7 Kasım 2025 Cuma

Yapboz tahtasıdır bir şey? 26.05.2011

Yayınlanma: 17.09.2025 18:29 · Yazar: Hüseyin Ekmekçi
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Bu kadar mı öngörüsüz olunur siyasette…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Bu kadar mı siyasetçi kendini tartışmaların içine atar…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Daha yeni değişmişti, tek mesaiye geçilmişti çalışma yaşamında, kamunun…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Ne oldu da hemen eskiye dönüş yapıldı…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">O kadar tartışma…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">O kadar TV programı, gazete haberi…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Giden enerji…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Hooooopppp… Yeniden eskiye döndük…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Yenilik diye topluma “eski sistemi” sunduk…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Hani bir laf var ya,</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">“Biz bu kadar haltı niye yedik?”</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Sahi, niye yedik?</span></p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Aslolan verimlilik…</strong></span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Verimliliği tartışmadığımız sürece, kamu çalışanının hangi saatler arasında dairede bulunduğunun ne önemi var?</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Maalesef, verimlik tartışmamız gerekirken, biz halen daha iki ayda bir saatlerle uğraşıyoruz…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Çıksa bir siyasi…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Sendikaları da bu tartışmalara zorlasa…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Testiyi dolu götürenle boş getiren birbirinden ayrılsa…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Ödül olsa…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Ceza olsa kamuda…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Ama bizim gündemimiz hep “sorunun arkasından dolanma…”</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Ortada kuyu var, yandan geç misali…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong> </strong></span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong><br /></strong></span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong><br /></strong></span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>“Bunu da atlatacak”</strong></span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">İlk dakikadan bu yana hastaneden ayrılmadı… Herkese de, “Bizim için dua edin” çağrısı yapıyor… Şeyh Nazım’ın hastaneye gelişinde, “Bizim için dua et, biz hangi duayı okuyalım” diyaloğu ise, aslında Rauf R. Denktaş’a nasıl bağlı, nasıl aşık, nasıl yanık olduğunun göstergesiydi…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Yıllardır, birçok olayın sessiz tanığı o… Acı günlerinde de tatlı günlerinde kendisini davasına harcayan bir adamın eşi…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Evde olsa da olmasa da, memlekette olsa da olmasa da… Evlatlarının anası, babası zaman zaman…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">İlk dakikadan bu yana hastanede…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">“Bunu da atlatacak” dedim, “Neler neler atlatmadı ki… Dualarla atlatacak elbette” karşılığını verdi.</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Her gelenle ilgileniyor, iyi dileklerini kabul ediyor…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Adı gibi biliyor ki, eşi uyanacak,  bu hastaneden el ele arabalarına binip gidecekler…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Sol kolu da ciddi derecede zorluyor kendisini… Buna rağmen, kendini değil, eşini düşünüyor…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Sağında solunda kızları, oğlu, torunları…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">“Yuvayı yapan dişi kuş”, şimdi hem eşine hem yavrularına kol kanat geriyor…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Sağlam bas Aydın Hanım… Yine iş başa düştü…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong> </strong></span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong><br /></strong></span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;"><strong>Ne parası?</strong></span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Anlamadığım bir şekilde, muhtarların “maaş” alması için, Muhtarlar Birliği Başkanı Hüseyin Barbet dünyayı ayağa kaldırdı.</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Sanırsınız ki muhtarlar “muhtar” değil, düşkün…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Bir ağlamadır gidiyor…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Barbet kapı kapı gezip “aman da maaş” diyor…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Muhtarlar da maaş almalı mı?</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Olabilir… Ne sakıncası olabilir ki bunun?..</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Ama bu kadar aleni, bu kadar “kapı kapı” gezme de biraz ayıp oluyor…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Muhtarlığın şanına da…</span></p> <p><span style="color: #000000; font-size: small;">Ağırlığına da yakışmıyor…</span></p> <p>&nbsp;</p>