Kalecik’te faaliyet gösteren Alpet Dolum Tesisi’ne dün boşaltım yapan gemide meydana gelen arıza nedeniyle denize benzin sızdı. Yetkilileri harekete geçiren olay, çevre örgütlerini de ayağa kaldırdı.
Uzun süredir Karpaz bölgesine yapılması düşünülen petrol dolum tesisinin yaratacağı tehlikeye dikkat çekerek karşı çıkan çevre örgütleri “Haklılığımız, bugün Kalecik’te yaşanan olayla kanıtlandı. Bu, işaret ettiğimiz tehlikenin sadece küçük bir örneğidir” açıklaması yaptı.
Petrol Dolum Tesisine Hayır İnisiyatifi adına açıklama yapan Doğan Sahir, sızıntının aslında dün değil, salı akşamı başladığını iddia etti.
Kalecik sahillerini petrole bulayan, çevreyi ise yakıt kokusuna boğan olay dün öğle saatlerinde meydana geldi.
Elde edinilen bilgiye göre, dün öğle saatlerinde tesise yanaşan gemiden boşaltım işlemi başladı ancak bu sırada meydana gelen arıza nedeniyle sıvı yakıt denize akmaya başladı.
Şirketin teknisyenleri arızanın giderilmesi için canla başla uğraşırken, Çevre ve Hayvancılık dairelerinin yetkilileri de bölgeye giderek inceleme başlattı.
Yetkililer, yakınlardaki balık çiftliğine de giderek inceleme yaptı ve ilk incelemede benzinin balık çiftliğine ulaşmadığı bulgusuna vardı ancak yine de tahlil için bölgeden numune aldı.
Denize sızan benzin ise Alpet şirketinin çalışanları tarafından gün ve gece boyunca temizlenmeye çalışıldı.
“Ciddi bir uyarı”
Petrol Dolum Tesisine Hayır İnisiyatifi, depolara petrol aktarılırken zaman zaman küçük sızıntılarla dahi giderek kirlenen Kalecik Körfezi’nde, tonlarca mazotun denize sızdığını savundu.
Doğan Sahir Petrol Dolum Tesisine Hayır İnisiyatifi adına yaptığı yazılı açıklamada, henüz boyutları tam olarak saptanamamış olan kazanın ülkede ille de devasa bir “Petrol Dolum Tesisi” kurulması uğruna uğraşılan ve bu amaçlarına ulaşmak için “petrol sempatisi” yaratmak için çalışan yöneticilere ciddi bir uyarı niteliğinde olduğunu belirtti.
“Her vesile ile ülkemizde bu tür hiçbir kazaya şans tanımayacaklarını, petrol kazalarını sıfırlayacak önlemleri
alacaklarını iddia eden ve bunun kefili olduklarını söyleyen makamlar, bu kazadan ancak 12 saat sonra haberdar oldular” diyen Sahir, salı akşamı yaşanan kazaya müdahalenin saatler sonraya, ertesi güne kalması ve yetkililerin dahi haberdar edilmemesinin, kazaya sebebiyet verenlerin ne kadar “umursuz”, “duyarsız” ve “rahat” olduğunu gösteren, olayın diğer bir vahim yanı olduğunu ileri sürdü.
Bu tür sızıntılar ve kazalarda erken müdahalenin hayati önem taşıdığını vurgulayan Sahir, oysa ülkede ne bu konuda uzman hazır bir ekip, ne yeterli donanım, ne de motopomplu yüzer havuzlu petrol müdahale gemisi olmadığına dikkat çekti.
Her koşulda büyük zararlara yol açan petrol kazalarında zararı en az seviyede tutmanın esas olduğuna işaret eden Sahir, “En küçük gecikme tehlikenin büyümesine, bu şansın ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Hele hele, sızan petrolün kıyıya vurması, artık kesinlikle geriye döndürülemez boyutlarda, uzun süreli kirliliğin kalıcılaşması anlamına gelmektedir. Ancak her ne olursa olsun petrol kirlenmesini tamamen ortadan kaldırmak zaten mümkün değildir” dedi.
Sahir şöyle devam etti:
“Çevre kayıplarını geri getirmemekle birlikte, ülkemizde yaşanan ve ileride yaşanacak kazalar nedeniyle en azından ekonomik kayıpları kısmen de olsa karşılayacak bir bedel talep etmek de mümkün görünmüyor. Çünkü bu konuyu düzenleyen hiçbir yasal mevzuata, denetime ve iradeye de ne yazık sahip değiliz.
Bu olay, “Bakanlar Kurulu” kararı ile “Kalecik”te veya ülkemizin herhangi bir başka yerinde, başkalarına hizmet edecek “Petrol Dolum Tesisi”ne Karşı çıkışımızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha göstermektedir. Yetkililerin, bizi ve ülkemizi sevmesini bekliyoruz. Bizler ülkemizi bu tür kirli yatırımlarla kirlettirmeyecek kadar çok seviyoruz.”