Talat, ışıklar içinde uyusun

“Onu kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyim. Kendisine rahmet, ailesine, sevdiklerine ve tüm Kıbrıs Türk halkına başsağlığı dilerim. Işıklar içerisinde, rahat uyusun” dedi.

Talat, Denktaş için mesaj yayımladı. Mesajında, Kıbrıslı Türklerin halk kimliğine kavuşmasına büyük katkılarda bulunan, yorulmak bilmez mücadelesiyle Kıbrıs Türkünün gönlünde taht kuran Cumhurbaşkanı Denktaş'ın vefatının herkesi üzdüğünü kaydeden II. Cumhurbaşkanı Talat, Denktaş'ın Kıbrıs Türk mücadele tarihiyle özdeşleşen yaşamı, inandıklarını elde etmek için ortaya koyduğu kararlılık ve ideallerini halkına anlatmaktaki başarısının  onun bir lider olarak ortaya çıkışının temellerini oluşturduğunu belirtti.

“Kıbrıs Türk halkının tarihi lideri Dr. Fazıl Küçük, mücadelenin öne çıkan şahsiyetleri Faiz Kaymak, Mustafa Necati Özkan, Osman Örek ve daha saymakla bitiremeyeceğimiz çalışkan ve özverili insanlarımız arasında yer alan Denktaş, ömrünün son demlerine kadar inandıkları için tavizsiz mücadele ederek ismini Kıbrıs Türk tarihiyle özdeşleştirmiştir” diyen Talat, Rauf Denktaş’ın  halkıyla çok yakın ilişkiler kurmayı başarabilen bir lider olduğu vurguladı.

Denktaş’ın mesaj vermek istediği zamanlarda vesile yarattığı ve vereceği mesajı bıkmadan usanmadan tekrarladığını ifade eden Talat, “Mesaj vermekteki bu uzmanlığı onun Kıbrıs meselesini Türkiye'nin gündemine taşıma başarısında olduğu gibi 1976'dan 2005 yılına kadar halk tarafından tam altı kez seçilerek görev yapmasıyla da kanıtlandı. Ünü ülke sınırlarını aştı, bize geride tartışıp ilerleyeceğimiz pek çok değer bıraktı” dedi. Talat,  mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Sayın Denktaş'ın, ömrünü Kıbrıs Türkünün mücadelesine adarken formüle ettiği siyaset nihai başarıya ulaşamadı. Özgürlük mücadelesinin önemli ve uzunca bir safhasında Kıbrıs Türk halkının hayati ihtiyaçlarına cevap verebilen söz konusu siyaset, günümüz koşullarına uygun olmasa da yaşanmış ve bir halkın tarihini ve kaderini en üst düzeyde etkilemiştir. Bu siyasetin mimarı da kaybettiğimiz Sayın Denktaş olmuştur. Bu nedenle Kıbrıs Türkü gerçek anlamda büyük bir liderini kaybetmiştir demek son derece doğru bir değerlendirmedir. Hangi açıdan bakarsanız bakın Denktaş'ın çok müstesna bir yeri vardır ve onu hep saygıyla anacağız.

Sayın Denktaş'la biz sadece halef ve selef olmadık. Son on sekiz yılda çeşitli düzeylerde siyasi işbirliğini ve rekabeti yaşadık. Özellikle 1993 sonrası yarattığımız karşılıklı anlayışla bu ilişkimiz son derece düzeyli ve saygılı oldu. Birçok konuda tartıştık, ortak sonuca bazen ulaştık bazen ulaşamadık ama her zaman onun insani yönü ve nüktedanlığı çelişkimizi çatışma noktasından uzaklaştırdı.

Anlaştığımız ve anlaşamadığımız hususları hep açıkça ve doğrudan paylaştık. Gün geldi savaş tamtamlarından ciddi endişe duyulduğu bir dönemde bizim barış misyonumuzdan yararlanmasını istedik. Buna olumlu cevap verdi. Güney - Kuzey geçişlerinin izne tabi olduğu yıllarda, sıcak bakmadığı güney ziyaretlerimiz yoluyla gerginliği giderme çabalarımıza destek oldu.

Siyasi ilişkimizin en büyük bölümünde karşıt kulvarlarda olduk. En keskin muhalifi olduğum yıllarda eleştirilerimi hep yüzüne karşı yaptım. Arkasından konuşmadım. Bu nedenle bana hep güvendiğini ifade etti.”