19 Eylül 2025 Cuma
SON DAKİKA

Göçmenlere de sorulmalı 21.11.2011

Yayınlanma: 17.09.2025 18:29 · Yazar: Reşat Akar
<p><span style="font-size: small; color: #000000;">Mevcut durumdan, yani Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünden büyük yararlar sağlayan insanlar, ister Kıbrıslı Rum olsun, ister Kıbrıslı Türk, kesinlikle bölünmüşlükten yanadırlar...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Sorduğunuz zaman “aynen devam etsin” diyorlar...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Devam etsin de çözümsüzlüğün yol açtığı olumsuzluklar?..</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> -Ekonomide, turizmde, tarımda, küçük sanayide, insan haklarında yaşanan sorunlar? </span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> -Gençlerin işsizliği?..</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> -Ülke geleceğinin belirsizliği?..</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> -İnsan kaçakçılığı?..</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> -Kontrol edilemeyen nüfus akışı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> -Cinayet, soygun, vurgun, mafyalaşma, uyuşturucu, kaçakçılık...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Çözümsüzlüğün devam etmesi durumunda Kıbrıs’ın kuzeyi de güneyi de çok daha ciddi sorunlara gebedir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Çözüm olduğu zaman bu sorunların tümünün ortadan kalkacağı iddia edilemez...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kıbrıslı Türklerle, Kıbrıslı Rumların ‘sevgi ve muhabbet içinde yaşayacakları’ da iddia edilemez...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Hatta ilk yıllarda iki toplum arasında ciddi olayların yaşanması da beklenebilir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Ne var ki; çözümsüzlüğün devamı halinde yaşanacak sorunların çok daha ağır olacağı gün gibi ortadadır...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Aklı başındaki insanlar, sonsuza dek çözümsüzlüğü savunamaz, bugünkü bölünmüşlüğün üzerine oturamazlar...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Sadece, mevcut düzenden çıkar sağlayanlar çözümsüzlüğü savunabilirler... </span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Çünkü onların tek derdi, başkalarına ait mülkler üzerinde oturmak ve testiyi doldurmaktır...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Çocukların ve torunların geleceği de onları ilgilendirmiyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Sıkıştıklarında ‘kaçmalarına yardımcı olacak’ bir planları mutlaka vardır...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Onların etkisinde kalmadan, kalıcı ve sağlam bir çözüm için yapılması gerekenleri ciddi bir şekilde tartışmak ve gerekli önlemleri almak zorundayız...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Çözüm konusunda en ciddi tartışmanın mülkiyet, toprak ve garantiler üzerinde yoğunlaşacağını biliyoruz...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Bizim için en önemlisi garantilerdir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Türkiye’nin garanti etmeyeceği bir çözümün kalıcı olmayacağına inandığımız için, 1960 anlaşmalarından kaynaklanan hakların devamını istiyoruz...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Mülkiyet konusuna gelince... </span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Gelmiş, geçmiş tüm hükümetler, bu ülkeyi yöneten siyasi partiler ve liderler...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Bugüne kadar, göçmen Kıbrıs Türk halkına “siz ne istiyorsunuz” diye sormadılar...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Halbuki 1974’ün koşullarında ‘çaresizlikten’ devlete feragatname veren insanların ezici bir çoğunluğu pişmandır...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Feragatname vermeyen ve kuzeyden bir zeytin ağacı dahi almayan insanlar da vardır...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Onlar daha da perişandır...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Loizidu’ya, Arestis’e, Timvios’a yüklü miktarda tazminat verilirken, güneyde mal bırakmış, kuzeyden bir karış toprak almayan Hasan’a, Hüseyin’e Ayşe’ye, Veli’ye bugüne kadar neden tek kuruşluk tazminat ödenmedi?..</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Günü geldi, vatana hizmet ‘puanla’ satın alındı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Binlerce kişiye ‘Mücahit puanı’ dağıtıldı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Binlerce kişiye domates, biber, patlıcan yetiştirmeleri için tarımsal arazi verildi...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Sonra o tarlalar ‘araziye çevrilip’ milyonlarca Sterlin karşılığında yabancılara satıldı... </span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Öyleyse ne yapmalı?..</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Hak sahiplerine “güneydeki malınızı ne yapmak istiyorsunuz?” diye sorulmalı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Baf’taki malına dönmek istiyorsa, önüne takoz konmamalı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Olağanüstü şartlar artık geçerli değildir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Bugün malından engellediğiniz insanların, bir süre sonra ağır tazminat talepleriyle Avrupa mahkemelerinde hak arayacaklarını ve günü geldiğinde kazanacaklarını da unutmamak gerekir...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Sık sık vurguladığım bir gerçeği yeniden tekrarlamak istiyorum:</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Mülkiyet, en temel özgürlüklerden biridir... </span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Hiçbir şekilde yok edilemez...</span></p>