7 Kasım 2025 Cuma

Zamanında uyardık... “DP yalan söylüyor” dediler... 26.09.2011

Yayınlanma: 17.09.2025 18:29 · Yazar: Hasan Hastürer
<p><span style="font-size: small;"><strong><em>Serdar Denktaş, 2006’dan önemli bir aktarım da yaptı:</em></strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong><em>“2006 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunduğum bir dönemde bir ABD enerji şirketi yetkilileri benle görüşmek istedi. Kabul ettim, görüştük. KKTC’nin vereceği izinle denizlerimizde petrol ve doğal gaz arama talepleri vardı. Bizden istedikleri sadece izindi. Hukuki sorun çıkarsa kendileri halledecekti, bizden de hiç bir maddi istekleri yoktu. Taleplerini içeren dosyayı alıp Kıbrıs’a geldim. Mehmet Ali Talat’a verdim. Geriye çekildim. Dosya Ankara’ya gitti. Sonra hiçbir haber çıkmadı.”</em></strong></span></p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş’la cumartesi öğleden önce yaklaşık iki saat konuştuk.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Babası Rauf Denktaş’ın yaşadığı sağlık sorunuyla ilgilenmek Serdar Denktaş için babasına duyduğu sonsuz saygı ve sevgiden beslenen insani bir duruş.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Çok konuşmak istemediğini fark ettim babasıyla ilgili.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Nedeni ise gizli saklı bir şeylerin olduğu değil... Tek neden tarihi bir kimlik olan babası Rauf Denktaş’ın hastalığıyla ilgisinin farklı yorumlanmaması.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Rauf Denktaş’ın YDÜ Hastanesi’nde emin ellerde olduğunu çok açık söylüyor. “Böyle bir hastaneye sahip olmanın ne demek olduğunu biz yaşayarak gördük. Ankara’ya fizik tedavi için gidilmişti. Şimdi bir tek arzumuz var babamın yaşamını evde sürdürecek kadar iyileşmesi.”</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;">***</span></p> <p><span style="font-size: small;">Konumuz Kıbrıs’ın çevresindeki doğal gaz ve petrol yataklarıyla ilgili gelişmeler.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Kıbrıs Cumhuriyeti kimliğiyle Güney Kıbrıs’ın başlattırdığı sondaj çalışmaları...</span></p> <p><span style="font-size: small;">KKTC ile Türkiye’nin imzaladığı kıta sahanlığı anlaşması...</span></p> <p><span style="font-size: small;">Türkiye’nin rest çekmesi...</span></p> <p><span style="font-size: small;">Bütün bunları konuşacağız konuşmasına da Serdar Denktaş’a, klasik soruyu sordum: “Memleketin halini nasıl görüyorsun?”</span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Serdar Denktaş, babasının yaşadığı ciddi sağlık sorunlarının etkisinde...</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Ölümün acı, soğuk yüzünü kardeşi Raif Denktaş’ın ölümünde de tanımıştı.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Şimdi ömrünü inancı doğrultusunda harcayan babasının geldiği nokta Serdar Denktaş’ın hayata bakışını, günlük meselelere yaklaşımını, eleştirirken dilinin keskinliğini etkilemiş...</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>En iddialı ifadelerle eleştiri yaparken bile sesinin renginde yumuşaklık var.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>DP Genel Başkanı Serdar Denktaş da yitirilen maddi değerlerden çok yitirilen insani değerlerden gelecek için kaygı duyuyor.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>“Mevcut durum çok kötü. Bu durumda gelecek için iyimser yaklaşım ortaya koymak çok zor. Nasıl ki ekonomik durum için sürdürülebilir değil, deniliyor, aynı şekilde mevcut siyasi durum da sürdürülebilir, değil. Mevcut hükümet sorunlara sağlıklı tanı koyup, çıkış yolu bulma özelliğine sahip değil. Bu ülkede hükümet var mı? Hükümet varsa hükmetmesi gerekir. Demokratik anlamda hükmeden yoksa hükümet de yoktur.”</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;">***</span></p> <p><span style="font-size: small;">Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgelerini belirleyip komşularıyla anlaşma yapması sürecini nasıl yorumladıklarını sordum.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Serdar Denktaş’ın yüzüne yorgun, anlamlı bir gülümseme yerleşti önce, sonra konuşmaya başladı:</span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>“Sekiz sene önce 2003’te bugün herkesin üzerinde konuşma yapmaya çalıştığı konuda Demokrat Parti olarak sadece Kuzey Kıbrıs’ta değil, Türkiye de dahil tek seslendirme yapan partiydik.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Kıbrıs’ı çevreleyen denizlerde büyük yer altı zenginliği olduğunu işaret ettik.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Rum tarafı açıklamamızdan bir süre önce 2002’de Mısır’la Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) Anlaşması yapmıştı.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Konu bizim için de yeniydi. Ancak bu konuda bilgi sahibi olan merkezlere ve akademi dünyasından isimlere ulaşıp bilgi sahibi oldu.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Çok yeni bir gelişmeyle yüz yüzeydik. Bırakın KKTC’yi bölgenin en etkili en güçlü ülkesi olan Türkiye, kendi kara sularına hapsedilip yalnızlaştırılacaktı. Bir an önce gerekli kararlar alınıp adımlar atılmalıydı.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Uyarımızın önemini Türkiye medyasından da fark edenler oldu. Ancak dönemin Türkiye Enerji Bakanı, ‘Biz KKTC ile aramızda anlaşma yaptık. Araştırma çalışmaları da gerçekleştirdik. Bölgede, deniz altında enerji kaynağı yoktur’ içerikli bir açıklama yaptı.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Bunun üzerine UBP ve CTP, ‘DP’nin yalanı ortaya çıktı’ diye açıklama yaptılar.”</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;">***</span></p> <p><span style="font-size: small;">Serdar Denktaş, “Biz ta başından şu saptamayı da yapmıştık” deyip ekledi<strong>: “Rumlar, Türkiye’yi yalnızlaştırmayı hedefliyordu. Bunun için bölgedeki öteki ülkeleri yanına alması gerekirdi. Enerji kaynaklarından ekonomik beklenti bunun için fırsattı. Aslında ekonomik gibi görünen girişim siyasidir. Türkiye’yi sorun yaratan konuma itmek hedefleri arasındaydı.”</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;">***</span></p> <p><span style="font-size: small;">“Gelinen noktada neler yapılmalıydı?”</span></p> <p><span style="font-size: small;">Serdar Denktaş, bu soruya karşılık şunları söyledi: <strong>“Uluslararası Deniz Hukuku’nun 59. Maddesi Münhasır Ekonomik Bölgelerle ilgili. Bugüne kadar Münhasır Ekonomik Bölgelerle ilgili ihtilaf olmamıştır. İhtilaflı konuların nasıl çözümleneceğine ilişki yargıda karar örneği yok. Şimdi Türkiye, Lübnan’ı da yanına alarak kendileri dışında yapılan ve uygulamaya konulan Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşmalarını uluslararası hukuk platformlarına taşımalı. MEB sadece doğal gaz ve petrol değildir. Bu nedenle tüm hakları kucaklayacak şekilde dosyalar hazırlanıp, kesintisiz ve kararlı bir şekilde takip edilmeli.”</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;">Güç kullanılıp, kullanılamayacağını da sordum. Serdar Denktaş, <strong>“Sorunun barışçıl yöntemlerle çözülmesi arzu edilen ve ideal olandır. Ancak Türkiye gibi bir ülke vuracağım derse vurmalı, vuramayacaksa vururum dememeli” dedi.</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>***</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Serdar Denktaş, 2006’dan önemli bir aktarım da yaptı:</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>“2006 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunduğum bir dönemde bir ABD enerji şirketi yetkilileri benle görüşme istedi. Kabul ettim, görüştük. KKTC’nin vereceği izinle denizlerimizde petrol ve doğal gaz arama talepleri vardı. Bizden istedikleri sadece izindi. Hukuki sorun çıkarsa kendileri halledecekti, bizden de hiç bir maddi istekleri yoktu. Taleplerini içeren dosyayı alıp Kıbrıs’a geldim. Mehmet Ali Talat’a verdim. Geriye çekildim. Dosya Ankara’ya gitti. Sonra hiçbir haber çıkmadı.”</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;">***</span></p> <p><span style="font-size: small;">“Acaba al petrolü ver toprağı, pazarlığı mı yapılıyor?” sorusunu Serdar Denktaş kendi sorup yanıtını verdi: “Bunu düşünmek istemem. Ancak ilk kez paylaşımda ekonomik ciddi kaynak ortaya çıktı.”</span></p> <p><span style="font-size: small;">O noktada, toprak konusundaki parasal kaynak acaba petrol ve doğal gazla mı halledilecek sorusunu ben de sordum kendi kendime...</span></p> <p><span style="font-size: small;">***</span></p> <p><span style="font-size: small;">DP Genel Başkanı mevcut durumda Kıbrıs Türk halkının, KKTC’nin adeta devre dışı olmasından rahatsız. Serdar Denktaş’a göre bunun nedeni egemenlik... Serdar Denktaş, <strong><span style="text-decoration: underline;">“Biz neredeyiz?” sorusunu sorup şöyle konuştu: “ Egemenlik konusundaki aymazlık bizi dışarı itti. Şimdi egemenliğin önemi ortaya çıktı. Türkiye, artık vilayetimsiniz, dese ne diyeceğiz? Rum’a karşı savunduğumuz egemenlik talebimizi Türkiye’ye karşı savunmayacak mıyız? Bunları açığa çıkarmak asla Türkiye’ye saygısızlık değildir.”</span></strong></span></p> <p>&nbsp;</p> <p><span style="font-size: small;">Günün sözü:</span></p> <p>&nbsp;</p> <p><s