20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları çerçevesinde Başkent Lefkoşa’daki ilk tören Lefkoşa Atatürk Anıtı önünde, ikinci tören ise Şehitler Anıtı önünde düzenlendi.
Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki resmi geçit töreni ise saat 09.30’da başladı.
Saygı duruşu, İstiklal Marşı ile bayrakların göndere çekilmesi, tören birliklerinin denetlenmesi ve halkın bayramının kutlanmasıyla başlayan tören, mesaj teatisi, Yavuz Çıkarma Plajı’ndan getirilen bayrakların Cumhurbaşkanı’na sunulması ile devam etti.
Törende daha sonra, Türkiye Hükümetini temsilen KKTC’ye gelen Kıbrıs işlerinden de sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı konuşma yaptı.
Türkeş konuşmasında, Kıbrıs’ın Türkiye’nin gönlünde müstesna bir yeri olduğunu ifade ederek, Türk halkının selam ve sevgilerini iletti.
42 yıl önce gerçekleşen Barış Harekatının; Kıbrıs Türk halkını zulümden kurtardığını anımsatan Türkeş, Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk halkının verdiği her türlü mücadelenin arkasında olduklarını söyledi.
Türkiye’nin 1974 yılında Kıbrıs’a ilhak için değil, meşru müdafa hakkını kullanarak ve Kıbrıs Türklerinin katledilmesini önlemek için geldiğini anımsatan Türkeş, bu süreçte Kıbrıs Türklerine önderlik eden Kıbrıs Türk halkının mücadele yılları lideri Doktor Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı rahmetle andı.
Türkeş, barış harekatıyla adanın tümüne barış geldiğine işaret ederek, KKTC’nin bugün çağdaş hukuk devleti yapısıyla, bölgedeki barış ve istikrara önemli katkı sağlayacak bir ülke haline geldiğini aktardı.
Gönül birliği devam ettikçe aşılamayacak bir engel bulunmadığını da kaydeden Türkeş, “Yüzölçümü olarak küçük olsa da KKTC birçok ülkeden daha derin ve güçlü bir demokrasi örneğine sahip bir ülkedir” dedi.
Konuşmasında müzakere sürecine de değinen Türkeş, Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının barış girişimini sürdürdüğünü ifade etti.
Türkeş, yürütülen müzakere sürecinin BM parametreleri çerçevesinde çözüm için son fırsatı teşkil ettiğini de kaydederek, Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının bir çözüm için her zaman büyük bir gayret gösterdiğini anlattı.
Türkiye’nin soruna bu yıl içerisinde kalıcı bir çözüm bulunması yönündeki beklentisinin sürdüğünü ve süreçte de Kıbrıs Türküne desteklerinin tam olduğunu kaydeden Türkeş, Türkiye’nin süreçte daha fazla vakit kaybedilmeden çözüm için katkı vermeye devam edeceğine işaret etti.
Türkeş, müzakere sürecinde tarafların bir birini gelecekteki ortağı olarak görmelerinin ve öyle hareket etmelerinin önemine işaret etti.
Uluslararası devletler tarafından Kıbrıs Türklerine uygulanan haksız tecrite son verecek adımların gecikmeden atılması gerektiğini de kaydeden Türkeş, dünyada çok az devletin hem ortadan kaldırılmak istendiğini hem de cezalandırıldığını söyledi.
Kıbrıs Türkünün ekonomik açıdan daha iyi bir seviyeye ulaşması için Kıbrıs Türkleriyle birlikte çalışmaya devam edeceklerini kaydeden Türkeş, sıkı işbirliğinin önümüzdeki dönemde de süreceğini anlattı.
Dünyanın Türkiye varolduğu sürece Kıbrıs Türkünün yalnız olmadığını bilmesini isteyen Türkeş, müzakerelerden sonuç alınmasa bile KKTC’nin yoluna güvenle devam etmesi için her türlü adımın atılacağını aktardı.
TC’den gelen suyun muhtemel ortaklık devletinde halkların refahı için büyük bir önem taşıyacağını anlatan Türkeş, “Türkiye’den gelen su barış suyu olmalıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da 20 Temmuz 1974’ü anarken, onu yaratan tarih olarak ister istemez 15 Temmuz 1974’ten başlamak, faşist Yunan cuntasının darbesinden söz etmek gerektiğine işaret etti.
Bu yıl 20 Temmuz’dan bahsederken artık bir yerine iki 15 Temmuz’dan söz etmek durumunda olduklarını ifade eden Akıncı, 15 Temmuz gecesi Türkiye’deki askeri darbe girişiminin demokrasiye tutkun Kıbrıs Türk halkı arasında ciddi kaygılara neden olduğunu vurguladı.
Akıncı, bu girişimin başarıya ulaşmamasının Türkiye gibi KKTC halkını da rahatlattığını belirterek, darbelerin Türkiye’ye çok büyük acılar çektirdiğini, daha kötüye götürdüğünü kaydetti ve “Gelişmenin, kalkınmanın yolu demokrasiden geçmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Türkiye’de artık darbeleri geçmişteki gibi alkışlayan bir toplum olmadığını görmenin de sevindirici olduğunu belirtti.
Akıncı, darbe girişiminde bulunan grupla kurum olarak Türk Silahlı Kuvvetlerini birbirine karıştırmamanın önemine de işaret ederek “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefli komutanlarının ve mensuplarının gerek Türkiye’de, gerekse Kıbrıs’ta görevlerini en iyi şekilde yerine getirmeye devam edeceklerinden kuşkumuz yoktur” ifadelerini kullandı.
Darbe girişiminin önlenmesinden sonra, Türkiye’yi bekleyen önemli bir görevin, hukuk devleti olmanın gereklerinin eksiksiz yerine getirildiğinin tüm dünyaya gösterilmesi olduğunu belirten Akıncı, “Hukuk ve demokrasi dışı bir kalkışmaya karşı en iyi cevap, kuşkusuz hukuk ve demokrasi içinde kalınarak verilecektir. Bu Türkiye’de demokratik hukuk devletinin daha da kökleşmesini getirecektir” dedi.
Kıbrıs sorununa da değinen Cumhurbaşkanı Akıncı, yoğunlaştırılmış müzakereler çerçevesinde temmuzun son haftasında 3 liderler görüşmesi daha yapacaklarını; bu görüşmelerde var olan ayrılık noktalarını azaltmayı ve mümkün olursa, daha önce de defalarca vurguladığı gibi, 2016 yılını çözüm yılı yapmayı hedeflediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “2016 yılı çözümsüz olarak geçirilir ve 2017’ye girilirse, bunun yeni sorunlar getireceğinin altını çizmekte ve uyarılarda bulunmaktayız” dedi.
2018 yılının Şubat ayında güney Kıbrıs’ta başkanlık seçimleri yapılacağına işaret eden Akıncı, gelecek yıl başlarında doğal gaz için sondaj başlatılması planlarının, çözümsüze ulaşılamadığı bir ortamında yeni gerginlikleri tetikleyeceği uyarısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Akıncı, 2017’nin aynı zamanda yeni bir BM Genel Sekreteri ile, ABD’de yeni bir yönetimin iş başına geleceği yıl olduğuna dikkat çekerek, başka gelişmelerin de söz konusu olabileceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Akıncı “Kıbrıs sorununun çözümü için var olan fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek, her iki tarafın da ciddi sorumluluğudur. Biz, bu sorumluluğumuzun bilinci içerisinde bir yılı aşkın bir süredir çalışmalarımızı tüm iyi niyetimizle sürdürüyoruz. Bu bağlamda gerek iki kesimli, iki toplumlu federal çözüm kapsamına giren konularda gerekse, güven artırıcı önlemler alanında üzerimize düşenleri eksiksiz yerine getirdik” dedi…
Konuşmasında güven artırıcı çalışmaları da aktaran Cumhurbaşkanı Akıncı Kıbrıs’ta kapsamlı çözüme ulaşma çabası sürerken toplumların güven artırıcı önlemlerin yaşama geçtiğini görmesinin, bunu yaşamasının çözüme inancı artıracağını da vurguladı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs’ta oluşturmaya çalıştıkları yapıyla her iki tarafta da anlayış olması gerektiğini vurgulayarak “Kıbrıs’ta her iki tarafın da kabul edebileceği makul bir çözümün çerçevesi olarak, iki kesimli, iki toplumlu, iki kurucu devletin siyasal eşitliğine dayalı, egemenliğin her iki toplumdan eşit olarak neşet edeceği federal yeni bir yapıyı oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.
Yurttaşların müzakere süreciyle ilgili bilgi sahibi olmalarının önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, müzakere sürecinin zorunlu kıldığı ölçüler içinde sürekli verdikleri bilgilerin sürecin sonunda çok daha ayrıntılı olarak duyurulacağını kaydetti.
Konuşmasının sonunda ülke sorunlarına değinen Akıncı, çözüm uğraşları sürerken yaşamın da devam ettiğini; ülke sorunlarının çözüm gününü bekleme lüksü olmadığını söyledi.
Tören, resmi geçitle sona erdi.