AB’ye ne kadar hazırız? 23.03.2012
<p><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kıbrıs Türkü, büyük acılardan geçmiş, daha sonra özgürlüğün tadına varmış bir toplum olarak, bundan sonraki yıllarını AB vatandaşı olarak geçirmek istiyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Bunu doğal karşılamak gerekir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Hiç olmazsa, eğitimde ve sağlıkta daha iyi hizmet alınabileceğini düşünenler de son derece haklıdır... </span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kuşkusuz; daha iyi ve daha güvenceli bir gelecek derken, daha kötü durumlarla karşılaşmamak için gerekli önlemler zamanında alınmalı ve gerekli garantiler sağlanmalıdır ...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Garantilerden ne anladığımızı da bilmeyen yoktur...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Türkiye’nin garantörlüğünün devamı ve yerinden oynayacak insanların uygun koşullarda yeniden iskanı çok önemlidir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Ne var ki; garantilerle ilgili anlaşmazlık ortadan kalksa da, Kıbrıs Türk ekonomisi bugünkü yapısıyla, Rum ekonomisiyle bütünleşmeye ve AB kurallarını uygulamaya hazır değildir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Resmi hizmet daireleri, bankalar, belediyeler, imalathaneler, yetiştirdiğimiz sebze ve hayvanların kalitesi konusunda alınması gereken önlemleri bugüne kadar alamadık...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Hepsinden kötüsü çevredir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Aşırı betonlaşma, dere yataklarının kapatılması, taş ocakları, limana boşaltılan gıda ve inşaat malzemeleri hepimizi ürkütüyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Annan Planı’nın sunulduğu günlerde, KKTC’deki siyasi partilere, hükümetlere ve parlamentoya sayısız çağrılar yapıldı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> “Biz AB’ye hazır mıyız?” sorusuna verilen yanıt şöyleydi:</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> “Kıbrıs Türk toplumu kültürlü bir toplumdur. Çok kısa sürede AB’ye uyum sağlayacaktır...”</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Peki AB üyeliği gerçekleşmezse?..</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Güzel bir ülkede insanlarımızı tehlike altında mı yaşacağız?..</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Yanlış düşünenler sayesinde, ne resmi kuruluşlarımız, ne de bankalarımız AB kurallarına göre hazırlanmadı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Tarım ve sanayi üretimlerinde AB’nin aradığı koşullar işletmecilere ve üreticilere yansıtılmadı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kimse eğitimden geçirilmedi...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kısacası, binanın temelleri sağlamlaştırılmadı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Böylesi bir yapı ile kısa sürede AB üyeliği gerçekleştirilemez...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Dolayısıyla yapılması gereken, öncelikle Kuzey Kıbrıs’taki her türlü yasa dışılığı kontrol altına almak, eğitim ve sağlıkta gerçek anlamlarda reform hareketlerini gerçekleştirmektir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Eğitimde ve sağlıkta sıkıntı yaşayan toplumlar, gelişmiş ülkelerin kurallarına ayak uydurmada zorlanırlar...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Bu gerçeği anlamak zorundayız...</span></p>