8 Kasım 2025 Cumartesi
G.KIBRIS

Ap Başkanı Martın Schulz, Rum Meclisi’Nde Konuştu

Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesinin artık gerçekçi bir olasılık haline geldiğini; bu tarihi şansın yakalanabileceğini söyledi.
Yayınlama: 29.03.2016 03:00 Güncellendi: 07.11.2025 22:11 307 okuma
Ap Başkanı Martın Schulz, Rum Meclisi’Nde Konuştu

“KIBRIS’IN YENİDEN BİRLEŞMESİ ARTIK GERÇEKÇİ BİR OLASILIK HALİNE GELDİ”

“TARİHİ BİR ŞANS YAKALANABİLİR”

“KIBRIS'IN YENİDEN BİRLEŞMESİ SÖZ KONUSU OLURSA, AVRUPA BİRLİĞİ İLK GÜNDEN İTİBAREN YENİDEN BİRLEŞEN BU ÜLKEYİ DESTEKLEYECEKTİR VE DESTEKLEMELİDİR”

Lefkoşa, 29 Mart 16 : Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesinin artık gerçekçi bir olasılık haline geldiğini; bu tarihi şansın yakalanabileceğini söyledi.

Schulz, Kıbrıs’ta görüşmelerin başarıya ulaşabilmesi ve uzlaşmaların sağlanabilmesi için tarafların birbirlerine doğru adım atmaları gerektiğini belirterek, “Kıbrıslıların kaderi artık ayrıntılarında kaybolunacak konulara bağlı olmamalıdır. Eğer yeniden birleşme başarıya ulaşırsa, bu durumdan tüm Kıbrıslılar politik, bilimsel ve kültürel olarak fayda sağlayacaktır” dedi.

Martin Schulz, AB’nin birleşik bir Kıbrıs’ı destekleyeceğini ve desteklemesi gerektiğini vurguladı.

“SAVAŞ YARALARINI SÜRMENİN NE KADAR UZUN SÜRDÜĞÜNÜ KENDİ TECRÜBELERİMDEN BİLİYORUM”

Kıbrıs’ta temaslarını sürdüren Schulz, öğle saatlerinde Rum Meclisi’nde konuşma yaptı. Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis yanında Güney Kıbrıs’taki bazı büyükelçilerin de izlediği konuşmasında Schulz, 1955’te, savaş sonrası Almanyası’nda, parçalanmış bir toprakta dünyaya geldiğini, dar sınırlar içerisinde büyümenin ne demek olduğunu ve savaş yaralarını sarmanın ne kadar uzun sürdüğünü kendi tecrübelerinden bildiğini söyledi.

“ACI BÖLÜNME BARIŞÇIL DEVRİMLE SONA ERDİ”

Schengen Anlaşması ile Avrupa’nın iç sınırlarındaki bariyerlerin ortadan kalktığını belirten Schulz, 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılışını ise “acı bölünme, barışçıl bir devrim ile sona erdi” diyerek şöyle anlattı:

“1989 yılı, bir doğu Avrupa ülkesinde özgürlüğün kıvılcımını ateşleyerek devamında bir demokratik devrime sahne oldu. Bir çeyrek yüzyıl önce, tüm dünyanın gözü Berlin’in üzerindeydi. Ve bütün Dünya, Avrupa ve Almanya’yı gelişigüzel bir şekilde ikiye ayırmak için askerlerle korunan, dikenli tellerle örülmüş, betonla kaplanmış Berlin Duvarı’na, yani iki süper güç arasında gövde gösterisine dönen, aileleri, toprakları ve bir kıtayı vahşice parçalayan bu utanç duvarına karşı kadın ve erkeklerin ne kadar cesur olduklarına şahit oldu. Bu acı bölünme, barışçıl bir devrim ile sona erdi. Hiç bir tank hareket etmedi. Hiç ateş açılmadı. Bir damla kan bile akmadı. Almanya tarihinde büyülü bir an ve Avrupa’da çığır açan bir değişimdi bu. Bölünmüş topluluklar artık tekrar bir arada büyüyor, dağılmış aileler yeniden kucaklaşıyorlardı. Almanya yeniden bir arada büyüyor, Avrupa yeniden bir arada büyüyordu.”

AP Başkanı Martin Schulz, “Kıbrıs”ın 10 yıl önce AB üyesi olduğunu, kendisinin de bunu desteklediğini belirterek, “Kıbrıslılar olmadan Avrupa bir bütün olmayacaktır ve bu bütünlük ancak Kıbrıs’ın tamamı Avrupa Birliği üyesi haline geldiği zaman tam anlamıyla sağlanmış olacaktır” dedi.

“ANASTASİADİS VE AKINCI’YA DERİN HÜRMET”

Uzun yıllar boyunca aslında bir bakıma doğru yöntemler uygulanmış olmasına rağmen Kıbrıs’ın birleşmesi ile ilgili müzakerelerin durma noktasında olduğunu, bir kaç yıl öncesine kadar hiç kimse bu görüşmelerin bu kadar olumlu geçeceği düşüncesine sahip olmadığını kaydeden Schulz, “Bu yüzden Sayın Anastasiadis ve Sayın Akıncı’ya en derin hürmetlerimi sunmak isterim” dedi; şöyle devam etti:

“MÜZAKERELER ONLARIN CESARETLERİ SAYESİNDE YENİDEN BAŞLATILDI”

“Bu müzakereler, onların cesaretleri sayesinde yeniden başlatıldı.

Görüşmeler de sahip olduğunuz yetkinlikler öncülüğünde ilerliyor. Ve bunların tümü, tarihin esiri olmak yerine tüm Kıbrıslılar için parlak bir gelecek bırakmak adına beraber çalışma azminiz sayesinde gerçekleşiyor. Bir yıl önce Mayıs ayında sizlerle beraber Ledra Sokağı’nda yaptığımız yürüyüşte ya da Sayın Anastasiadis’ın Hollanda AB başkanlığına, Türkçe’nin resmi dil olarak kullanılması ricasını içeren mektubunda, sergilenen yapıcı ruhun ve işbirliği isteklerinin güçlü sinyallerini görebiliriz.

Ancak özellikle ‘her şey kabul edilene kadar hiçbir şey kabul edilmez’ prensibinin benimsenmesi nedeniyle, kesin bir birleşme sağlanması yolunda hâlâ engeller söz konusudur. Görüşmelerin başarıya ulaşabilmesi ve uzlaşmaların sağlanabilmesi için tarafların birbirlerine doğru adım atmaları gerekir. Kıbrıslıların kaderi artık ayrıntılarında kaybolunacak konulara bağlı olmamalıdır. Eğer yeniden birleşme başarıya ulaşırsa, bu durumdan tüm Kıbrıslılar politik, bilimsel ve kültürel olarak fayda sağlayacaktır.

Bir kaç yıl hatta birkaç ay öncesine kadar Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi şansının bu kadar yakınlaşacağını kim hayal edebilirdi ki? Şimdi ise Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi artık gerçekçi bir olasılık haline geldi, bu da tarihi bir şansın yakalanabileceği anlamına geliyor. Çünkü Kıbrıs tek bir toprak, Kıbrıslılar tek bir ulustur.”

AP Başkanı Schulz, Güney Kıbrıs’ın bu ay içinde kurtarma programından başarıyla çıkacağını belirterek, bu nedenle Rum Yönetimi’ni tebrik etti. Schulz, ekonomiyi modernize etme çabalarının AP tarafından desteklendiğini kaydetti.

Ekonominin yeniden büyümeye başladığını, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi söz konusu olursa, bunun Kıbrıs için ve tüm Avrupa için büyülü bir an olacağını ifade eden Schulz, “Avrupa’nın umut emarelerine ve Kıbrıs gibi bir örneğe her zamankinden çok ihtiyacı vardır, bu da gösteriyor ki, sorunlar politik irade ve azim ile aşılabilecek düzeydedir” diye konuştu.
Avrupa’nın daimi bir kriz sürecinde olduğunu ve dramatik bir dönemden geçildiğini de ifade eden Martin Schulz, çatışma, terör, güvensizlik ve ekonomik sorunlara değindi.

Mülteci sorunu konusunda “Berlin Duvarı’nın yıkılmasının üzerinden sadece çeyrek yüzyıl geçmiş olmasına rağmen, tarihsel sürecin unutulması ve bazı mülteci hareketler, Avrupa’da yeniden duvar ve çitlerin kurulmasına yol açtı” diyen Schulz, korkunun üstesinden gelinmesi, karşılıklı suçlamadan önce dinlemek ve birlikte çözüm aramak gerektiğini vurguladı.

Schulz, mülteci politikası konusunda “Gerçekçi bir değerlendirme, Türkiye olmadan bir çözüme ulaşılamayacağını anlamayı gerektiriyor” ifadelerini kullandı; “Ancak bu tabii ki karşılığında değerlerimizden vazgeçmeye hazır olduğumuz anlamına gelmiyor. Şunun da altını çizmek isterim ki, AB üyelik süreci ve mülteci krizi ile mücadele ayrı şeylerdir” eklemesi yaptı.
Martin Schulz, Suriye’deki savaşın durması için BM önderliğindeki barış görüşmelerine tam destek ifade ederek “AB hükümetleri, Suriyeli mültecilerin kendi geleceklerini inşa etmelerini sağlamak için, gerçek kararlara dayanan kesin bir para kaynağı teminatı vermelidir” dedi.
Konuşmasında diğer küresel sorunlara da değinen Schulz, Avrupa’nın bütünlüğüne vurgu yaptı. “Şuna eminim ki: Eğer parçalarımıza ayrılırsak, işte o zaman Avrupa anlamsızlığa gömülecektir” diyen Schulz, finansal kriz, iklim değişikliği ya da mülteci sorunu gibi zorluklarla hep birlikte daha iyi başaçıkabileceklerini söyledi.

“AVRUPA’DA BİRLİKTE ÇOK ŞEY BAŞARDIK… BİRLEŞİK KIBRIS’I DESTEKLEYECEĞİZ”

Schulz, konuşmasını birleşik Kıbrıs’a destek belirterek şu ifadelerle tamamladı:

“Avrupa’da birlikte çok fazla şey başardık: Düşmanlar dost, diktatörler demokrat haline geldi, sınırlar kalktı ve dünyanın en büyük ve en zengin iç pazarı oluşturuldu. Bizler ölüm cezalarına veya çocuk işçilere değil, basın özgürlüğüne ve insan haklarına sahibiz. Amacımız; çocuklarımızı ve onların çocuklarını korumak, onlara cesaret vermek ve aynı zamanda Avrupalılar olarak gelecekte de birlik ve dayanışma içerisinde hareket etmektir.

İşte tam da bu nedenle, Kıbrıs'ın yeniden birleşmesi söz konusu olursa, Avrupa Birliği ilk günden itibaren yeniden birleşen bu ülkeyi destekleyecektir ve desteklemelidir.”