Kaçırılan fırsatlar dizisi 29.03.2012
<p><span style="font-size: small; color: #000000;"> Aklı az çalışan insanlara bazen ‘tarihi gerçekleri’ anımsatmak şart oluyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kıbrıs Türk halkının “evet” dediği Annan Planı 24 Nisan 2004 tarihinde oylandı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Rumlar, ezici bir çoğunlukla bu plana “hayır” dedi...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Fanatizme yenik düşmeyip “evet” demiş olsalardı, ilk 104 gün içinde Maraş kentinin yanı sıra, Erenköy ve ara bölge kendilerine iade edilmiş olacaktı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Yani 6 Temmuz 2004’te turizm kenti Maraş’ta inanılmaz bir hareketlilik başlayacak, ülkeye büyük paralar akacak ve işsizlik sorunu diye birşey kalmayacaktı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kentin yeniden imarı için 2 yıllık bir süreye gereksinim olduğunu düşünün...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Rumlar, 2006’ta Maraş’ta oturmaya ve turistik otelleri yeniden işletmeye başlamış olacaktı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Annan Planı’nı kabul etmiş olsalardı, 6 ay içinde Düzce ve Taşköy, bir yıl içinde ise Ömerli, Kırklar ve Bademli’ye döneceklerdi...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> İkinci yılda Çayönü, Güvercinlik, Akdoğan, Türkmenköy, Gayretköy, Yeşilırmak ve Soli’yi teslim alacaklardı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> O Yeşilırmak ki; 19’uncu yüzyıldan itibaren Türklerin yaşadığı bir cennet parçası...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Buradaki insanlar, bırakın köyün Rumlara iadesini ve göçmen durumuna düşmeyi...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> 1995-1996 yıllarında gündeme gelen baraj yapımına dahi ‘köy sular altına kalmasın diye’ karşı çıktılar...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Arazi tespit ve düzeltme çalışması için bölgeye gönderilen dozerlerin önünde etten siper kurmuşlar ve projenin iptalini sağlamışlardı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Fakat; aynı insanlar, sırf bu ülkede artık barış olsun ve ada yeniden bütünleşsin diye, köyün tamamının Rumlara teslimini öngören bir plana “evet” dediler...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Ama olmadı...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Konuyu yeniden Maraş’a getiriyorum...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Annan Planı’na “hayır” diyerek, Maraş’ın ilk 104 gün içinde kendilerine iade edilmesini engelleyenler, son günlerde inanılmaz bir panik yaşamaya başladılar...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Türk tarafının, 1 Temmuz sonrasında Maraş’ı işletmeye açacağı iddiaları üzerine dünyayı ayağa kaldırdılar...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Radyo ve tv’lerde, gazetelerde, son günlerin en fazla tartışılan konusu oldu Maraş...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kıbrıs sorununu çözeceği iddiasıyla Başkanlık koltuğuna oturan, fakat Papadopulos’un mirasına sahip çıkarak Talat’la dahi anlaşamayan Hristofyas ise, kendi halkını yatıştırmaya çalışıyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> “Merak etmeyiniz “bunlar farazi senaryolardır” diyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Maraş kökenli Rumlara soğukkanlı olmaları çağrısında bulunurken, ‘Türk liderliğinin oyunlarını’ göğüslemeye hazır olduklarını söylüyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Makarios’tan sonraki Rum lideri Spiros Kiprianu ‘çözümsüzlüğe oynayan’ bir liderdi...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Yabancılar tarafından sunulan tüm planları reddetti...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kıbrıslı Türklerin, dünyadan soyutlanacağını ve çaresizlik içinde teslim olacaklarını hayal etti...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Sonunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Rum Dışişleri eski bakanlarından Nikos Rolandis’in sık sık vurguladığı gibi, Rum tarafının, bugüne kadar ortaya çıkan tüm çözüm planlarını reddetmesi nedeniyle ‘bölünmüşlük’ daha da güçlendi...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Türkiye ve KKTC yönetimi, aylardan beri Rum tarafını, AB’yi ve ilgili diğer ülkeleri uyarıyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Kıbrıs sorununun 1 Temmuz’a kadar çözümü için Türk tarafının ileri adımlar atmaya hazır olduğunu vurguluyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Uluslararası konferans dahil, her türlü ‘çözüm getirici’ organizasyona destek veriyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Çözüm olmaması halinde ise Türk tarafının ‘B Planını’ uygulamaya koyacağı açık bir şekilde vurgulanıyor...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Öyleyse Hristofyas’ın “bunlar farazi senaryolardır” şeklindeki değerlendirmesi ciddiyetten uzaktır...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Geçmişte yaşananlardan ders çıkarmamak, koltuk uğruna Kıbrıs’ın köklü ayrılığına çanak tutmaktır...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Maraş 1 Temmuz sonrasında açılır mı?..</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Bunu net olarak bilemeyiz...</span><br /><span style="font-size: small; color: #000000;"> Ama Türk tarafının bazı adımlar atacağı kesindir...</span></p>