7 Kasım 2025 Cuma

Kim kime dum duma… 04.10.2011

Yayınlanma: 17.09.2025 18:29 · Yazar: Hüseyin Ekmekçi
<p><span style="font-size: small;">Ziya Keklik isimli bir vatandaş…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Önüne çıkan birkaç iş yerini dolandırıyor, soyuyor…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Sonra da adalet kendisini yakalıyor.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Kimliğine el koyuyor, yurt dışına çıkışını yasaklıyor.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Bu yasaklama da bana hep ödül gibi gelir. Adaletin tecellisi için yurt dışına çıkışı yasaklanan, vatandaş olmayan suçlular, bir şekilde kendilerini burada sağlama alıyorlar.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Neyse, bunu geçelim…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Kimliği elinden alınan Ziya Keklik, yurt dışına çıkma ihtiyacı hissediyor.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Alıyor kardeşinin kimliğini, Mağusa Limanı’nın yolunu tutuyor.</span></p> <p><span style="font-size: small;">10 Eylül’de…</span></p> <p><span style="font-size: small;">12 gün yurt dışında kaldıktan sonra, 2 Ekim tarihinde yine Mağusa Limanı’ndan adaya dönüyor.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Cebinde de kardeşinin kimliği…</span></p> <p><span style="font-size: small;">O kadar rahat…</span></p> <p><span style="font-size: small;">O kadar özgür…</span></p> <p><span style="font-size: small;">O kadar suçsuz…</span></p> <p><span style="font-size: small;">O kadar “dalga geçerek…”</span></p> <p><span style="font-size: small;">O kadar “sistemi aşağılayarak…”</span></p> <p><span style="font-size: small;">Daha adalet tecelli etmeden hem de…</span></p> <p><span style="font-size: small;">İstese geri gelmezdi…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Belli ki işi var, gücü var buralarda…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Çıkıyor, giriyor…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Tabii “çıkarken” değil, “girerken” yakayı ele veriyor.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Ya gelmeseydi?</span></p> <p><span style="font-size: small;">Vebali kimin boynuna?</span></p> <p><span style="font-size: small;">Ya da başka bir soru?</span></p> <p><span style="font-size: small;">Bu limanlar bu kadar mı “delik deşik…”</span></p> <p><span style="font-size: small;">Bu kadar mı, “isteyen istediğini yapabiliyor…”</span></p> <p><span style="font-size: small;">Bu olayda polis de, yargı da, “sahte kimlikle girip çıkanı” sorguluyor elbet…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Keklik beyefendi de bu yalan- dolan girişiminin cezasını çeksin…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Ama…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Umarım birileri de “sınırlarımızı bu kadar savunmasız bırakanlardan” hesap sorar.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Yoksa daha çok “Keklik” uçar sınırlarımızdan, haberimiz olmadan…</span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong> </strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong><br /></strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Koop’ta ne oldu?</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;">Kooperatif Merkez Bankası Girne Şubesi’ndeki 250 bin TL’lik vurgun olayının nasıl kapatıldığını defa defa yazdık.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Bu yazmaların ardından da Başbakanlık devreye girdi. Başbakan, “Hesap sorulmasını” istedi.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Polisi çağırdı…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Banka yönetimi, “aman ha” dedi…</span></p> <p><span style="font-size: small;">“Biz iç denetimimizi bitirelim, ona göre…”</span></p> <p><span style="font-size: small;">Banka “kapattığı” olayın, “iç murakabesini” yapmak için zaman istedi.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Başbakan bekliyor…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Polis de bekliyor…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Olay açık ve net… Ortada banka yönetiminin de “gizlemediği” bir vurgun, soygun, talan olayı var.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Girne’deki şubede herkes bunu biliyor.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Genel merkezde de öyle.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Hatta Havadis sayesinde, her yerde biliniyor…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Umarım bu olayı kapatanlar, şimdi “delilleri yok etmekle” meşgul değildir.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Olmaz mı, olur…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Başbakan beklesin…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Polis de beklesin…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Bekleyerek “adaleti sağlayabiliriz” demek ki…</span></p> <p>&nbsp;</p> <p><span style="font-size: small;"><strong> </strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong><br /></strong></span></p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Başbakan hediyeyi DÜÇ’e çevirdi</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;">Başbakan İrsen Küçük, öyle bir hediye aldı ki, akıllara zarar.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Rusya’dan çıkışı yasak Romanow cinsi koyunlar, kolaylıkla KKTC’ye ulaştı.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Başbakan’a bu koyunların kimin tarafından hediye edildiği sır gibi saklanıyor.</span></p> <p><span style="font-size: small;">“Mağusalı bir iş adamı” dendi, ötesine ulaşamadık.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Önemi de yok.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Başbakanın şahsına, bir iş adamının “10 bin Euro değerinde” hediye alması biraz abartı bence.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Başbakan’ın da hediyeyi “geri çevirmesi ve kamuya ait bir kuruluşla, Devlet Üretme Çiftlikleri’ne”  göndermesi ise bir o kadar doğru. Zira, o hediyeyi alan her kimse, “Milletvekili” olsaydı, adım atmayacaktı.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Belli ki, “şahsına” değil, “makamına” alınmış bir hediye…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Öyle görünüyor ki, “Midillisi” yetiyor Sayın Başbakana…</span></p> <p>&nbsp;</p> <p><span style="font-size: small;"><strong>Akar’dan personele “polis” tehdidi</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;">Kıbrıs Gazetesi’nde işler kötüye gitmeye başladı mı, ilk akla gelen “personelin işten durdurulması”… Bugüne kadar yaklaşık 20 kişi işten durduruldu. Adam durdurmalar devam edecek gibi görünüyor… Yazık.</span></p> <p><span style="font-size: small;">Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar ise Asil Nadir’in “değnekçiliğine” devam ediyor. Tam bir Nazi Subayı gibi…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Önceki gün bir genelge yayınladı ve bunu personele dağıttı. Genelgede de açıkça belirtti:<strong> Eğer bu genelge bir medya organında yayınlanırsa, polise vereceğim ve sızdıranı bulacağım. İşten atacağım…</strong></span></p> <p><span style="font-size: small;">Bunla da bitmedi.<strong> “Şu saatte gireceksiniz, bu saatte çıkacaksınız… Uymazsanız, maaşınızdan şu kadar keseceğim…” </strong></span></p> <p><span style="font-size: small;">Baskıya bakar mısınız?</span></p> <p><span style="font-size: small;">Osmanlı’nın son döneminde bilinçle uygulanan “sansür” kavramını yeniden Kıbrıs Türk basınına sokan Akar, şimdi de “tehditle” medya çalışanlarını “işletmeye” soyundu…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Şimdi “hain” arar durur…</span></p> <p><span style="font-size: small;">Arasın beni da, söylerim gene, bana kimin sızdırdığını…</span></p>