Yunan darbesi, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak amacıyla Yunan generaller öncülüğünde Başpiskopos Makarios’a karşı girişilmiş ve katliama dönüşmüş, ancak Türkiye’nin 1960 Garanti Antlaşması’ndan kaynaklanan haklarını kullanarak 20 Temmuz’da Ada’ya çıkmasıyla başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
42 yıl önce, 15 Temmuz 1974’te, adanın Yunanistan’a bağlanmasının daha fazla geciktirilmesine karşı olan EOKA’cı Rumlar ile Yunanistan’daki Albaylar Cuntası’nın Kıbrıs’taki subay ve askerleri, Kıbrıs Türklerinin direnişi yüzünden 11 yıl ertelemek zorunda kaldıkları Enosis’i bir an önce hayata geçirmek için, bu hedefi daha uzun vadede gerçekleştirme amacında olan dönemin “Kıbrıs Cumhurbaşkanı” Makarios’a karşı darbe yapmışlardı.
Yunan askeri cuntası, Kıbrıs Türk halkını top yekûn soykırımdan geçirerek, yıllarca hayalini kurdukları Enosis’i gerçekleştirmek amacıyla Kıbrıs’taki EOKA’cılarla işbirliği halinde Makarios’u devirmiş ve EOKA’cı Nikos Sampson’u sözde “Cumhurbaşkanı” ilan etmişti.
Darbe sırasında EOKA karşıtı veya Makarios yandaşı 2 bin kadar Yunan ve Rum da öldürülmüştü. Faşist cunta, Türklere karşı tedhiş eylemlerinin yoğunlaşmasına da öncülük etmişti.
Olaylar had safhaya ulaşırken Türkiye, Uluslararası İttifak ve Garanti Anlaşmaları’ndan doğan garantörlük hakkını kullanarak, Kıbrıs Türklerinin can ve mal güvenliğini korumak amacıyla 20 Temmuz 1974’te Barış Harekâtı’nı gerçekleştirmişti.
Barış Harekâtı’yla Kıbrıs Türk halkının can ve mal güvenliği sağlandığı gibi, darbeciler de Kıbrıs’ta işgal ettikleri makamlardan çekilmek zorunda kalmışlardı. Yunanistan’da ise 1967’de askeri darbeyle başlayan cunta dönemi tarihe karışmış, ülkede demokrasiye dönülmüştü.