Cesur yazılar ve mülkiyet 19.02.2012
<p><span style="font-size: small; color: #000000;">Küçük Kıbrıs’ın her iki tarafında iyiler de vardır, kötüler de...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kötüler; karşısındaki insanı küçümseyen, onun malına ve parasına göz koyan, ırzına ve namusuna tecavüz eden, menfaat, ya da ırkçılık uğruna gözünü kırpmadan insan canına kıyabilenlerdir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Bunlar; amaçlarına ulaşabilmek için herşeyi yapabilen insanlardır...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Bunlarda vicdan, insanlık, onur ve haysiyet yoktur...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Madalyonun bir de öteki yüzüne bakalım...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Karşı milletten olsa bile, haksızlığa uğrayan insanları savunan, onlar adına mücadele veren ve bu yüzden çamura bulaşan ‘iyi niyetliler’...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Ama bunların sayıları oldukça azdır...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Yani bir Kıbrıslı Rum’un, bir Kıbrıslı Türkü savunması gibi...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Veya bir Kıbrıslı Türkün, bir Kıbrıslı Rum’a yönelik haksızlıklara karşı çıkması... </span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kıbrıslı Rum meslektaşlarımız arasında ‘sınırlı sayıda’ iyi niyetli ve yürekli insan vardır...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Bunlardan bir tanesi Alithia gazetesinin başyazarı Alekkos Konstantinidis’tir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Alekos, bir zamanlar Kıbrıslı Türklerin ‘Zeki Müren’i olarak bilinen ve 1963 sonrasında Rum kesiminde yaşayan rahmetli Behiç Gökay’a sahip çıkan tek kişiydi...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Barış Harekatı sonrasında yazdığı yazılar yüzünden aracına bomba yerleştirildiği halde gerçekleri yazmaktan vazgeçmedi...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Ve tabii ki ‘istenmeyen adam’ oldu...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kimler tarafından?..</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Elbette düzenden yarar sağlayan ‘kötüler’ tarafından...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Bir başka isim: Lukas Haralambos...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> 1963-1974 döneminde Kıbrıslı Türklere yönelik saldırıları ve katliamları korkusuzca yazabilen ender Kıbrıslı Rumlardan biridir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> ‘Köprü ve tertipler’ başlıklı bir yazıdan sonra milliyetçi cephe tarafından ‘hainlikle’ damgalanmıştı......</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Politis gazetesi yazarlarından Makarios Druşuotis, başarılı araştırmalardan sonra Türklere yönelik kanlı saldırıları konu eden yazılar yayınladı, ardından kitap bastı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> EOKA tarafından sayısız tehdit mesajları aldığını herkes biliyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Ve Politis’in eski Genel Yayın Yönetmeni Andreas Parashos...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Andreas’ın “Hesabı Şimdi Ödeyiniz” başlıklı bir yazı yayınlanmıştı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> O yazıyı kesip sakladım...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kıbrıs’ı kalıcı bölünmenin eşiğine getiren Rum liderlerliğinin mülkiyetle ilgili hilekarlıklarını şöyle anlatıyordu:</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> “Son üç yılda devlet tarafından istimlak edilen Kıbrıslı Türklerin malları durumu belirlemektedir. Bugün Kıbrıs Cumhuriyeti, malların sahiplerine yarım milyar Kıbrıs Lirası borçludur. Yani, Kıbrıs Türk mallarının vasisi olan ve mal sahiplerinin çıkarlarını koruyarak bu konuyu ele alan devlet, en temel görevini yerine getirmiyor ve ödeme yapmıyor. Türk mallarına yönelik istimlaklar, genellikle seri görüşmelerle yapılıyordu ve ilgili kararlar, anayasa koşullarının ilgili maddelerine aykırı olarak resmi gazetede yayınlanmıyordu. Sonuç olarak Kıbrıslı Türk hak sahiplerinin gelip talep etmeleri halinde, onlara ödemek zorunda kalacağımız hesap yarım milyar KL’dir. Bunu kimler ödeyecek? Kıbrıslı Türklerin malları konusunda kötü uygulamalardan sorumlu olanlar ve şu anda hala siyasi sahnede olup aynı şeyi yapmaya devam edenler mi? Doğal olarak hayır… Onların tuzu kuru… Bizlerin onca yıl harman dövmelerine izin verdiğimiz, bize hesap vermelerini istemediğimiz, sorumluluk yüklemediğimiz kişilerin tuzu kuru… Hatırlayınız: Bağımsızlık, toplumlararası çatışmalar, darbe, istila, otuz yıllık ayrılık ve bölünmüşlük… Kıbrıs sorununun her döneminde hep aynı kişiler… Şimdi hesabı sizler, bizler ve çocuklarımız ödeyecek. Ama sorumluluklarını üstlenmelerini istememiz için geç kalınmıştır…”</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kuzeyde istimlak edilen veya başkalarına dağıtılan Rum mallarının değeri milyarlarca dolar olabilir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Ancak güneyde de Kıbrıslı Türklerin çok değerli arazilerinin istimlak edildiğini ve bunların gizlendiğini, bu yazı açık bir şekilde ifşa ediyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Müzakerelerin ilerleyen aşamasında görüşme masasına getirilmesi gereken bir yazı olduğunu düşünüyorum...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Herkes elindeki kozları masaya koymalı ve sonuçta bir uzlaşıya varılmalıdır...</span></p>