Hükümet ortağı Ulusal Birlik Partisi’nin Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Cumhurbaşkanı ve müzakere heyetinden;muhataplarına Kıbrıs Türk halkının hassasiyetlerini açıkça belirtmeleri ve müzakere sürecinintakvimlendirilmesini sağlamaları talebini yineledi.
Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, yazılı açıklamasında, Davos’un ardındanyapılan son liderler toplantısından sonra müzakere sürecine ilişkin açıklamalarda hâlâ daha iyimserlik sergilenmesini ve etrafa umut saçılmasını Kıbrıs Türk halkının hayretler içinde izlediğini söyledi.
Özgürgün, Rum-Yunan ikilisinin her kademesindeki yöneticilerin müzakereler sonrası varılacak çözümün şartlarını alenen açıklamalarından sonra çözüm umudu taşımanın hangi akla hizmet ettiğini anlamanın mümkün olmadığı görüşünü ifade etti.
İki halkın eşitliğine dayalı bir çözüm için müzakere masasında olması gereken Rum tarafının Kıbrıs Türklerinin adadaki hak ve çıkarlarını yok sayarak komşu ülkelerle ittifak kurmasını iyi niyetle bağdaştırmanın en hafif deyimle “saflık” olacağını belirten Özgürgün, müzakere sürecinin seyrinden her fırsatta memnun olduklarını söyleyen Rum-Yunan yetkililerinin çözüm yönündeki haddini aşan taleplerini, Türk düşmanlığı üzerine kurgulanan senaryolarını göz ardı etmenin mümkün olamayacağını vurguladı.
Özgürgün şöyle devam etti:
“UBP olarak bir kez daha vurgulamakta yarar görmekteyiz; Adada Kıbrıs Türk halkının 445 yıllık varlığını, 138 yıllık varlık, özgürlük ve egemenlik mücadelesini ve de 33 yıldan beri onurla ve gururla yaşatmaya, yüceltmeye çalıştığımız devletimizi yok sayan, tek güvencemiz Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü içermeyen bir anlaşma asla hayat bulamaz.
Bu vesileyle müzakere sürecinin bir an önce adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözümle sonuçlanabilmesine yönelik her türlü desteği kararlı bir biçimde sürdüren partimiz Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını savunmayı üstlenmiş KKTC Cumhurbaşkanı ve müzakere heyetinden muhataplarına Kıbrıs Türk halkının hassasiyetlerini açıkça belirtmesini ve müzakere sürecinin takvimlendirilmesi konusundaki talebini bir kez daha yinelemektedir.”