7 Kasım 2025 Cuma
GÜNDEM

“En Büyük Sorun Kafalardaki Engel”

Cumhurbaşkanı Akıncı: Bölünmüşlük kökleşti, bu kez de çözülemezse hiç çözülmeyebilir
Yayınlama: 13.04.2016 03:00 Güncellendi: 07.11.2025 02:46 365 okuma
“En Büyük Sorun Kafalardaki Engel”

Berlin’de Friedrich Ebert Vakfı’nın düzenlediği ve bürokratların, akademisyenlerin, sivil toplum örgüt temsilcilerine, yuvarlak masa toplantıda” konuşma yapan Cumhurbaşkanı Akıncı, toplantı öncesi Vakfın haftalık haber bülteni için video çekimine katıldı. Hazırlanan çekim vakfın haber bültenine kayıtlı yaklaşık 50 bin kişiye gönderilecek.

Kıbrıs’ta bölünmüşlüğün zaman geçtikçe kökleştiğini, bu kez de çözülememesi halinde hiç çözülmeyebileceğini belirten Akıncı, kafalardaki engellerin en büyük sorun olduğunu, bunların kaldırılması halinde fiziksel engellerin kaldırılmasının çok daha kolay olacağına inandığını söyledi.

2004’de referanduma sunulan çözüm planının, BM tarafından tamamlandığını  hatırlatan Akıncı, bu çözüm planının referandumda Kıbrıslı Rumlar tarafından reddetmelerine rağmen Avrupa Birliği üyesi yapıldıklarını ancak bunun adada çözümsüzlüğün kalıcı olmasına yardımcı olduğunu ifade etti.

Akıncı, mevcut müzakere sürecinin kendisi ve Kıbrıslı Rum lider tarafından sonuçlandırılacağı bir süreç olmasının yanında, çözüm fırsatının kaçırılmaması gerektirecek yeni unsurlara işaret etti.

Bir çözüm bulunması halinde 75 milyonluk bir pazarın Kıbrıslı Rum işadamlarına açılacak olması, adanın güneyindeki deniz yatağında hidrokarbon yataklarının keşfedilmesi, hidrokarbon kaynaklarının AB’ye tahliye edilmesinin en ucuz yolunun Türkiye üzerinden olmasının, adanın kuzeyi ile Türkiye arasında su boru hattı döşenmesinin ve ada üzerinden geniş bir elektrik şebekesi oluşturulması gibi fırsatların 2004’de yer alan referandumda ortada olmadığına dikkat çeken Akıncı, “Bu unsurlar daha önce yoktu. Tüm kesimlerin karlı çıkacağı karşılıklı bağımlılık olasılığı var. Birbirimizi düşman olarak görmek yerine birbirimizi birer ortak olarak görmemizi getirecek” dedi.

Hidrokarbon yataklarının akıllı bir şekilde kullanılması gerektiğine vurgulayan Akıncı, akıllıca kullanılmadığı takdirde gerginliğe yol açabileceği, akıllıca kullanıldığı takdirde ise işbirliğine katkı yapabileceğini söyledi. Akıncı, kapsamlı bir çözüm için yürütülen çalışmaların yanında iki toplum arasında yakınlaşma sağlamak için önlemler üzerinde de çalışmalar yürütüldüğünü, bunların arasında elektrik şebekelerinin bağlanmasını geçici olarak sağladıklarını ancak Kıbrıs Türk tarafı olarak bu bağlantıyı kalıcı yapmak istediklerini belirtti.

Akıncı, Kıbrıs Rumların bağlantının kalıcı olması için ek denetleme yapılması gerektiğini öne sürdüğünü ancak bu ek denetimin neden bu kadar gecikmeli olduğunu anlayamadığını vurguladı. Mobil telefonlarda da yaşanan sıkıntının, Kıbrıs Türk tarafındaki şirketlerle işbirliğini engelleyen Güney Kıbrıs’taki bir yasadan kaynaklandığına işaret eden Akıncı, Rum Yönetimi lideri Anastasiadis’in samimi olduğuna inandığını ancak “bu engellerin kalkması için daha çok çalışması” gerektiğini söyledi.

2015 yılının sonlarına doğru Kıbrıslı Türklere yönelik Güney Kıbrıs’ta ırkçı saldırılar düzenlenmesi üzerine de Kıbrıslı Rum liderle iki toplumlu eğitim komitesi kurulması kararı aldıklarını belirten Akıncı, Güney Kıbrıs’ta öğrencilere verilmesi gereken eğitiminin verilmediğine inandığını söyledi.

Garanti konusunda da değinen Cumhurbaşkanı Akıncı, mevcut garanti sisteminin Kıbrıslı Rumlar tarafından istenmediğini, bir toplumun kendini güvende hissederken diğer toplum tarafından tehdit olarak görülmeyecek bir sistem bulmak gerektiğini söyledi.

Akıncı, Kıbrıslı Türklerin kendi bölgelerinde çoğunlukta olmasını sağlayacak bir unsurun yeni bir garanti sistemini mümkün kılabileceğini de kaydetti. Akıncı, “İki bölgeli, iki toplumlu bir çözüm çıkarabilirsek bu mümkün”dedi.

Çözümün finansmanın da henüz çözülmemiş sorunlardan biri olduğunu kaydeden Akıncı, bir çözüm bulunması halinde “tazminatın kritik noktalardan biri” olacağını, finans sorununda kaynaklardan birinin de deniz dibindeki doğal kaynaklar olacağını söyledi.

Çözümün maliyeti konusunda bazen tartışmalar yaşandığına da işaret eden Akıncı, çözümsüzlüğün maliyetinin daha da yüksek olacağını söyledi.

Kıbrıs sorunun daha çok Kıbrıslıları ilgilendirdiğini, Türkiye’den sadece destek gördüğünü belirten Akıncı, AB üyeliği, doğal kaynaklar, boru hattı ve elektrik ağı gibi fırsatlar dururken  “Türkiye’nin çözümü engelleme” nedeninin bulunmadığını söyledi. Akıncı, “Türkiye AB’ye ne kadar yaklaşırsa Kıbrıs sorununa olumlu etkileri de o kadar artar, uzaklaştırıldığı zaman da olumsuzluklar o kadar artar” dedi.

Oturumun açılışında yaptığı konuşmada Frederich Ebert Vakfı Batı Avrupa İlişkiler Bölümü Sorumlusu Beate Martin de, Kıbrıs sorununun çözümü sürecinde ilgi çekici bir dönemden geçilmekte olduğunu çözüm yönünde olumlu gelişmeler yaşandığını belirtti. Martin çözüm sürecinde yaşanan olumlu gelişmelerin yanında mülkiyet, dönüşümlü başkanlık, doğal gaz yatakları, güvenlik ve garantiler gibi konuların çözülmesi gereken zor konular olduğunu ifade etti.

Toplantı da söz alan Almanya Federal Parlamentosu’nda Avrupa Parlamentosu ile İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Achim Barchmann ise çözüm karşıtlarının büyük bölümünün Güney Kıbrıs’ta olduğunu söyledi. Adanın birleşmesi yönünde katkıda bulunabileceklerine inandıklarını bu yönde yardımcı olabileceklerine inandıklarını ifade eden Barchmann, grubun Haziran’da Kıbrıs’a geleceğini ifade etti.