19 Eylül 2025 Cuma
SON DAKİKA

Eroğlu apartmandan atlar mı? 21.10.2011

Yayınlanma: 17.09.2025 18:29 · Yazar: Reşat Akar
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin dış politikasında önceliğinin her zaman için Kıbrıs sorunu olduğunu bilmeyen yoktur...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Bir zamanlar CTP ile Güney’deki AKEL’in ‘kardeş oldukları’ her fırsatta dile getirilirdi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Özellikle yurt dışındaki toplantılarda, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi yönünde ortak kararlar üretilirdi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Rum toplumunun bugünkü lideri Dimitris Hristofyas, Türk ve Rum siyasi partilerinin1989 yılında Prag’da gerçekleşen ilk toplantısına katıldığında, dönemin CTP lideri rahmetli Özker Özgür’ün yanından hiç ayrılmamıştı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> İki liderin odaları da yan yanaydı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Otobüs yolculuklarında bile birlikte oturuyorlardı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Kıbrıs sorununu ancak CTP ile AKEL’in iktidarlarında çözebileceklerini söylüyorlardı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Gün geldi CTP kuzeyin iktidar partisi oldu...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Barış ve çözüm konusundaki samimiyetinden kuşku duyulmayan CTP’nin lideri Mehmet Ali Talat, önce Başbakan, ardından da Cumhurbaşkanı oldu...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Ankara ilk defa CTP’ye böylesi büyük bir destek veriyordu...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Talat’ın ilk günden itibaren verdiği mesaj Kıbrıs sorununun en kısa sürede çözülmesi yönündeydi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Çözüm için BM tarafından kapsamlı bir plan hazırlandı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Kıbrıs Türk tarafı, 60 bin civarında insanın yeniden göç etmesi pahasına bu plana “evet” dedi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Hristofyas o dönemde, Papadopulos iktidarını ayakta tutan ve Meclis Başkanlığı görevini yürüten bir kişiydi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Talat’ın liderliğindeki Kıbrıs Türk toplumu tüm gücüyle “evet”e yüklenirken, Hristofyas ‘Ulusal Konseyin’ gölgesi altında yan çizmeye başladı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Ve sudan gerekçelerle “hayır” kampanyasına destek verdi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Kıbrıslı Türkler; çıkan sonuca çok üzüldü...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Koca bir “hayır” sonrasında masayı terk etme hakları yok muydu?..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Elbette vardı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Fakat; Türk tarafı bunu yapmadı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Müzakere sürecinin devam etmesine büyük katkı koydu...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Hristofyas; seçimleri kazanıp, liderlik koltuğuna oturduğu zaman umutlar yeniden yeşerdi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Talat “belki bu kez olur” düşüncesiyle hep ılımlı adımlar attı ve çözüm mesajı verdi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Önce 2008’in in ilk aylarını, sonra yıl sonunu hedef gösterdi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Hristofyas; olumlu karşılık vermek yerine ‘takvimlere ve hakemliğe’ karşı olduğunu söyledi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Talat; daha sonra 2009’un ilk aylarını işaret etti...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Hristofyas yine reddetti...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Ve beş yıllık uğraşlar, başarısızlıkla sonuçlandı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Talat’ın, Rum tarafına “Sizin için daha ne yapayım... Kendimi apartmandan aşağı mı atayım” demek zorunda kaldı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Tek egemenlik dediniz kabul ettik...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Tek vatandaşlık, tek kimlik, onu da kabul ettik...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Annan Planı’nda öngörülen toprakların iadesi, 50 binin üzerindeki TC kökenlinin gönderilmesini de kabul ettik...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Öyleyse niye çözemedik?..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Çözemedik; çünkü karşı tarafta isteksizlik var...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Ulusal Konsey, Hristofyas’a gözdağı verdi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Fanatik EDEK hükümet ortaklığından çekildi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Ardından DİKO ayak diretti...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Kilise her zamanki gibi ‘çözümün zararlı olacağını’ öne sürerek, kendi halkına ‘öcü’ korkusu verdi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Talat’tan sonra şimdiki liderimiz Derviş Eroğlu, Hristofyas’la müzakerelere iyi niyetle devam ediyor...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> İki kez Cenevre’ye gidildi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Yakında New York’ta buluşacaklar...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Okyanusu aşarak gidecekleri bir ülkede, Kıbrıs gibi küçük bir ülkenin yarım asırlık sorununu çözebilseler, dünya tarafından alkışı hak edecekler...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Ne var ki; ufukta bir çözüm görünmüyor...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Önceki gün Lefkoşa’da gerçekleştirdikleri toplantı sonrasında iki taraf da ‘umutsuz’ mesajlar verdi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Neticede BM Genel Sekreteri Ban ki Moon, bu zirve sonrasında bir karar vermek zorunda kalacak...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Ya uluslararası konferans çağrısı yapacak, ya da taraflara “başınızın çaresine bakınız” diyecek...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Böylesi bir durum, bölünmüşlüğün kalıcılaşmasına yol açacağı için, özellikle Kıbrıs Rum tarafı atacağı adımlara çok dikkat etmelidir...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Mehmet Ali Talat, apartmanın üst katına çıkarak atlayamamışsa...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Derviş Eroğlu, hiç atlamaz!..</span></p>