerle felaket anında yardımlaşmanın önüne asla engel konulmamalıdır. Dün aklıma 1975 büyük orman yangını geldi. Sivil ve askeri olanaklarımız yetersizdi. Yetersizliğin yanına bir de çok başlılık ve koordinasyonsuzluk eklenince yangının felaket boyutu en az beş misli artmıştı. Çok iyi anımsarım Rum tarafından yardım teklifi yapıldığı zaman reddedilmişti. Eğer o yardım kabul edilmiş olsaydı yangın çok büyük olasılıklı Lefkoşa – Girne yolunun doğusuna sıçramayacaktı. *** Evangelos Florakis Deniz Üssü’nde meydana gelen patlama beni çok derinden üzmüştür. Yaşamını yitirenlerin acısını yürekten paylaşır, ailelerine, sevenlerine ve dostlarına sabır dilerim. Bu ve benzeri felaketler adamızda bir kez daha yaşanmasın.   Günün sözü:   Her hatanın bedeli var