İbret verici dayanışma 04.11.2012
<p><span style="color: #000000; font-size: small;">Kuzey Kıbrıs pisliğin içinde yüzen bir ülke oldu...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Birilerine milyarlarca dolar verip “bu ülkeyi yaşanmaz hale getirin” deseydiler, hiç kimse, hiçbir güç bizleri bu kadar kötü bir duruma getiremezdi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Peki neden bu hallere düştük?..</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Kötü siyaset yüzünden...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Üretken, çalışkan, becerili, dünya görgüsü olan insanları siyasetten uzak tutarak...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Sadece kendilerini düşünenleri yönetime taşıyarak bu hallere düştük...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Başkent Lefkoşa’nın kuzey kısmı pislik içinde yüzerken, güney kısmına geçenler kendilerini bir anda cennetin içinde buluyorlar...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Çevre düzeni, trafik akışı, yaya ve bisiklet yolları, dinlenme parkları ile gerçek bir Avrupa kenti...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Kuzeydekiler ise hâlâ ‘istifa’ edip, etmemeyi tartışıyorlar...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Bir de UBP’ye kimin genel başkan olduğunu veya olacağını...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> UBP konusunda yarın başlayacak olan yargı sürecinin en kısa sürede sonuçlanması dileğimizdir...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Fakat; bir kez daha tekrar edelim ki; sonuç ne isterse olsun, bu saatten sonra bu ülke şimdiki siyaset anlayışıyla yoluna devam edemez...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Seçim ve Siyasal Partiler Yasası değiştirildikten sonra erken seçime gidilmesi ve halkın ‘tek bölge’ sistemi altında yeni bir tercih yapması kaçınılmazdır...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Kardeşi kardeşe düşüren siyaset anlayışı süratle ortadan kaldırılmaz ve bu ülkede yeni bir dayanışma ruhu geliştirilmezse, inanın bu günleri de arar olacağız...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Güneyden almamız gereken derslerden biri çevredir...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Bir diğeri ise dayanışma konusunda sergiledikleri tavırlardır...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Ekonomik açıdan kötü gittikleri şu günlerde yardıma muhtaç insanlar için başlattıkları dayanışma kampanyaları bizlere ‘insanlık açısından’ bazı mesajlar vermelidir...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Bu kampanyanın gönüllüleri arasında öğretmenler ve öğrenciler de vardır...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Hazırlanan broşürleri marketlerin giriş kapılarında halka dağıtarak, yardıma muhtaç insanlar için gıda topluyorlar...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> “Bir paket pirinç, makarna veya süt, peynir, ekmek de olur” diyorlar...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Alışveriş yapan ve ortalama 50 Euro harcayan bir insan, bir Euro fazla ödeyerek, bir paket pirinç alıyor ve marketten ayrılırken bunu ‘gönüllü yardımseverlere’ vermek suretiyle aç insanlara destek sağlamış oluyor...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Bir zamanlar bizler de yardımlaşma ve dayanışma konusunda dünyaya örnek olabilecek bir düzeyde idik...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Evde pişen yemeğin bir kısmını komşuya uzatırdık...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Hatta uzaktaki yakınlara da pay çıkarıp, ziyaretlere gider ikram ederdik...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Arkadaşlık ve dostluk ilişkilerimiz çok daha kuvvetliydi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Verdiğimiz sözlerden asla dönmezdik...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Sonunda ölüm olsa bile sözümüzü yerine getirirdik...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Dayanışma becerisini sadece ‘güzel günlerde’ değil, kötü günlerde de gösterebiliyorduk...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Ne var ki; yarattığımız kötü düzen, tüm iyi yanlarımızı silip, götürdü...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Dağlar, ormanlar, dereler yok edildi...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> İşe yaramaz yasalarla bu ülkeye kötülük edenlerden hesap sorulmadı...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Hâlâ ormanlık ağaçları kesenleri koruyabilecek mazeretler üretebiliyor “yasada bir boşluk var” diyebiliyorlar...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Durum böyle olunca, ağaçları keserek, ormanlık araziyi betonlaştırmak isteyenlere yol göstermiş oluyorlar...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Onlar da bir gece vakti mazotu döküp önce yakıyor, bir süre sonra da yanmış ağaçları kesiyorlar...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Bu ülkeye ve insanlarına yapılan kötülükleri sıralamaya devam etsek; sayfalar yetmez...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Gerçekten çok kötü bir durumdayız...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Kurtuluş için cesur yürekli insanları siyasete çekmeli, bu ülkede temiz bir sayfa açmalıyız...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Eğitim ve kültürden başlayarak, ne kadar sorun varsa tümünün üzerine giderek, yaşanabilecek bir ülke yaratmalıyız...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Çözüm olsa da, olmasa da bu ülkeyi korumak ve insanlarımıza huzurlu bir yaşam sağlamak görevimizdir...</span><br /><span style="color: #000000; font-size: small;"> Biraz cesaret lütfen!!!</span></p>