19 Eylül 2025 Cuma
SON DAKİKA

Bu yıl seçim olmaz

Yayınlanma: 17.09.2025 18:29 · Yazar: Reşat Akar
<p>Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, iç ve dış gelişmelerden hiç de memnun değil...<br /> New York ziyareti öncesinde gerçekleştirdiğimiz buluşmada, yaşadığı sıkıntıları dile getirmekten çekinmedi...<br /> Önce Kıbrıs sorunundan başlayalım...<br /> Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum lideri Hristofyas ile yürütülen müzakerelerde en ufak bir ilerlemenin olmadığını söylüyor ve taraflar arasındaki ciddi görüş ayrılıklarına dikkat çekiyor...<br /> Bunlardan bir tanesi vatandaşlıklarla ilgilidir...<br /> Hristofyas “benim dışımdaki tüm Rum liderleri TC kökenlilerin adada kalmasını istemiyor” diyor ve ekliyor:<br /> “Benim kabul edebileceğim maksimum rakam ise 45 veya 50 bindir...”<br /> Eroğlu; 2004 referandumunda 45 bin kişinin önerildiğini ve Türk tarafının bunu kabul ettiğini anımsatarak, aradan yedi yıl geçtiğini ve vatandaş sayısının arttığını vurgulayarak, bu konuda somut örnekler veriyor:<br /> “İki torunumun babası TC kökenli... Dayımın damadı, yeğenimin karısı da öyle. Müzakere heyetinde yer alan Serden Hoca’nın, TDP lideri Çakıcı’nın, ÖRP lideri Avcı’nın eşleri de TC kökenli...”<br /> İkinci bir referandumun gerçekleşmesi durumunda bu insanların oy kullanacağını vurgulayan Eroğlu, Hristofyas’a şu soruyu soruyor:<br /> “Referandumda oy kullanan insanlara, referandum sonrasında vatandaşlık vermeyeceğimizi söyleyebilir miyiz?..”<br /> Kuşkusuz; Hristofyas da bu konuya kendi açısından bakıyor, ayrıca sırtını uluslararası kurallara dayıyor...<br /> Savaş sonrasında adaya nüfus taşımanın bir suç olduğunu iddia ediyor...<br /> Neticeye gelecek olursak, iki tarafın ‘kendi başlarına’ anlaşabilmeleri ve Kıbrıs sorununu çözüm aşamasına getirebilmeleri mümkün değildir...<br /> Birleşmiş Milletler’in de artık bu gerçekleri anlaması ve bir karar vermesi gerekir...<br /> Tüm garantörlerin yer alacağı iki günlük bir toplantıda ya Kıbrıs sorununun çözümüne, ya da kalıcı ayrılığa karar verilmeli...<br /> Bu da benim görüşüm...<br /> Bunun başka türlü bir formülü yoktur...<br /> Çözüm kararı da olsa, ayrılık da olsa her iki taraf için tazminat zorunluluğu vardır...<br /> Uzun yıllar mülklerinden mahrum edilen insanlar, sonuç ne olursa olsun mutlaka tazmin edileceklerdir...<br /> Gelelim Eroğlu’nun iç siyasette yaşadığı sıkıntılara...<br /> Yaklaşık yirmi yıl süreyle başbakanlık yapan bir cumhurbaşkanına, herhangi bir konuda danışılmaması ciddi bir rahatsızlık yaratıyor...<br /> Önemli yasalar hazırlanırken dahi görüş ve düşüncelerine başvurulmadığından yakınıyor Eroğlu...<br /> Ülkenin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini, işsizliğin ve fakirliğin arttığını, yolsuzluk iddialarının tavana vurduğunu belirterek “bu gibi durumlar maalesef müzakere masasında elimizi zayıflatıyor” diyor...<br /> Ve herkesin merak ettiği bir konu... <br /> Hükümet bu şekilde devam edebilir mi?..<br /> Eroğlu ‘edebileceğini’ söylemiyor...<br /> Fakat “edemezler” lafını da kullanmıyor...<br /> Kelimeleri özenle seçiyor ve herkesi düşünmeye sevk ediyor...<br /> Sıra, merak edilen bir başka soruya geliyor:<br /> “Ufukta seçim var mı?...”<br /> “Bu yıl olmaz... Zaten zaman da kalmadı” diyor...<br /> Peki gelecek yıl!..<br /> No comment!..<br /> Yani yorum yok!..<br /> Aklı çalışan anlar!!!</p>